Kategori : ELECTRICITY ENERGY NEWS, ENERGY AGENDA NEWS - Tarih : 16 February 2021
Elektrikli araçların küresel otomotiv satışlarındaki payı henüz % 5’e ulaşamadı. Türkiye’de ise elektrikli ve hibrit araçların pazar payı % 3.4’le sınırlı kaldı. Uluslararası danışmanlık şirketi Kearney’e göre kısa menzil, yüksek fiyat ve sınırlı seçenek, elektrikli araçların yaygınlaşmamasının önündeki en önemli engeller. Elektrikli araçların fiyatını düşürmek için vergi avantajı şart. Reklam ve Ar-Ge desteğine de ihtiyaç var. Otomotiv üreticilerinin filo şirketleri ve bankalarla kuracağı işbirliklerinin de desteklenmesi gerekiyor.
Uluslararası danışmanlık şirketi Kearney, elektrikli araçlar sektörünün durumu ve geleceğine dair beklentileri içeren bir rapor yayınladı. Rapora göre elektrikli araçlar henüz otomotiv endüstrisinin küçük bir kısmını oluşturuyor. Elektrikli araçların küresel otomotiv satışlarındaki payı henüz % 5’e ulaşamadı. Türkiye’de ise elektrikli ve hibrit araçların pazar payı % 3.4’le sınırlı kaldı. Dünyanın en büyük pazarı ABD’de elektrikli araçlar toplam otomobil üretiminin sadece % 1.5’ini oluşturuyor.
Kearney uzmanlarının değerlendirmesine göre elektrikli araç satışlarının kritik eşiği aşabilmesi için tüketicilerin finansal ve günlük kullanım açısından bu araçları edinmenin mantıklı olduğuna dair ikna edilmeleri şart. Bunun için öncelikle elektrikli araçların evde ve işte kolayca şarj edilebilmeleri gerekiyor.
Ölçek ekonomisi eksikliği
Tüketicilerin elektrikli araç edinme konusunda tereddüt yaşamasının en önemli nedeni, bu araçların ortalama menzilinin 450 kilometre ile sınırlı olması. Üstelik elektrikli araçların tek şarjla kat edebileceği mesafe, soğuk havalarda daha da kısalıyor.
Kearney’in raporuna göre elektrikli araçların daha az tercih edilmesinin 2’inci önemli nedeni ise fiyatlar. Elektrikli araçların yüksek fiyattan satılmasının arkasında ölçek ekonomisinin oluşturulamaması yatıyor. Yüksek sayılarla üretime geçilememesinin yol açtığı birim başına yüksek maliyet, bu araçların yüksek fiyatlarla satılmasına yol açıyor.
Devlet desteğine hala ihtiyaç var
Yeni gelişen endüstrilerin kritik eşiği geçebilmek için devlet desteğine ihtiyaç duyduğu belirtilen raporda, elektrikli araçların sadece çalışanlara ve tüketicilere fayda sağlamadığı; havayı temizlediği ve karbon salımını azalttığı için küresel ısınmanın yavaşlatılması ve çevrenin korunmasını da sağladığı kaydedildi.
Kearney uzmanlarına göre, elektrikli araçları tüketici açısından daha tercih edilir kılmanın bir yolu da seçenek sayısını arttırmak. Ucuzdan pahalıya, büyükten küçüğe, arazi için olanından şehir içi versiyonuna pek çok model seçeneğinin bulunması, elektrikli araçların yaygınlaşabilmesi için büyük önem taşıyor.
Vergi teşvikleri fiyatları düşürür
Rapora göre elektrikli araçların yaygınlaşması için devlete düşen önemli sorumluluklar da var. Bunların başında vergi teşvikleriyle fiyatın azaltılması geliyor. Yerel yönetimlere ve enerji şirketlerine yönelik destekler de, Kearney uzmanlarına göre altyapının gelişmesini sağlayacağı için önem taşıyor. Rapora göre devletlere düşen bir başka görev, otoparklar ve trafikte bazı avantajlar sağlayarak elektrikli araçların cazibesini artırmak.
En fazla destek Norveç’te
Raporda, güçlü destekler sunan ülkelerde elektrikli araçların daha hızlı yaygınlaştığına dikkat çekildi. Dünyada elektrikli araçlara en fazla destek sağlayan ülkelerin başında Norveç geliyor. Sağlanan vergi teşvikleri maliyet dezavantajını tümüyle ortadan kaldırdığı için, satılan araçların % 50’den fazlası elektrikli. Ekim ayında Norveç’te elektrikli araçların payı % 60’ı da aştı.
