Kategori : NATURAL GAS ENERGY NEWS, ENERGY AGENDA NEWS - Tarih : 12 January 2016
TUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Symes, BOTAŞ’ın piyasadaki rolünün değişmesi gerektiğini savundu.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes, 2013 yılından itibaren üzerinde çalışılan Doğalgaz Piyasası Kanunu’nun revizyonunun sonuçlandırılmasını beklediklerini, elektrik piyasalarında arzu edilen serbestleşmenin doğalgaz serbestleşmeden mümkün olamayacağını söyledi ve ‘Doğalgazın ithalat ile ihracatının serbest bırakılması beklentimizi önemle ifade etmek istiyorum’ şeklinde konuştu.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) işbirliğiyle, ‘Paris İklim Zirvesi Ardından Dünya Enerji ve İklim Görünümü’ başlıklı bir toplantı gerçekleştirildi. Levent’teki Sabancı Center’da düzenlenen ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes, Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez, Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörü Fatih Birol konuşmacı olarak katıldığı toplantıda sektör temsilcileri, yerli ve yabancı çok sayıda davetli yer aldı.
Cansen Başaran Symes, TÜSİAD olarak enerji sektörünün stratejik önemini her fırsatta vurguladıklarını belirterek sektörün ekonomi için ciddi bir role sahip olduğunu söyledi. Enerji piyasalarında yapısal dönüşümün tamamlanmasına yönelik ihtiyacın devam ettiğine dikkat çeken Başaran, “Bahsettiğimiz dönüşüm daha serbest, daha şeffaf ve daha verimli bir enerji sektörü ve böyle bir piyasaya dönüşümdür. Bugüne kadar enerji piyasalarında serbestleşmeye yönelik çok önemli adımlar atıldı” diye konuştu.
Symes, piyasanın serbestleşmesini ileriye taşımak için atılması gereken bazı öncelikli adımlar olduğuna vurgu yaptı. Başaran şöyle konuştu:
“Öncelikle maliyetlerin altında enerji fiyatları enerji verimliliğini özendirmeyerek bu alanda ülkemizin çok önemli potansiyellerini ekonomiye kazandırılmasına engel oluşturmaktadır. Enerji piyasalarının bütününde enerji fiyatlarının arz talep dengesinde oluşması, enerjinin verimli kullanımını sağlayacak, bunun yanı sıra sektörde öngörülebilirlik kamu maliyesinde de sürdürülebilirliğe katkıda bulunacaktır.”
‘Doğalgaz ithalatı ve ihracatı serbest bırakılmalı’
2013 yılından itibaren üzerinde çalışılan Doğalgaz Piyasası Kanunu’nun revizyonunun sonuçlandırılmasını beklediklerini kaydeden Cansen Başaran Symes, elektrik piyasalarında arzu edilen serbestleşmenin doğalgaz serbestleşmeden mümkün olamayacağını kaydetti. Başaran, “Bu kanun serbest şeffaf likit bir doğalgaz piyasası oluşturacak şekilde ivedilikle değiştirilmesi fevkalade önem taşımaktadır. Bu noktada bir diğer husus BOTAŞ’ın piyasadaki rolüdür. BOTAŞ’ın ithalattaki payının düşürülerek diğer piyasa oyuncuları gibi hareket etmesinin sağlandığı bir piyasa yapısının oluşturulması ve doğalgazın ithalat ile ihracatının serbest bırakılması beklentimizi önemle ifade etmek istiyorum” dedi.
“Enerji sektörünün sürdürülebilirliğini, yatırımların devamlılığını ve enerjinin verimli kullanımını teşvik edecek şekilde düzenlemelerin kararlılıkla hayata geçirilmesine ihtiyaç duyuyoruz” diyen Symes, “Yeni hükümetimizin yatırımlar üzerinde titizlikle durmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak yeni hükümet programında Türkiye ekonomisi için son derece kritik önem arz ettiğini düşündüğümüz enerji piyasalarının serbestleşmesine yönelik bir eylem maalesef bulunmamaktadır. Önümüzdeki dönemde enerji sektörüne yönelik önceliklerin reform paketinin bir parçası olacağı temennimizi bir kez daha ifade etmek isterim” şeklinde konuştu.
‘Bölgesel riskleri itici bir güç olarak görmemiz gerek’
Cansen Başaran Symes, enerji politikalarının orta ve uzun vadeli bir vizyonla bölgesel dinamikler göz önünde bulundurularak tasarlanması gerektiğini ifade etti. Başaran, “Son dönemde yakın coğrafyamızda yaşadığımız gelişmeler arz güvenliğinin bize jeopolitik tablodan ne kadar etkilenebileceğini son derece net gösterdi. TÜSİAD olarak arz güvenliğine ilişkin tehditleri ve bölgesel riskleri enerji sektörünün yapısal dönüşümü için itici bir güç olarak görmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Bu, gerek kaynak çeşitliliği gerek güzergah çeşitliliği ile gerekse de enerjiyi daha verimli kullanarak üstesinden gelebileceğimiz bir zorluktur” dedi.
’22 Şubat’ta değerlendireceğiz’
Paris’teki İklim Zirvesi’nde iklim değişikliğiyle ilgili olarak tarihi bir karar alındığına dikkat çeken Symes, TÜSİAD olarak Paris’te alınan kararları, 22 Şubat’ta gerçekleştirecekleri toplantıda değerlendireceklerini söyledi. Başaran Symes, “Paris’te alınan kararların kuşkusuz ülkemiz ekonomisi için son derece önemli sonuçları olacak. Bu küresel uzlaşma enerji bağlantılı politikaların hassasiyetle ele alınmasını gerektirecek. Anlaşma düşük karbon ekonomisine yönelik yatırımların önünü açacak düzenlemeleri teşvik edicidir. Durum böyleyken anlaşma metni ülkemiz açısından önemli bir eksikliği barındırıyor. Zira söz konusu metinde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere ilişkin bir tanım bulunmamaktadır. Finansmana erişim ve teknoloji alanında destek ülkemiz açısından iklim değişikliği ile mücadelede temel belirleyici unsurlardır. Bu belirsizliğin giderilmesine yönelik girişimlerin uluslararası arenada ivedilikle ve ısrarla sürdürülmelidir” diye konuştu.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının değerlendirilmesi hususunda son yıllarda önemli bir ivme yakalandığını anlatan Başaran Symes, Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyelinden azami düzeyde faydalanmak için yatırımları destekleyici politikaların devam ettirilmesi ve yatırım ortamını iyileştirici tedbirlerin alınmasının sürece kayda değer bir ivme kazandıracağını belirtti.
Kaynak: Enerji Enstitüsü