Kategori : ELECTRICITY ENERGY NEWS, ENERGY AGENDA NEWS, ENERGY EFFICIENCY NEWS - Tarih : 08 March 2022
Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı onaylaması ve 2053 yılına kadar karbon emisyonlarında net sıfır taahhüdünü vermesi bu hedefe ulaşmak için çalışmaları da hızlandırdı. Net Sıfır hedefinde % 25 pay ile Sıfır Enerji Binalar en önemli maddeler arasında yer alıyor.
Bugün iklim değişikliği telafisi zor bir seviyeye ulaştı. Sera gazı emisyonları, bu krizin en önemli nedeni olarak gösteriliyor. Tüm dünya, sera gazı emisyonunu düşürmek için çeşitli politikalar geliştirirken, Türkiye de Yeşil Mutabakat ve Paris Anlaşması’nı imzalayarak bu alandaki hassasiyetini ortaya koymuş oldu. Paris Anlaşması’na imza veren ülkeler, çoğunluğu 2050 yılında olmak üzere Net Sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyor. Avrupa Birliği, 1990’a kıyasla 2030 yılına kadar net emisyonlarını en az % 55 azaltmak ve 2050 yılına kadar “ilk iklim nötr kıta” olmak için çalışmalarını başlatmış durumda.
Emisyon değerleri azalmazsa büyük göç dalgaları yaşanacak
Peki, emisyonlar azalmazsa ne olacak? Bu soruyu ZeroBuild Summit’22 Direktörü Dr. Gamze Karanfil, “Küresel ısınmayı 1,5-2 derece arasında tutmak üzere politika ve stratejiler geliştiriliyor. Küresel ısınma 2 dereceyi geçerse, dünya üzerinde büyük bir oranda çölleşme, mercanların yok olması, aşırı sıcakların yarım milyara yakın insanı etkilemesi, yüz milyonlarca insanın yoksulluk sınırının altına düşmesi gibi sonuçlar ortaya çıkacak” diyerek açıkladı. Bunlara gıda güvenliği, biyo çeşitlilik ve ormanların büyük risk altında olacağını da ekleyen Karanfil, “Ayrıca bu etkiler büyük göç dalgalarına neden olacak. Ekonomiler bozulacak ve yaşam zorlaşacak” uyarısında bulunuyor.
Enerji kaynaklı emisyonların % 25’i binalar kaynaklı
Hem dünyada hem de Türkiye’de sera gazı emisyonlarında en büyük etkenin enerji olduğunu hatırlatan Dr. Gamze Karanfil, enerji tüketiminde en büyük paya sahip olan binalarda gerçekleşecek bir dönüşümün aciliyetine vurgu yapıyor. Türkiye’de enerji kaynaklı emisyonların yaklaşık ¼’ünün binalar kaynaklı olduğunu belirterek, bu oranın bile iklim değişikliğiyle mücadelede Sıfır Enerji Binaların önemini açık bir biçimde ortaya koyduğunu söylüyor. Dr. Gamze Karanfil, enerji tüketiminin sadece çevreye değil ekonomiye de olumsuz etkilerine değinerek, “Ülkemizdeki cari açığın yüzde 70‘i enerjiden kaynaklanıyor. Bu oran 2021 yılında daha da büyümüş durumda. TUİK verilerine göre 2021 yılı toplam ithalatımız 271,4 milyar dolar, toplam ihracatımız ise 225,3 milyar dolar. Aradaki basit anlamdaki fark 46,1 milyar dolar. Sadece enerji ithalatı ve arasındaki fark ise 42,1 milyar dolara ulaşmış görünüyor. Aradaki farkın neredeyse yüzde 90‘ı enerji kaynaklı. Yani Sıfır Enerji Binalar ile enerji tüketimini düşürmek demek ülke ekonomimize de katkı sağlamak demektir” diyor.
Enerjinin aynı zamanda bir milli güvenlik meselesi olduğuna da vurgu yapan Karanfil, “Doğalgazı ağırlıklı olarak Rusya, İran ve Azerbaycan‘dan, kömürü ise ağırlıklı olarak Rusya ve Kolombiya’dan ithal ediyoruz. Yani enerjide dışa bağımlıyız. Sıfır Enerji Binalar ile enerji tüketimini düşürmek ve dışa bağımlılığı azaltmak da mümkün” ifadelerini kullanıyor.