Kategori : ENERGY AGENDA NEWS, NUCLEAR ENERGY NEWS - Tarih : 30 September 2015
Akkuyu Nükleer AŞ Genel Müdürü Fuad Akhundov, nükleer santralin üretime geçmesi ile Türkiye’nin cari açığının yıllık 2,5-3 milyar dolar azalacağını söyledi.
Gazetecilerle basın toplantısında bir araya gelen Akhundov, Akkuyu nükleer santral projesiyle ilgili bilgi verdi.Türkiye ile Rusya arasında ticaret dengesinde Türkiye aleyhine bir açık bulunduğunu ve bunun büyük bölümünün doğalgaz ithalatından kaynaklandığını vurgulayan Akhundov, “Akkuyu santralinin üreteceği 35 milyar kilovatsaatlik elektrik enerjisini doğalgazla üretmek için 3 milyar dolarlık doğalgaz ithal etmek gerekiyor. Fakat biz bunun için Rusya’dan sadece 500 milyon dolarlık uranyum getireceğiz. Bunun da doğrudan Türkiye’nin yıllık ticaret dengesine 2,5-3 milyar dolarlık olumlu bir tesiri olacak” ifadelerini kullandı.
‘YATIRIMLARIN KARŞILIĞINI 15 YIL İÇİNDE ALACAĞIZ’
Erdoğan-Putin görüşmesi belgeleri: Akkuyu 2022′de hizmete girecek Akkuyu nükleer projesinin Rusya’nın değil, Türkiye’nin projesi olduğunun altını çizen Akhundov, iki ülke arasında santral kapsamında yapılan anlaşmayı Türkiye açısından olumlu bulduğunu söyledi.
Şirketin, santral için yaptığı yatırımların karşılığını 15 yıl içerisinde geri kazanma ihtimali olduğunu belirten Akhundov, Türkiye tarafından, şirketin aldığı risklere yönelik Hazine dahil hiçbir teminatın verilmediğini kaydetti.
‘ELEKTRİK İHTİYACININ YÜZDE 15′İ KARŞILANACAK’
Akkuyu nükleer santralinin, tam kapasite üretime başladığında 35 milyar kilovatsaat elektrik üretimi gerçekleştireceği bilgisini veren Akhundov, “Bu miktarla Akkuyu, Türkiye’nin 240 milyar kilovatsaat olan elektrik ihtiyacının yüzde 15′ini üretebilecek” şeklinde konuştu.
Akhundov, büyük projelerde, özellikle nükleer santral inşaatlarında gecikmelerin normal olduğunu belirterek, “Sadece ÇED raporu için 55 kurumla çalıştık. Tüm izinler alındıktan sonra 7 yılda santralin inşasını bitireceğiz. Daha da hızlandırmaya çalışacağız” dedi.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’na başvuru yaptıktan sonra, lisans alımını beklemeden liman inşaatı ve ekipman siparişlerine başladıklarını anlatan Akhundov, şunları kaydetti:
“Biz izni bekleseydik süreç daha da uzayacaktı. Lisans verilmezse ne olacak? Bu bizim için risktir ama biz siyasi iradeyi hissetmeseydik bu riski almazdık. Vladimir Putin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın, hükümetlerin siyasi iradesi olmasa, tabii ki buna başlayamazdık. Biz bunu yapıyoruz çünkü biz projemize güveniyoruz, inanıyoruz. Türkiye’ye güveniyoruz. Lisansların en kısa sürede alınacağına inanıyoruz. İnşa süreci de hızla devam edecek.”
Akhundov, nükleer santralin üretime geçişi için net bir tarih vermediğine dikkati çekerek, nihai hedefin ise Cumhuriyetin 100′üncü yılı olan 2023′e nükleer güç ile girmesi olduğunu belirtti.
‘GECİKMEDEN KAYNAKLI MALİYETLERİ RUSYA KARŞILAYACAK’
Gecikmeden kaynaklı maliyetlerin kim tarafından karşılanacağı sorusu üzerine Akhundov, bu maliyetlerin tamamının Rusya tarafından üstlenileceğini, Türkiye’nin bu noktada mali bir risk altında olmadığını söyledi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ile ilgili herhangi bir sıkıntı yaşamadıklarının altını çizen Akhundov, “Nükleer santral yapan bir devlet önce kanuni değişiklikler yapmalı ve kamuoyunu nükleer enerjiye hazırlamalı. Bu 5-10 yıl isteyebilen uzun bir süreç. Bu iki iş yapıldıktan sonra santral başlamalı. Böyle büyük bir projenin yapılması için iki kanunda değişikliğe ihtiyaç var. Şu anda bunlar parlamentoda. Sadece, kanun değişikliği yapılsa bir sıkıntımız kalmayacak” değerlendirmesinde bulundu.
‘TÜRKİYE’NİN POTANSİYELİNE GÜVENİYORUZ’
Akhundov, nükleer santralin 100 yıllık bir proje olduğunu belirterek, “Kısa süreli ekonomik dalgalanmalar bizim için o kadar da önemli değil. Biz daha çok trende bakıyoruz. Ekonomilerde dalgalanmalar olur, riskler olur. Onun için biz rahatız. Türkiye’nin ekonomisine ve potansiyeline güveniyoruz” diye konuştu.
Rubledeki düşüşe rağmen ocak ayında şirkete 700 milyon dolarlık kaynak sağlandığını bildiren Akhundov, şirketin 2017 yılına kadar maddi kaynak problemi yaşamayacağını vurguladı. Akhundov, 2017 sonrası için de stratejilerinin hazır olduğunu belirtti.
Akhundov, Türkiye ve Rusya’nın Suriye konusundaki görüş ayrılığının projeyi etkilemeyeceğini aktardı.
‘DÜNYANIN EN GÜVENLİ SANTRALİ OLACAK’
Akkuyu Nükleer AŞ Genel Müdür Yardımcısı Oleg Titov da Japonya’daki Fukuşima kazasından sonra nükleer santrallerle ilgili güvenlik kaygılarının arttığına dikkati çekerek, “Akkuyu’da tüm güvenlik tedbirleri alındı. Burası, dünyadaki en güvenli santral olacak” ifadelerini kullandı.
Olası senaryoların ihtimal dahiline alındığını ifade eden Titov, “Deprem, su baskını, tsunami, hortum, kasırga, kum fırtınası, hava darbesi ve hatta 400 ton ağırlığındaki cismin çarpması olasılığı bile göz önüne alındı. Bu durumlardan birkaçının aynı anda olması durumunda reaktörün durdurulması ve uzun süre boyunca güvenli bir modda tutulması öngörülmekte” dedi.
Kaynak: Sputniknews