Kategori : ELECTRICITY ENERGY NEWS, ENERGY AGENDA NEWS, ENERGY EFFICIENCY NEWS - Tarih : 17 March 2022
T.C Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve EPDK’nın desteği ile Sektörel Fuarcılık ve Kojentürk Derneği tarafından, 16-18 Mart 2022 tarihleri arasında 26.ncısı gerçekleştirilen Türkiye’nin ve yakın coğrafyanın en büyük uluslararası enerji fuarı ICCI – Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı devam ediyor.
Alanında ilklere ve yeniliklere imza atan ICCI 2022’nin Konferansları, yoğun bir ziyaretçi katılımı ile başladı. İlk gün 16 Mart’ta başlayan T.C Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan‘ın açılış konuşmasının ardından; TEİAŞ, ETD, ELDER ve SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin katılımı ile “Küresel Pazarlarda Enerji Alanında Oyuncu Olmak, Elektrik ve Doğalgazda Arz Güvenliği, YEKA’lar ve Yeni Kapasite Tahsisleri konuları işlendi. 3 gün sürecek fuar ve konferanslar, 18 Marta kadar devam edecek.
ETD Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Tuğrul Kaya, “Piyasa dışı uygulamalarla aslında yarını idare etmek önemli. 2000’lerden başlayan bir piyasa var, Türkiye’de müthiş bir entelektüel kapasite birikti. Milyonlarca dolar para bu piyasaya aktı bunun sonucunda da arz fazlası oluştu. Bu anlamda, ciddi sıkıntılı bir süreç geçiren yatırımcılar oldu. Buna rağmen, bir şekilde piyasa yoluna devam etti. Fakat tüketiciye ucuz enerji sunmak gibi piyasa dışı uygulamalar, şu an geldiğimiz noktada gerçek bir sorunu ifade ediyor. Şu anda, Türkiye’de bir arz problemi var. Bu olağanüstü bir durum değil, hatta kronik bir durum. Bu sebeple, yaşanan durum olağanüstü tedbirlerle çözebileceğimiz bir durum değil, sadece geçmişte yaptığımız gibi doğru adımlar atarsak bu sorunu çözebilme yolunda bir şeyler yapabiliriz. Ticaret açısından Covid-19 salgını sonrası sadece Türkiye müthiş fiyat artışlarından mağdur olmadı. Avrupa da aynı süreci yaşadı. Fiyatlara bakıldığında Covid öncesi 20 Euro olan elektrik fiyatları 2021’de 40 Eurolar ile başlayıp sonra hızla tırmanmaya devam etti. Geldiği noktalara bakarsak MW saatinde yıl biterken artık 120 Eurolar konuşulmaya başlanmıştı. Gaz anlamında da fiyatlar ciddi yükseliş yaşadı. Gazda da MW saatleri 40 Eurolara çıkmıştı. Bu anlamda, kömürün geldiği nokta da ortada. Başka boyut olarak Avrupa Komisyonu geçen hafta Avrupa Parlamentosu’nun tavsiye ettiği tedbirlerde 2030’a kadar 480 GW rüzgar kapasitesi 420 GW ek güneş kapasitesinin yanı sıra hızla 80 GW da kapasite artışına gidileceği belirtiliyor. 2030’a kadar olan adetlerin de yıl yıl öne çekileceği söyleniyor. Bu anlamda, bizde de bu gibi tedbirlerin alınması, piyasaya içten gelir sağlanması, yatırımcıya uzun vadeli görünüm sağlanması gibi tedbirler gerekiyor” dedi.
KAPASİTE HİBRİT UYGULAMALARA KAYDI
ELDER Genel Sekreteri M. Özge Özden, “Geçtiğimiz 1 yılda özellikle son 2-3 çeyrekte çok ciddi fiyat artışları oldu. Buralarda vatandaşların ciddi olarak göğüslemesi gereken şirketler, dağıtım şirketleri oldu. Aslına bakarsanız dağıtım şirketlerinin faturalar içindeki payı oldukça düşük. Yani bugün Avrupa Birliği’ndeki toptan satış piyasalarına baktığınızda gaz fiyatları 7 katına, elektrik fiyatları 10 katına çıktı. Kömür fiyatları da son dönemde özellikle Rusya-Ukrayna çatışmasından sonra 5-6 katına kadar yükseldi. Dağıtımın faturalar içindeki payına baktığımızda dağıtım payı sadece yüzde 19, iletimin payı ise yüzde 5. Sanayi tesislerine baktığımızda ise enerjinin payı yüzde 76, vergi reformlarının payı yüzde 16, dağıtım payı sadece yüzde 6, iletim payı ise yüzde 2 düzeyinde. Dolayısıyla, buradaki fiyat artışları dağıtımdan kaynaklı görünmüyor. Bakıldığında, bugün enerji sistemleri güçlü bir yapıya dayanıyor. Yani bizlerin şu üç unsuru olabildiğince eş zamanlı olarak ilerletmesi lazım. Bunlardan biri fiyat, yani maliyet. Uluslararası piyasalarda maliyetler çok arttı dolayısıyla fiyat da arttı. Bununla ilgili sebep olarak birçok görüş var. Ama genel anlamda, piyasaların yapısı ve uzun vadeli gaz sözleşmelerinden giderek daha likit enerjiye doğru kayıyor. Enerji ya da gaz yatırımlarındaki yetersizlikler tartışılıyor enerjideki dönüşümden kaynaklı olarak kömür stokları ve kömüre talep ciddi değişkenlik gösteriyor. Bizlerin ve birçok gelişmekte olan ekonomideki vatandaşların da satın alma gücü düştü. Yani bugün fiyatlar arttı ama fiyatların bize gündelik bütçemizdeki payı çok yükseldi. Bu noktada, hiçbir siyasinin bu duruma kayıtsız kalması mümkün değil. Dolayısıyla bu fiyatlara müdahaleyi getirdi” dedi.
