Kategori : NATURAL GAS ENERGY NEWS, ENERGY AGENDA NEWS, COAL NEWS, OIL & FUEL SECTOR NEWS - Tarih : 13 June 2022
Rusya, mayısta ihracat hacminde düşüş yaşamasına rağmen, ülkenin Ukrayna’yı işgalinin ilk 100 gününde fosil yakıt ihracatından 93 milyar Euro gelir sağladı. Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi’nin (Centre for Research on Energy and Clean Air, CREA) gerçekleştirerek Rusya’nın petrol ve kömür sevkiyatı ile boru hatlarıyla ihraç ettiği doğalgazın incelendiği araştırma, ihracatın %61’inin Avrupa Birliği’ne yapıldığını gösteriyor. AB’nin Rusya’dan ithal ettiği petrol, kömür ve doğalgaz için ödediği miktar yaklaşık 57 milyar Euro.
Fosil yakıt ihracatından elde edilen gelir, Rusya devlet bütçesindeki gelirin %40‘ını oluştururken Rusya’nın askeri harekatının temel finansmanını oluşturuyor. Rusya maliye bakanı, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamasında, ülkenin fosil yakıt ihracatından elde ettiği gelirin bu yıl önemli ölçüde artacağını dile getirdi ve gelirdeki bu artışın bir bölümünün Ukrayna’daki “özel operasyonun” finansmanı için kullanılacağını vurguladı. Rusya’nın ihracat hacminde düşüş yaşanmasına rağmen, küresel ölçekte yüksek seyreden yakıt fiyatları, Rusya’nın ihracat gelirine artış olarak yansıdı.
Rusya’dan yapılan fosil yakıt ihracatının toplam hacmi, işgalden önceki zamana kıyasla mayıs ayında %15 azaldı. AB’nin Rusya’dan yaptığı ithalat miktarı, Polonya, Baltık ülkeleri ve İskandinav ülkelerinin öncülüğünü yaptığı girişimlerle, mayıs ayında %20 düşüş gösterdi. Rusya’dan ithal edilen petrolün fiyatı, birçok ülke ve firmanın Rusya’dan arz edilen ürünlerden imtina etmesi sonucunda, uluslararası piyasa fiyatının %30 altına geriledi. Talepteki düşüş ve indirimli fiyatların maliyeti, Rus ekonomisine mayıs ayında günde yaklaşık 200 milyon Euro kayıp olarak yansıdı.
Ancak, küresel ölçekte fosil yakıt talebinde gerçekleşen artış, beklenmedik bir durumla sonuçlandı. Rusya’dan ithal edilen fosil yakıtların ortalama fiyatı, küresel ölçekte alıcı bulan fiyatlardan düşük seyretmesine rağmen, geçtiğimiz yıla kıyasla ortalama %60 yüksek seviyede gerçekleşti.
CREA’nın baş analisti Lauri Myllyvirta, “Küresel ölçekte, fosil yakıt ithalatını ikame edecek temiz enerji kurulumunu hızlandırmamız, yüksek yakıt fiyatlarını yavaşlatmamız gerekiyor” dedi.
Çin, Almanya’yı geride bırakarak, en büyük ithalatçı konumuna gelirken Çin’in ithalatında az bir artış görülürken, Almanya’da mütevazı bir gerileme yaşandı. Rusya’dan en fazla ithalat gerçekleştiren ülkeler arasında Çin (12,6 milyar Euro), Almanya (12,1 milyar Euro), İtalya (7,8 milyar Euro), Hollanda (7,8 milyar Euro), Türkiye (6,7 milyar Euro), Polonya (4,4 milyar Euro), Fransa (4,3 milyar Euro), Hindistan (3,4 milyar Euro) ve Güney Kore (3,4 milyar Euro) yer alıyor.
Polonya ve ABD ise Rusya‘nın gelirine en büyük darbeyi vurdu. İki ülkenin mayıs ayında gerçekleştirdiği ithalat miktarı, işgal öncesine kıyasla sırasıyla ABD için günlük 30 milyon Euro, Polonya için ise 20 milyon Euro düşüş gösterdi. Litvanya, Finlandiya ve Estonya, Rusya’dan gerçekleşen ithalatlarında %50’yi aşkın keskin düşüş elde etti. En büyük düşüş, Avrupa’ya boru hatlarıyla gelen doğal gaz ithalatında gerçekleşti ve yıllık bazda %25 düşüş yaşandı.
Hindistan, Fransa, Çin, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan ithalatı artırdı. Hindistan, Rusya’nın ham petrol ihracatının %18‘ine denk gelen miktarda petrol satın alarak, Rusya’dan ihraç edilen ham petrolün önemli ithalatçıları arasında yerini aldı. Ham petrolün kayda değer miktarı, rafine ham petrol ürünleri halinde yeniden ihraç ediliyor ve bu ürünleri ithal eden ülkeler arasında Avrupa ülkeleri de yer alıyor. Fransa, spot piyasalarda LNG ve petrolün en büyük alıcısı oldu; bu durum ithalatı artırdı.
Myllyvirta, “Rus petrolünün yeni pazarlara ihracatı, Yunanistan ve diğer Avrupalı denizcilik şirketleri yoluyla yapılıyor. Rus petrolünün daha uzak coğrafyalardaki piyasalara sevk edilmesi sebebiyle, nakliye amaçlı tanker altyapısına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuluyor. Örneğin, Rus petrolünü Hindistan ve Orta Doğu‘ya taşıyan tankerlerin %80‘i Avrupa veya ABD‘ye ait. Bu durumun Avrupa Birliği’nin bir sonraki odak konusu olması gerekiyor” diyor.