Kategori : ENERGY AGENDA NEWS, SOLAR ENERGY NEWS - Tarih : 10 April 2013
ABD`den güneş enerjisi yatırımı Frost & Sullivan uzmanlarına göre rekabetçi fiyatlar, ABD’de güneş enerjisini geleneksel enerjinin gölgesinde kalmaktan kurtarıyor. Öngörüye göre ABD’de güneş enerjisine yapılan yatırımların 2016 yılında 20.44 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
HÜKÜMET TEŞVİK EDİYOR
Frost & Sullivan enerji sektörü analistleri, ABD’de büyük ölçekli fotovoltaik (PV) ve güneş enerjisini yoğunlaştıran tesislerin (CSP) hayata geçirilmesinin önümüzdeki on yıl boyunca ciddi ivme kazanacağını belirtiyorlar. Analistler, yüksek güneş ışımasının bulunmasının yanı sıra hükümetlerin yenilenebilir enerji teknolojilerinin uygulamaya geçirilmesi yolunda süregelen baskısının güneş enerjisi projelerine duyulan talebi kamçıladığını ifade ediyor.
Elektrik üretiminde güneş enerjisi geleneksel yöntemlerle rekabet ettikçe, ABD’de büyük ölçekli güneş enerjisi santrallerinin potansiyel pazarı da büyüyor. Nitekim Frost & Sullivan’ın bu alanda gerçekleştirdiği yeni araştırma, 2011 yılında 1.91 milyar dolar yatırım yapılan güneş enerji sektörünün, 2016 yılında yatırım miktarını 20.44 milyar dolara çıkacağını öngörüyor.
İKİ HANELİ YÜKSEK RAKAMLARLA BÜYÜYOR
ABD’de sayıları giderek artan PV güneş enerjisi tesisleri 1,855 megavata (MW) ulaşarak büyük ölçekli segmentte yüzde 32.2’ye çıkmış bulunuyor. Düşük güneş enerjisi modülü fiyatları, Kaliforniya’daki Blythe güneş enerjisi projesi gibi büyük ölçekli uygulamaların geliştiricilerinin fotovoltaik teknolojileri güneş enerjisi yoğunlaştıran tesislere (CSP) tercih etmelerine yol açıyor. Bununla ilgili olarak Frost & Sullivan Kıdemli Endüstri Analisti Georgina Benedetti, 2011 yılında Amerika’da yeni CSP tesisi kurulmadığı halde toplam 1.4 milyar wattlık projelerin inşaat faaliyetlerinin sürdüğüne, CSP segmentindeki bu projelerin olasılıkla pazardaki genel büyümeyi hızlandıracağına vurgu yapıyor.
ÜRETİCİLER YENİLENEBİLİR ENERJİYE YÖNLENDİRİLİYOR
Güneş enerjisi tesislerini hızlandıran faktörün, elektrik tedariki firmalarının elektrik üretimlerindeki belirli bir payın yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilmesini zorunlu kılan yenilenebilir portföy standartları (RPS) olduğu belirtiliyor. Özellikle birkaç eyalet, RPS’nin bir bölümünün güneş enerjisi kaynaklarından oluşmasını zorunlu kılıyor. Bu yaklaşım daha yüksek bir uygulamaya yol açmasına rağmen, güneş enerjisi PV modüllerinin ortalama satış fiyatları azalmaya devam ettiği için, yatırım rakamları daha fazla artmıyor.
Bununla birlikte, geliştirmeciler için yatırım indirimi yerine geçen nakit tahsisatlarının 1 Mart 2013 tarihinden sonraki durumunda belirsizlikler gibi proje finansmanındaki kısıtlamalar yatırımcıları sınırlandırmıyor. Çoğu güneş enerjisi projesi geliştiren firmanın, kullanılabilen yatırım indirimlerinin tamamını etkin bir şekilde alabilmelerine yetecek kadar büyük vergi yükümlülükleri olmadığı için, finansman için vergi adaleti ortaklarına dayanmak zorunda kalıyor.
Gelişmeyle ilgili olarak Frost & Sullivan Kıdemli Endüstri Analisti Georgina Benedetti, şunları söylüyor: “Bu projelere mali kaynak ayırmaya istekli olmaları için, bankaların ve yatırımcıların enerji tesislerinin yatırımlarını geri kazanacak kadar uzun ömürlü olacağından emin olmalılar. Bu nedenle, ispatlanmış teknolojileri kullanan saygın proje geliştiricileri finansman bulmakta daha avantajlı. Yatırım vergisi indirimleri ve kredi programı gibi ulusal teşvikler, güneş enerjisinin ABD’de büyük ölçekte ticarileştirilmesini teşvik etmeye ve güneş enerjisi tesislerinin kurulmasını artırmaya devam edecek.”
Kaynak: Enerji Günlüğü