Kategori : ENERGY AGENDA NEWS, NUCLEAR ENERGY NEWS - Tarih : 13 May 2013
Geçtiğimiz hafta, “Rezervlerimizi kullanacaksak kömür santralları kurmak akıllıca olur, yok o ‘kömür santralı’ furyasının ardından kömür ithal edeceksek, doğalgazdan çok daha büyük bir fatura ile karşı karşıya kalırız.” dedik…Gelen maillerden, bizim gibi düşünenlerin azımsanmayacak bir rakamda olduğunu gördüm…
* * *
Yine enerjide, küçük gibi görünen, ancak geleceğe etkisi büyük olacak bir başka ayrıntıyı da kaçırıyoruz.
Son dönemde en az kömür kadar dillendirdiğimiz ve en az kömür santralları kadar ihtiyaç duyduğumuz nükleer santral yatırımlarındaki ‘yer seçimi’ konusunu hiç konuşmuyoruz.
* * *
1956 yılında kurduğumuz Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ile nükleer rüyamız başladı.
Santral için ilk ihale 1977′de yapıldı…
Ayak bağları nedeniyle sonuç alınamadı!
1983′te ikinci ihale oldu…
Aynı nedenlerle olmadı!
1996′da üçüncü ihale…
Yine olmadı!
2008′de bir ihale daha…
O da olmadı!
* * *
O dönemlerde de söylenmişiz…
“40 senede teknoloji geliştiremedik.”
“Nükleer konusunda eğitim veren okullarımız, kurumlarımız var ama mühendis/uzman/hoca yetiştiremedik.”
“Yabancıya güven veremedik.”
* * *
55 yıl beklenen anlaşma, 2010 yılında, Akkuyu için Rusya ile yapıldı.
Adana-Mersin illerimizin sanayileşme ve nüfus yoğunluğu nedeniyle, artan elektrik enerjisi talebinin nükleer enerjiden karşılanabilmesi için santralin Akkuyu’da yapılması kararı mantıklıydı.
* * *
Akkuyu’dan sonra ikinci nükleer santralin Sinop’a kurulacağı ifade edildi.
Japonlarla da anlaşma yapıldı.
Ancak, Sinop’a nükleer santral kurulması kararının nasıl alındığı konusunda kamuoyuna net bilgi verilmedi.
* * *
Benim bildiğim Sinop’un ve çevresinin nüfus yoğunluğu oldukça düşük.
Yine benim bildiğim, bölgede yoğun elektrik enerjisi talebi yok.
Sinop’ta üretilecek elektriğin, enerji kullanımının yoğun olduğu Marmara Bölgesi’ne iletimi gibi bir düşünce dikkate alınmış olabilir.
Ki bu açıdan değerlendirildiğinde de, Sinop’ta üretilecek elektriğin Marmara Bölgesi’ne taşınması sırasında yüzde 4-5 oranında elektrik enerjisi kaybı yaşanacaktır.
İletimin maliyeti de cabası.
* * *
Nükleer santrallar tüm dünyada yoğun elektrik enerjisi talebinin olduğu bölgelerin hemen yakınında, deniz ya da büyük bir nehrin kenarında kurulmaktadır.
Yani, Akkuyu’dan sonra en uygun yer nüfus ve sanayi altyapısına bakıldığında ya İç Anadolu ya da Marmara Bölgesi kentlerinden biri olmalıdır.
“İç Anadolu olmaz!” diyenlere, 58 nükleer santralle, kullandığı elektriğin yüzde 78′ini nükleer enerjiden karşılayan Fransa’nın, Loire nehri (Paris’e gidenler bilir) üzerinde bulunan 14 adet nükleer santralı somut örnektir.
* * *
Madem üçüncü santralı biz yapmak istiyoruz, madem savunma sanayi, makine sanayi gibi yoğun elektrik enerjisine ihtiyaç duyan ağır sanayimizi İç Anadolu’da geliştirmek istiyoruz, madem Marmara’nın sanayileşme ve nüfus yapısını net olarak görüyoruz, madem verimlilikten bahsediyoruz Sinop seçiminin tekrar gözden geçirilmesi elzemdir.
Yazan: Ferit Barış Parlak
Kaynak: Enerji Enstitüsü