Kategori : DOĞALGAZ ENERJİSİ, ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 05 Aralık 2015
Rusya ile Türkiye arasındaki uçak krizinde Moskova’dan her gün yeni yaptırım haberleri gelirken Türk kamuoyunda ven çok merak edilen soru ‘Rusya gazı keser mi’ oldu. Rusya’dan olası bir gaz kesme tehlikesi doğalgaz depolama tesislerini gündeme getirdi. Erdal Sağlam, Hürriyet’teki köşesinde doğalgaz depolama tesislerinin önemine dikkat çekti.
İşte Sağlam’ın o yazısı:
Rusya ile çıkan uçak krizinden sonra devreye giren ekonomik ambargolar, herkesi “Rusya kışın doğalgaz akışını keserse ne olacak?” telaşına soktu. Bu telaşın ardında temel bir yönetim hatası yatıyor. Çünkü Türkiye’de Rusya’ya enerji bağımlılığımız tehlikeli biçimde artırılırken, buna karşılık bu tür arizi durumlara hazırlık için depolama hacminin artırılması, yıllardır ihmal edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünkü Katar temaslarından sonra yapılan açıklamada; daha önce dönemlik anlaşmalar yoluyla Katar’dan yapılan sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatına uzun vadeli bir perspektif kazandırılacağı ve bu çerçevede yapılacak anlaşma için hazırlıklara başlandığı açıklandı. Anlaşmada Katar’dan ithalat miktar ve vadeleri de yer alacak.
Katar’la bu tür görüşmeler yıllardır yapılıyor, yıllardır Katar’dan ithalatın artırılması planlanıyor ama şimdiye kadar yapılamadı. Çok sıkışılan, doğalgaz kullanımının en çok arttığı dönemlerde arzı beslemek için birkaç kargo Katar’dan LNG ithalatı yapılmıştı.
Bu önemli bir gelişme ama Rusya’nın doğalgazı kesmesi halinde ihtiyacı karşılaması mümkün değil. Çünkü LNG ithalatını fazla yapsak bile, bunu depolayacak yani gerektiğinde kullanılacak mekanizmamız mevcut değil. LNG ithalatını artırsak bile, bu çıkabilecek büyük sorun için çare olmaktan çok uzak.
Çünkü yıllardır konuşuluyor ama Türkiye bir türlü doğalgaz depolama hacmini artıramadı. Yıllardır yabancı firmalar başta olmak üzere depo lisansı almak için başvurdu ama Enerji Bakanlığı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) bu lisansları vermekte hep çekimser davrandı. Bu nedenle de piyasalarda yoğun olarak “Doğalgaz deposu için kendi istedikleri firmalara lisans vermek için ciddi firmaların taleplerine karşı bile çekimser davranılıyor” dedikoduları yayılmıştı.
Gerçekten taleplere neden olumlu yanıt verilmediğini tam olarak bilmiyoruz ama çıkan sonuç “enerji arz güvenliği açısından vahim bir tablo” oluşturuyor.
Türkiye’nin doğalgaz depolama hacmi, Rusya doğalgaz vermeyi keserse, ancak 3 günlük ihtiyacı karşılayabilecek düzeyde. Türkiye’nin doğalgaz tüketimi pik seviyeye çıktığı zaman günlük 180-225 milyon metreküp arasında değişiyor. Yani Rusya 10 günlük bir kesintiyi en soğuk dönemde yaparsa 1.5 milyar metreküplük doğalgaza ihtiyacımız olacak.
Buna karşılık bir tek Aliağa’da Çolak ailesine ait EGE GAZ boşaltım ve kısmi geçici depolama tesisi ile Silivri de BOTAŞ’a ait boşaltım ve depolama tesisi bulunuyor. Doğal jeolojik ortamlarda gaz depolama için Tuz Gölü’nde bir proje başlatıldı ama neredeyse 10 yıldır “Beyaz Enerji 2” dosyası gibi çeşitli yolsuzluk haberlerine konu olan bu projede TPAO daha yeni Çinlilerle işe başladı ama devreye girmesi uzun yıllar alacak. Bunun dışında Tarsus’ta bir şirketin 3 milyar Euro’luk bir yatırımı kağıt üstünde kaldı. Yerli ortağın parası olmadığı, yabancı ortağın çekimser davranmaya başladığı, yanısıra tesisin yapılacağı yer için tektonik yapının uygun olmadığı konuşuluyor.
Kuzey Irak ve muhtemel İran gazı bağlamında Alman ve Fransız şirketlerin gaz depolama işine girmek istedikleri ama EPDK ve Bakanlık tutumu nedeniyle beklemede olduklarından da söz ediliyor.
Özetle; Rusya’yı ve sonradan devreye giren Azerileri küstürmeme kaygısının da etkisiyle, AKP hükümetleri enerji arz güvenliğini tehlikeye atarak, özellikle son 4 yılda LNG ithalatı, boşaltım tesisi ve depolama işini geciktirdi diyebiliriz.
Şimdi Katar ile yapılacak anlaşma, arz güvenliği açısından kısa sürede çıkabilecek sıkıntılara çözüm olamayacak, çok geç kalmış bir adım…
Kaynak: Enerji Enstitüsü