Kategori : ENERJİ GÜNDEMİ - Tarih : 18 Aralık 2024
TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanan 2025 yılı bütçesiyle ilgili Ankara’da meclis önünde bir araya gelen ekoloji örgütleri Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 2025 yılı bütçelerini eleştirdi.
Sırasıyla söz alarak hem ekolojik yıkımlardan hem de 2025 bütçesinden bahseden ekoloji örgütlerinin temsilcilerinin Ankara’da bir araya geldiklerini söyleyen DEM Parti Ekoloji, Tarım ve Hayvan Hakları Komisyonu Eşsözcüsü Melis Tantan, bütçenin sermayenin kârlılığı, sistemin devamlılığı üzerine kurulu bir bütçe olduğunu söyleyerek bütçenin geçmemesini talep etti. “Bütçe doğayı ve insanı gözeten bir şekilde yapılabilir. Tüm finansmanlar iklimi gözeten, çevreyi, doğayı gözeten bir şekilde yapılabilir” diyerek sözü Ekoloji Birliği Eşsözcüsü Süleyman Eryılmaz’a bıraktı. Eryılmaz, bütün dağlarımız, ormanlarımız, su varlıklarımız kayyumlara verilmiş durumda diyerek ekolojik yıkımlara dikkat çekti. Bakanlığın çevreyle, şehircilikle ve iklim değişikliği ile ilgisi olmadığımı ve İliç faciasının sorumlusu olduğunu söyleyen Eryılmaz, “bu bütçe ekoloji örgütlerinin, yaşam savunucularının, bizlerin bütçesi değildir, geri çekilmelidir” diye konuştu.
Bütçe, doğanın bütçesi olmalıdır diyen Türkiye Çevre Platformu (TURÇEP) Koordinatörü Abidin Özkaymak ise Anadolu’nun madenlere tahsis edilmesine değinerek “ormanları, su havzalarını koruyacak bir bütçe istiyoruz” diye konuştu. İç Anadolu’da iklim değişikliği ve yanlış su politikalarından kaynaklı Meke ve Akşehir göllerinin tamamen yok olduğunu, toprak yapısı nedeniyle Konya ovasında da 2000’den fazla obruk oluştuğunu ve bundan olumsuz etkilendiğini söyledi. Plansız kentlerin büyük çevre sorunu olduğuna değinen Özkaymak, termik ve nükleer santrallere yatırım yapmayan tarım ve yaşam alanları korunarak enerjinin üretilebildiği bir bütçe, ekolojik dengenin korunması ve doğayla barışık sürdürülebilir bir yaşam, çağdaş bir toplum için birliktelik çağrısında bulundu.
Kıyı Hareketleri Dayanışma Ağı (KIYIDA) Eşsözcüsü Sedat Yağcıoğlu, bakanlığın mapa-şamandıra projesini eleştirerek, bütün kıyıları yat limanlarına dönüştürmesiyle ve kıyı imar planlarıyla kıyıların yatlara ve sermayeye teslim edildiğini söyledi. Kıyıları kamu yararına koruma sorumluluğu bulunan bakanlığın kurdurduğu vakıf görünümlü şirketlere ihale vererek bütün sucul alanlarda daha fazla sermayeye ve ranta kapı açan bir bütçe diyen Yağcıoğlu, bakanlığa seslenerek “Yapmanız gereken kıyılar üzerindeki kiralamaları kaldırmak, bütün kaçak yapıları da sonlandırmak olmalı” diye konuştu.
Mezopotamya Ekoloji Hareketi’nden (MEH) Bazi Aslan, Mezopotamya’da doğanın imhayla karşı karşıya kaldığını, bütçenin de bunu sürdüreceğini vurgulayarak bu imha politikalarına karşı mücadeleye devam edeceklerini, yeni İliçlerin ve yeni doğa katliamlarının yaşanmaması için burada olduklarını söyledi. Konuşmasında hava kirliliğinin geldiği aşırı boyutlardan bahseden Karadeniz Ereğli Çevre Platformu’ndan (KERÇEP) Bayram Sarı, solunan zehirli havanın Karadeniz Ereğlisi’ndeki kanser vakalarının da arttırdığını belirtti.
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) Yürütme Kurulu Üyesi Derya Lim, “Bugün, burada 23 yıldır halkın temiz sağlıklı bir çevre hakkını ve anayasal yükümlülüklerini göz ardı ederek doğayı ranta teslim eden, şehirlerde yeşil alanları, deprem toplanma alanlarını gözetmeyerek dikey mimariyi geliştiren, kırsalda da halkın geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılığı dikkate almadan maden ve enerji için tahrip eden bir iktidarın bakanlığından bahsediyoruz” diyerek sözlerine başladı. Bergama’dan bugüne 30 yıldır süren maden karşıtı mücadeleye değinen Lim, Efemçukuru altın madenin kapatılmasını isteyerek, Aliağa’daki sanayi ağırlığına ve Gaziemir’de 17 yıldır tutulan kurşun madeni atıklarının yarattığı tehlikelere değindi.
Basın açıklaması 2025 yılının da ekolojik yıkımlara karşı mücadele yılı olacağının duyurulmasıyla sona erdi.
Yayına Alan: Emrecan YÜCEL – Enerji Sistemleri Mühendisi – emrecan.yucel@enerjigazetesi.ist