CLA Akademi | Enerji Gazetesi

(Turkish) Analiz: 2050’de Suya mı Yoksa Enerjiye mi Talep Daha Çok Artacak?

Kategori : ENERGY AGENDA NEWS - Tarih : 04 September 2014


Sorry, this entry is only available in Turkish. For the sake of viewer convenience, the content is shown below in the alternative language. You may click the link to switch the active language.

Artan nüfus, azalan doğal kaynaklar ve enerji talebindeki yükseliş projeksiyonlara yansıyor. Küresel su talebinin 2050’ye kadar %55 artması beklenirken, enerjideki talebin %50 artacağı öngörülüyor.

Bu yıl 24’üncüsü düzenlenen Dünya Su Haftası Zirvesi İsveç’in başkenti Stockholm’de devam ediyor.analiz-2050de-suya-mi-yoksa-enerjiye-mi-talep-daha-cok-artacak

5 Eylül’de sona erecek olan organizasyonun ev sahibi Stockholm Uluslararası Su Enstitüsü.

Kuraklık, iklimsel değişim ve bunun olumsuz etkilerini uzun vadeli konuştuğumuz bir dönemde gerçekleşen zirvede bu yılın ana teması “Su ve Enerji”

Projeksiyonlara göre küresel su talebi 2050 yılına kadar yüzde 55 artacak. Buna paralel olarak küresel elektrik talebinin de gelecek 20 yıl içinde yüzde 50 artması bekleniyor. Bu iki projeksiyon, su ve enerjinin aslında ne kadar stratejik ve birbiri ile bağlantı kaynaklar olduğunu kanıtlar nitelikte.

Aslında adı konmasa da seminer ve toplantılarda konuşulacak olan konunun bir de üçüncü ayağı var. O da su ve enerji özelinde gıda güvenliği.

Bu arada gelin isterseniz Birleşmiş Milletler’in ‘Dünya Su Kalkınma Raporu’nda yer alan bazı bilgilere göz atalım.

Tarım’daki suyun %70’i verimsiz kullanılıyor

“Belirsizlikler ve Riskler Altında Su Yönetimi” başlığı ile yayımlanan rapora göre temiz su kaynakları üzerindeki en büyük baskı sulama ve gıda üretimi kaynaklı. Su kullanımında tarımın payı yüzde 70 seviyelerinde. Rapora göre bazı hızlı gelişen ekonomilerde bu oran %90’lara kadar çıkıyor. Ancak söz konusu kullanımın da yine neredeyse yüzde 70’i verimsiz şekilde gerçekleştiriliyor.

2050 yılına kadar su kullanımında tarımın payı yaklaşık yüzde 20 oranında artacak.

Gelecek 40 yıllık projeksiyonlara göre küresel nüfusun 2-3 milyar dolayında artış beklentisine paralel, gıda talebinin de 2050 yılına kadar yüzde 70 yükselmesi bekleniyor. Bu da su kaynaklara olan ihtiyacın daha da artması anlamına geliyor.

2 milyar insan yer altı su kaynaklarına bağımlı

Küresel enerji kullanımında ise suyun yeraltından çıkarılması ve pompalanması için harcanan enerji yüzde 7-8 oranında. Her geçen gün azalan yer altı su kaynakları ile birlikte daha derinden çıkarılacak suyun enerji maliyetinin de artması bekleniyor. Enerjiye olan talebin artması su kaynakları üzerinde de baskıyı artıracak. Dünyada 2 milyar insanın yer altı su kaynaklarına bağımlı durumda olduğunu belirtirsek konunun önemi sanırım daha iyi anlaşılır.

İşin bir de küresel ısınma boyutu var. 2020-2050 yılları arasında 2 santigrat derecelik bir ısınmanın maliyetinin her yıl 70-100 milyar dolar arasında olması öngörülüyor. Buradaki maliyeti oluşturan etkenler, iklim değişikliklerine paralel olarak yaşanacak kuraklık, sel, deniz seviyesinin yükselmesi gibi riskler. Söz konusu risklerin 2050 yılında 2 milyar insanın yaşamını tehdit edebileceği öngörülüyor.

Dünyada her yıl 3.5 milyon insan sağlıksız su yüzünden hayatını kaybediyor

İşin çevresel boyutuna baktığımızda ise dünyada 125 ülkeden yüzde 64’ünün su kaynakları yönetim planı ortaya koyamadığı dikkat çekiyor. Dünyadaki 276 uluslararası nehir havzasının müşterek bir yönetim çerçevesinden uzak olması ise raporda yer alan bir başka nokta.

Aslında su yönetimi ve planlamasında işin bir de sağlık boyutu gündeme geliyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada her yıl su kaynaklarına yönelik kalite sorunları yüzünden 3.5 milyon insan hayatını kaybediyor. Özellikle gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkelerde kolera gibi su kaynaklı hastalıklar kritik seviyelerde. Çünkü dünyada hâlâ 884 milyon insan temiz içme suyuna ulaşamıyor. Aslında bu açılardan baktığımızda dünyanın birçok noktası için suyun temini, tahsisi, kalitesi ve güvenliği ana meseleler arasında yerini alıyor.

ABD’de günlük su tüketimi kişi başına 3 metreküp

Suyun kıtalar özelinde tüketimi de aslında ekonomilerin gelişmişlik düzeyi ile doğru orantılı. Kuzey Amerika ve Avrupa’da günlük su tüketimi kişi başına 3 metreküp iken Asya’da bu oran kişi başına günlük 1.4 metreküp. Afrika’da ise 1.1 metreküp düzeyinde.

Projeksiyonlara göre suyun ulaşılabilirliği gelecek dönemlerde daha da zorlaşacak.

Konu su olunca farklı açılardan bakışlar da oluyor. Dünya Su Haftası’nda daha çok konunun çevre faktörü, nüfusa etkisi, başta tarım olmak üzere farklı sektörlere yansıması, sağlık boyutu ve ekonomik maliyeti ele alınıyor.

Haberin Devamı için tıklayınız>>>

Kaynak: BloombergHT


Yorum Yaz
Ad Soyad :
E-mail :
Yorum :

Green Pi Enerji

EcoGreen | Biyokütle - Biyogaz - Güneş Enerjisi Santralleri



   GÜNCEL ENERJİ KÖŞE YAZILARI

   TÜM ENERJİ KÖŞE YAZARLARI VE YAZILARI>>

LANGUAGE SELECT:

  • Turkish
  • English

HABER KATEGORİLERİ

ENERGY SEARCH

Enerji Sektörü İş İlanları & Kariyer

Enerji Kütüphanesi



WhatsApp chat