Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ, ENERJİ VERİMLİLİĞİ - Tarih : 22 Haziran 2012
Enerji sektörü petrol zengini Arap ülkelerindeki siyasi çalkantılardan doğrudan etkilendi. Ayrıca geçen yıl yaşanan afetler ve felaketler de enerji üretimi ve tüketiminde önemli rol oynadı.
Petrol şirketi BP, dünyada enerji tüketimi ve üretimine ilişkin her yıl hazırladığı Dünya Enerji Raporu’nu açıkladı. 2011 yılının verilere göre, enerjiye olan küresel ihtiyaç artmaya devam ediyor. Bu nedenle de geçen yıl kömür tüketimi büyük artış gösterdi.
İngiliz petrol şirketi BP’nin başiktisatçısı Christof Rühl, Arap Baharı’nın enerji sektörünü etkilediğine dikkat çekiyor. Rühl “Bazı Arap ülkelerinde yaşanan siyasi huzursuzluklar ve şiddet, özellikle Libya’da petrol ve doğal gaz üretiminin fazlasıyla düşmesine yol açtı. Noksan üretim hesaplandığında toplam zarar 72 milyon ton petrole eşdeğer. Bu AB’de tüketilen ham petrolün yüzde 11’inden biraz fazla” açıklamasını yapıyor.
Bir diğer etken de Japonya’da meydana gelen nükleer facia. Fukuşima santralinde meydana gelen faciadan sonra dünya genelinde enerji üretimi 115 milyon ton petrole eşit miktarda azaldı. Buna karşın enerji tüketimi dünya genelinde geçtiğimiz yıl yüzde 2,5 oranında artış kaydetti.
“Ekonomik büyüme etkilenmedi”
Christof Rühl, ekonomik büyümenin bu durumdan etkilenmediğini, piyasaların enerji eksikliğini gidermeyi başardığını analiz ediyor. Rühl, “Piyasaların esnekliği giderek önem kazanıyor. Bu da üretimi artırmak için bir enerji kaynağının yerini başkasıyla doldurabilmek ve ticari dengeleri de yönlendirebilmek gerektiğine işaret ediyor. Geçen yıl da tüm bunlar nispeten sorunsuz bir şekilde uyumlu hale getirildi” diyor.
Örneğin doğal gaz tüketimi azalan Almanya, ABD’den kömür ihraç etti. Japonya’da likit gaz kullanımı arttı. OPEC ülkeleri, özellikle Suudi Arabistan’da, petrol üretimini arttırdı. Ancak bu önlemler enerji ihtiyacını karşılamış olsa da bunun iklim üzerinde yıkıcı etkisi oldu. Doğal gaz ve petrolün yerini ABD ile Kolombiya’dan ihraç edilen kömür alınca, geçtiğimiz yıl dünya genelinde karbondioksit salınımı da yükseldi.
Doğal Hayatı Koruma Vakfı’ndan (WWF) Regine Günther “Bu endişe verici bir facia, çok tehlikeli. Enerji kaynaklı karbondioksit salınımı bir yılda yüzde 3 oranında arttı. Bu devasa bir rakam” şeklinde konuşuyor.
Doğal gaz ve petrolün yerini ABD ile Kolombiya’dan ihraç edilen kömür alınca, geçtiğimiz yıl dünya genelinde karbondioksit salınımı da yükseldi
“Bu sadece bir başlangıç”
Potsdam İklim Araştırmaları Enstitüsü’nün başiktisatçısı Ottmar Edenhofer, bu artışın süreceği görüşünde. Edenhofer “İnsanlık tarihindeki en büyük kömür döneminin başlangıcındayız. Bu sadece bir başlangıç, çünkü kömürün payı giderek daha fazla artıyor. Şu anda sera gazı emisyonlarında en büyük rakamlara ulaştık. Rakamlara bakıldığında sanki hiç iklim konferansı düzenlenmemiş gibi” yorumunu yapıyor.
Şimdiki kömür üretimi dikkate alınırsa, kömür rezervleri yüz yıldan fazla yeter. Ham petrol 54, doğal gaz kaynakları da 64 yıl yetecek kadar var. Buna karşın yenilenebilir enejilere yapılan yatırım ise oldukça az. Dünya Enerji Raporu’na göre, dünya genelinde rüzgar, güneş, biyotermal gibi yenilenebilir enerjilerin payı sadece yüzde 2.
Kaynak: Deutsche Welle Türkçe