Kategori : ENERGY AGENDA NEWS, ENERGY EFFICIENCY NEWS - Tarih : 06 March 2019
İklim değişikliği geçen yüzyılda insan sağlığında kaydedilen gelişmeleri durdurabilir ve geriye çevirebilir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) beş yıl önce sunduğu raporda iklim değişikliğinin yılda 250.000 insanın ölümüne neden olacağını belirtmişti. Ancak New England Tıp Dergisi’nin yeni raporunda bu tahminin oldukça iyimser olduğu ve küresel ısınımanın yılda 250.000’den daha fazla insanın ölümüne neden olacağı belirtiliyor.
Dünya Sağlık Örgütü 2014 yılında; iklim değişikliğinin beraberinde sıtma, ishal, sıcaklık stresi ve yetersiz beslenmeyi getireceğini ve bu sebeplerden 2030’dan 2050 yılına kadar her yıl dünya genelinde daha fazla insanın öleceğini söylemişti.
Bu araştırmayı tekrar gözden geçiren çalışmanın ortak yazarı Sir Andrew Heins sağlığımızın iklim değişikliği karşısında daha savunmasız olduğunu ve yılda 250.000 ölümün aslında oldukça iyimser bir tahmin olduğunu belirtiyor.
İngiliz Epidemiyolog ve Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu eski direktörü olan Heins; “İklim değişikliğinin kesin etkisinin ölçülmesinin zor olduğunu düşünüyoruz. Çünkü nüfusun yer değiştirmesi, gıda üretimi ve mahsul verimi, tropik bölgelerde işgücü veriminin sıcaklığa bağlı değişimi gibi birçok değişken mevcut. İklim değişikliği insanlığa yönelik en önemli çevre tehdidi olsa da sağlığımızı tehdit eden tek çevresel sorun değil” dedi.
Raporda sadece iklim değişikliğine bağlı gıda kıtlığının 2050 yılına kadar dünyada 529.000 yetişkin ölümüne neden olabileceği belirtildi. İklim değişikliği 2030 yılına kadar 100 milyon insanın aşırı yoksullaşmasına ve bu nedenle sağlık sorunlarına karşı daha savunmasız hale gelmesine neden olacak.
Tatlı su kaynaklarının tükenmesi, benzeri görülmemiş biyoçeşitlilik kaybı, okyanusların asitlenmesi, aşırı avlanma, kirlilik, ormansızlaşma, istilacı türlerin yayılması iklim değişikliğiyle bağlantılı ancak kendi başlarına çevre sorunu olan bu problemlerin birleşimi halk sağlığını tehdit ediyor.
Heins; “Her biri ekonomik faaliyet modelleriyle ilgili olan insan faaliyetlerinden kaynaklanan bu problemlerin karşısında sağlığın nasıl korunacağını anlamak acil bir görevdir” dedi.
Raporun ortak yazarı Dr. Caren Solomon; doktorların sağlığı korumak ve acıyı azaltmaktan sorumlu olduğunu ve aynı misyonun sera gazı emisyonlarını azaltmak için hızla çalışmaya başlamayı kapsaması gerektiğini söylüyor.
New England Tıp Dergisi’nde editör yardımcısı olarak görev yapan Dr. Solomon; “Bu çalışmanın daha fazla insanın dikkatini çekmesini ve daha fazla farkındalık oluşturmasını umuyoruz, öte yandan sağlık çalışanları da kendi örgütlerini karbon ayak izlerini azaltmak için teşvik etmeli” dedi.
Dr. Solomon bir sağlık tesisinin karbon ayak izini azaltmasının mümkün olduğunu vurgulayarak iklim dostu birçok programa sahip Boston Tıp Merkezi ve yerel çöplükten faydalanarak tükettiğinden daha fazla enerjiyi üreten Wisconsin’deki Gundersen Health System gibi gruplara dikkat çekiyor.
Tıp hekimleri aynı zamanda insanları harekete geçmeleri için de motive edebilir.
Dr. Solomon bu konu hakkında; “Sera gazlarını azaltmak için çalışmanın önemli ve ortak yararları var. Mesela kirliliği azaltmak adına, araba sürmek yerine ulaşımı bisiklet veya yürüyüşle sağlamak çevreye olduğu kadar insan sağlığına da faydalı” dedi.
Heins, Dr.Solomon’un fikirlerine katılarak; “Gelecek nesiller sağlıklı, sürdürülebilir bir ekonomi için kaçırılmış fırsatlara bakarak bu yöndeki adımların neden daha erken atılmadığını sorgulayacak” diyerek iklim değişikliği için hızla harekete geçmenin önemini vurgulamıştır.
Bengisu KAYIKCI – İnşaat Mühendisi / Enerji Sis. Yük. Müh. – bengisukayikci@gmail.com
Kaynakça:
https://edition.cnn.com/2019/01/16/health/climate-change-health-emergency-study/index.html