Enerji İşleri Genel Müdür Yardımcısı Sebahattin Öz, “Doğalgazda 4 bin dolar, petrolde 140 bin dolar, kimilerinde de 4 bin dolarlara varan rakamlar ile elektrik üretip satabilmek, enerji elektrik sağlayabilmek Enerji Bakanlığı için çok zor bir durum. O nedenle, enerjide yaşanan hızlı gündem değişikliği ve fiyat değişikliği bunun göstergesi. Olağanüstü durumlardan geçerken olağan şeyler beklememek de çok normal. Normalde çalışmalarımıza YEKA yatırımı, büyük yatırımlar, lisanslı yatırımlar üzerinden gitmemiz gerekirken olağanüstü durumlar sonucu hızlı işletmeyi görebilme yeteneğinden kaynaklı olarak hibritlere ağırlık veriliyor. Biliyorsunuz ki, son yaptığımız YEKA’ lardan hibritlere önemli bir potansiyel aktardık. Bu anlamda, YEKA kapasitesi 85 MW‘a düşürdük. Bu kapasiteyi de olduğu gibi hibrit uygulamalara ayıracağız. Elimizdeki tüm imkanları kaliteli, ucuz, güvenilir elektrik enerjisi sağlamak için kullanıyoruz” dedi.
TÜRKİYE 2053 YILI İÇİN SIFIR ATIK KARBON HEDEFİNİ AÇIKLADI
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Alkım Bağ, “Küresel olarak artan talep enerjide karşımıza arz güvenliği, enerjiye ekonomik erişim ve karşı karşıya olduğu iklim krizi nedeniyle çevre boyutunu çıkarıyor. Rusya-Ukrayna Savaşı sonucu enerji imtiyalarındaki artışlar, içinden geçtiğimiz global ve Türkiye’de yaşadığımız ekonomik kriz, aslında arz güvenliği ve enerjiye ekonomik erişim unsurlarını vurguluyor. Bir yandan da Kasım ayında Türkiye, uzun süredir beklettiği Paris anlaşmasını mecliste onayladı ve hemen ardından da 2053 yılı için sıfır atık karbon hedefini açıkladı. Dolayısıyla, artık iklim ve sürdürülebilirlik boyutu da enerji politikalarının merkezine oturmuş oldu. Bu ihtiyaçlara cevap verebilecek yol ise enerji dönüşümü. Bunun da ana unsuru yenilenebilir enerji potansiyelinin olabildiğince artırılması, kullanılması, enerji verimliliği yoluyla talebin azaltılması, temiz modern teknolojiler kullanılarak da bu dönüşümün hızlandırılması. Belirsizliklerden çıkmak da yenilenebilir enerji potansiyelini mümkün olduğu kadar hızlandırmaktan geçecek. Türkiye’de bu açıdan çok avantajlı potansiyele sahip. Bu anlamda, YEKA ihaleleri yenilenebilir enerjinin geleceği, Türkiye’de bu sektörde çalışanların geleceği ve ekonominin refahı, iklimi için kritik bir öneme sahip. Biliyorsunuz ki daha öncesinde rüzgarda, 10.500 MW’ lık, güneşte ise 7.500 MW’ lık kurulu bir güce ulaştık. Biz YEKA’ lar ile ilerleme sağlamak durumdayız bu nedenle ihalelerin önümüzdeki dönemde koşullarının iyi belirlenmesi şart” olması gerektiği hakkında açıklamalarda bulundu.
TEİAŞ Planlama Dairesi Başkanlığı İletim Planlama Müdürü Necip Fazıl Bakır, “Bakanlığımızın iş birliği ile altyapıda önceden planlama sağlanırsa ve son teknolojiler ile geliştirilirse çalışmalar da o kadar hızlı yürür. Yapılan planlamalar, güçler değiştikçe sahalarda belirsizlikler oluşuyor bu nedenle önceden yapılan altyapı planlamalarıyla bunun önüne geçilebilir. YEKA’ lardan bırakılan kapasiteler rüzgar güç artışlarına, hibritlere, lisanssız projelere tahsis ediliyor. Bunun ötesinde yeni kapasitelerin ne kadar olacağı önemli konular arasında. Yenilenebilir enerjinin artışı ile birlikte üretim kaynaklarının yeterliliği ve şebeke esnekliğine dair çalışmalar ve 5-10 yıllık analizler yapıyoruz. Bunlar yapıldıktan sonra, gelecek yıllar için kapasiteler ya da hangi bölgelere ne kadar kapasite verilebileceğini göreceğiz. Zaten mevcut durumda da bizim güneşte toplam kapasite tahsisimiz 28 GW’ı geçti. Kurulu gücümüzün de 8 GW’ lar seviyesinde olduğunu düşünürsek daha yapılan, yapımı devam eden ve yapılacak 14 MW’ lık bir güç var. Rüzgarda da benzer durumlar söz konusu. Kurulu gücümüz 10.800’lere yaklaştı. Kapasite tahsisleri ile 18 bini geçmiş durumda. Zaten devam eden 8 bin MW’lık bir kapasite var. Tüm bunlar dikkate alınarak analizler kapsamında belirlenen kapasiteler ile önümüzü biraz daha görebilecek duruma geleceğiz” şeklinde açıklamalarını yaptı.