Kategori : ENERGY AGENDA NEWS - Tarih : 16 April 2013
Endüstri Devrimi sonrasında atmosfere aşırı miktarda saldığımız sera gazları, gezegenimize güneşten gelen ısının geri yansımasını engelleyerek küresel sıcaklığın hızlı bir şekilde artmasına neden olmuştur. Yerküre atmosferinin doğal dengesinin bozulması; buzulların hızla erimesi, deniz seviyesinin yükselmesi, aşırı sıcak ya da soğuk havaların yaşanması, fırtınaların, orman yangınlarının, kasırgaların, sellerin ve hortumların artarak devam etmesi gibi iklim felaketlerini de beraberinde getirmiştir.
Mevcut değişimler bilim insanlarının yaptıkları tahminlerden daha hızlı yaşanmaktadır. Çünkü iklimi oluşturan bir etkenin değişimi diğer tüm etkenlerin de değişimine neden olmaktadır.
Bu değişimlerin bir örneği de şudur: Atmosferdeki karbondioksit miktarının artması sıcaklığın da artmasına neden oluyor, artan sıcaklık ise Kuzey Yarım Küredeki donmuş toprak parçalarının erimesine ve bunun sonucunda yaşanacak felaketlerin yaklaşmasına sebep oluyor.
Tüm bu değişimlerin oluşmasında önemli bir etken olan donmuş toprak parçalarına permafrost denir. Bu toprak içerisinde buzla karışık karbondioksit ve metan donmuş halde bulunur. Metan karbondioksitten yaklaşık olarak 25 kat daha tehlikeli bir sera gazıdır. Yüksek enlemli bölgelerde uzun bir süre 0 °C altında kalan permafrostlar özellikle Alaska, Kanada ve Sibirya’da bulunur. Kuzey Yarım Kürenin dörtte birine yakın bir yüzey alanını oluşturur. Kalınlığı bölgenin iklim koşullarına göre birkaç metreden birkaç yüz metreye kadar değişir. İçeriği karbon bakımından çok zengindir, öyle ki Dünya’da permafrostlarda bulunan karbon oranı atmosferdekinin yaklaşık 2 katı kadardır. Permafrostlar eridiğinde atmosfere yüksek oranda karbondioksit ve metan gazı salınır.
Oxford Üniversitesi – Yer bilimleri bölümünden bilim insanları; Sibirya’da mağaralardaki sarkıt ve dikitler üzerine çalışmışlardır. Bu sarkıt ve dikitleri üstlerindeki permafrost tabakasının erimesi oluşturur. Bunların kalınlıklarını ölçerek permafrost tabakasındaki 500.000 senelik değişimlerini tespit etmişlerdir. Buna göre gezegenimizde küresel sıcaklığın hangi dönemlerde arttığı ya da azaldığı, permafrostların hangi sıcaklıklarda donduğu ve eridiği tespit edilmiştir. Bu çalışmadan elde edilen sonuç: 400.000 yıl önce Dünya’nın sıcaklığı Endüstri öncesi dönemdeki sıcaklıktan 1.5 °C fazlaydı ve bu sıcaklık permafrostların kısmen erimesine neden olmuştu.
Şu anda küresel sıcaklık Endüstri Devrimi öncesi değerine göre yaklaşık 0.75 °C daha fazladır. Artan sıcaklıkla beraber Kuzey yarım küredeki bu donmuş toprak parçaları erimeye başlamıştır; fakat asıl tehlike yakın zamanda bundan daha sıcak olacak bir Dünya’da meydana gelecektir. IPCC (Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli) ‘nin yaptığı iyimser senaryo setlerine göre; Dünyanın sıcaklığının bu yüz yılın sonlarına doğru 1.1°C ila 4 °C arası artması bekleniyor, bu da normalde sürekli donmuş halde bulunan bu toprak parçalarının geniş oranda erimesi ve yüz milyarlarca ton karbondioksit ve metan gazının atmosfere salınması anlamına geliyor. Erime başlarda çok büyük etkiler yaratmayabilir, ancak zaman geçtikçe atmosferdeki karbondioksit oranındaki aşırı miktardaki artış sera etkisini hızlandıracak ve küresel sıcaklık şu anda olduğundan daha hızlı artacaktır.
Sıcaklıkların zaten normalin üstünde seyrettiği gezegenimizde pek çok iklim sorunu yaşanıyor ve iklimdeki geri beslemeler ile tüm sorunlar birbirini tetikliyor. Bu yüzyılın sonuna doğru iklimdeki dengenin tamamıyla bozulması ve tüm bu değişimlerin milyonlarca yılda değil, bu kadar kısa bir süreçte gerçekleşecek olması Dünya’yı geri dönüşü olmayacak bir yola sürükleyecektir. Tüm bunların engellenebilmesi ve yaşanabilecek felaketlerin en aza indirgenmesi için küresel çapta tedbirlerin acilen alınması gerekiyor. Bundan 1.5 °C daha sıcak bir Dünya’da her şey için çok geç olabilir…
Yazar: Belkıs Gökbulut – Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği Çalışma Grubu
Yayıncı: Enerji Gazetesi