Kategori : ENERGY AGENDA NEWS, HYDROELECTRIC POWER PLANT NEWS - Tarih : 07 February 2013
Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürü Akif Özkaldı, Türkiye’de teorik anlamda hesaplanan hidroelektrik potansiyelinin yaklaşık 433 milyar kWh/yıl olduğunu belirtti.
Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynakları içinde rüzgar ve güneş enerjisiyle karşılaştırıldığında hidroelektrik, en ekonomik ve yapılabilirliği teknik açıdan en uygun enerji yatırımı olarak görülüyor.
Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürü Akif Özkaldı, Türkiye’nin teorik anlamda hesaplanan hidroelektrik potansiyelinin 433 milyar kWh/yıl olduğunu söylüyor. Bugüne kadar geliştirilen potansiyelin işletme, inşa, planlama aşamasındaki tüm projelerde dahil 160 milyar kWh/yıl (maksimum 200 milyar kWh/yıl öngörülmektedir) olduğunu belirten Özkaldı, “Buradan da görüleceği üzere tüm su kaynakları üzerinde HES kurulması teknik ve ekonomik olarak
mümkün değildir” diyor.
“DSİ 61 HES’İ Devreye Aldı”
Hidroelektrik santrallerin Türkiye’nin bugünkü mevcut 56 bin 914 MW düzeyinde olan elektrik enerjisi kurulu kapasitesi içinde 19 bin 876 MW kurulu güç ile %35 düzeyinde bir pay aldığını aktaran Özkaldı şunları aktarıyor: “1954 yılından bu yana hidroelektrik enerji üretimi konusunda çalışmalarını kesintisiz sürdüren kuruluşumuz bugün itibariyle ülkemizin dört bir tarafında 61 adet hidroelektrik santrali işletmeye aldı. Bu tesislerin kurulu gücü 11 bin 586 MW olup, yıllık üretim kapasiteleri 40 bin 918 GWh’dir. Ayrıca ülkemizde
kapasite bakımından en büyük 25 HES’in 21 adedini kuruluşumuz inşa edip ve bu alanda ülkemizin gururu oldu. Yapıldığı dönemde yükseklik olarak dünyada üçüncü sırada yer alan Keban Barajı ve HES; dünyada halen yapımı sürenler arasında 3., inşa edilmiş olanlar arasında da 5. büyük santral olan Atatürk Barajı ve HES ile Karakaya, Altınkaya, Oymapınar, Birecik, Başbakanımız tarafından hizmete alınan ve Avrupa’nın en büyük barajı olan Ermenek Baraj ve Hidroelektrik santralleri kuruluşumuz tarafından ülkemize armağan edilen önemli tesislerdendir. Hâlihazırda yapım aşamasında olan ve tamamlandığında gövde hacmi bakımından Türkiye’nin 2., kurulu güç ve yıllık enerji üretim kapasitesi bakımından da 4. büyük barajı özelliğini kazanacak olan Ilısu Barajı; Çoruh Havzası Projesi’nin önemli tesisleri ve dünyanın kendi kategorilerinde en önemli tesisleri olan Deriner Barajı ve HES ile Yusufeli Barajı ve HES ile Kiğı Barajı ve HES tamamlandıklarında bu dev tesislerin arasına katılacaktır.”
DSİ Genel Müdürü Akif Özkaldı, bu yatırmalara rağmen Türkiye’nin enerji üretimi alanında maalesef dışa bağımlı olduğunu söylüyor. Bu bağımlılık yüzünden her yıl milyonlarca doların yurtdışına aktığını vurgulayan Özkaldı, “Bu sebeple ülkemizin ihtiyacı olan yatırımlara aktarılacak kaynaklar ülke dışına akmaktadır. Bu tabloyu değiştirmek adına Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüz hidroelektrik enerji projelerine büyük önem veriyor” diyor.
“HES’ler Arz Güvenliği İçin Vazgeçilmez”
Hidroelektrik enerjinin alternatif kaynaklara göre birçok üstün özelliğe sahip olmasının Türkiye açısından çok önemli olduğuna dikkat çeken Akif Özkaldı, bu özellikleri; pik ihtiyaçlarını kolaylıkla karşılaması, enerji üretim verimini yükseltmesi, yakıt gideri olmaması ve işletme maliyetlerinin düşük olması şeklinde sıralıyor. Hidroelektrik santrallerinin çevresel ve stratejik açıdan da çok önemli olduğunu vurgulayan Özkaldı, “Hidroelektrik santraller, çevre dostudur. Asgari emisyon ve asgari kirlilik yaratıyor. Akarsularla oluşan erozyonu önlüyor. Diğer yeşil/yenilenebilir enerji santralleri için destek oluyor. Enerjinin depolanmasını sağlarken, enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasına katkı sunuyor. Yöre halkına ekonomik ve sosyal katkılar sağlıyor. Ayrıca ülkemizde geçmiş yıllarda yaşanan doğal gaz krizinde hidroelektrik santraller devreye alınmış ve yaşanan bu doğal gaz krizi sanayimize ve vatandaşlarımıza hissettirilmeden atlatılmıştır. Hidroelektrik santraller ülkemizde arz güvenliğinin vazgeçilmez unsurudur” diyor.
Kaynak: EnergyWorld