Destek kesilince satışlar düşüyor
Danimarka’da elektrikli araçlara yönelik destekler 2016’da azaltılınca fiyatlar anında yükseldi ve satışlar yüzde 60’dan fazla düştü. Kanada’nın Ontario eyaletinde teşvik programı 2018’de sona erdirilince satışlar % 50 geriledi. Çin’de elektrikli araçlara yönelik destekler 2019’da yarı yarıya azaltılınca, yerli üretici BYD’nin satışları bir önceki yıla göre % 39 azaldı.
Salgın döneminde destekler sürmeli
Kearney uzmanlarına göre, Covid19 salgınından çıkış dönemi, teşviklerden vazgeçilerek elektrikli araç üreticilerinin kendi ayakları üzerinde durmalarını beklemek için pek doğru bir zaman değil. Kearney Türkiye Direktörü Onur Okutur, halihazırda sağlanan tüm desteklere rağmen elektrikli araçların maliyetinin konvansiyonel araçlardan hâlâ çok yüksek olduğuna dikkat çekerek, “Buna rağmen elektrikli araçların, bireysel alıcılar için ağırlıklı olarak tüketici hassasiyetinden, kurumsal alıcılar açısından ise karbon nötr yaklaşımından ötürü tercih edildiğini söyleyebiliriz. Fosil yakıtlı muadillerine göre pahalı olduğu halde bu araçları almayı tercih edenleri caydırabilecek adımlar atmamakta fayda var” dedi.
Devlet destekleri vergi teşvikinden ibaret değil
Kearney raporunda, elektrikli araçlara yönelik devlet desteklerinin vergi teşviklerinden ibaret olmadığı, farklı desteklere de ihtiyaç duyulduğu belirtildi. Bunlardan biri, yerleşim bölgelerinde şarj altyapısının oluşturulması. Bu kapsamda, yeni yerleşim bölgelerinde şarj altyapısının oluşturulmasının yasal bir zorunluluk haline getirilebileceği belirtildi. Bir diğer seçenek olarak, şarj altyapısının oluşturulmasına yönelik düşük faizli kredilerin sağlanması. Kearney Türkiye Direktörü Onur Okutur, elektrik dağıtım şirketlerinin çeşitli desteklerle, ücretsiz veya kar marjı konulmayan şarj istasyonlarının inşaatı konusunda cesaretlendirilmesinin faydalı olacağını belirtti ve başta EPDK olmak üzere kamu kurumlarının gerekli düzenlemeler için çalışmalarını sürdürdüğünü vurguladı.
Ar-Ge destekleri nereye yönelmeli?
Elektrikli araçların gelişiminin önündeki en büyük engellerden biri, halihazırda yüksek gelir gruplarına yönelik üretiliyor olması. Bunun nedeni, pil ve diğer bazı kritik ekipmanların yüksek maliyeti. Kearney uzmanları, elektrikli araçların menzilini artırmanın maliyet üzerinde aşağı yönlü bir etki doğurmayabileceğine dikkat çekti ve devlet desteklerinin fiyatı azaltmaya yönelik Ar-Ge çalışmalarına yöneltilmesi gereğini belirtti. Raporda, “Elektrikli araçlarda en maliyetli kısım pil olduğu için devlet destekleri özellikle bu alandaki çalışmaları hedeflemeli” denildi.
Nadir elementlere bağımlılık
Kearney raporunda dikkat çekilen bir başka nokta, elektrikli araçlarla alanındaki teknolojilerin nadir bulunan elementlere ve kobalta bağımlılığı. Nadir element olarak nitelendirilen maddelerin çoğunlukla Çin’de, kobaltın ise Orta Afrika’da çıktığı hatırlatılan raporda, ülkeler arasındaki politik sorunların arz kesintilerine yol açabileceği vurgulandı. Raporda, bu nedenle nadir bulunan elementlere bağımlılığı ortadan kaldıracak Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesinin özel bir önem taşıdığı kaydedildi.
İşbirlikleri desteklenmeli
Devletin elektrikli araçlara destek verebileceği bir başka alan, otomotiv üreticilerinin filo şirketleri ve bankalarla işbirlikleri. Kearney uzmanlarına göre, tüketicideki elektrikli araçlara yönelik psikolojik bariyerleri kaldırmak için devletler görev üstlenmeli. Raporda bu kapsamda ilgili resmi makamların şarj istasyonlarının görünürlüğünü artırması önerildi. Bir başka öneri, kamu spotları ile başlangıç maliyetleri yüksek olsa da elektrikli araçların uzun vadede daha karlı olduklarını vurgulamak.