Kategori : ENERGY AGENDA NEWS, SOLAR ENERGY NEWS - Tarih : 22 August 2012
Sektör temsilcileri, Almanya’nın geçtiğimiz yıl aniden nükleer enerji üretimini durdurma kararıalmasının ardından ülkeyi elektriksiz kalmaktan, güneş enerjisinin kurtardığı görüşünde…
2011′in Mart ayındaki Fukuşima faciasının ardından Almanya, 22 nükleer tesisinin tamamını kapatma kararı almıştı. Ancak elektrik kaynaklarının yeniden düzenlenmesinde yaşanan problemler, Şubat ayında Fransa ile Almanya arasında potansiyel üretim fazlasını 2 GW’a kadar düşürdü. Institut français de relations internationales (IFRI) tarafından düzenlenen bir toplantıya katılan üst düzey bir yetkili, ‘Hiçbir şey değil, yüzde birden daha az. İki taraftan da teknisyenler farkındaydı ki, elektrik sisteminin çökmesine her zamankinden daha yakındık. Bizi güneş kurtardı’ dedi.
Geçtiğimiz yıl dünyada kurulu fotovoltaik enerji üretiminin yarısını gerçekleştiren Almanya şans eseri, Şubat ayını çok güneşli geçirdi.
Başlıca Bavyera bölgesinde olmak üzere kurulu 28 GW üretim kapasitesiyle dünyanın güneş enerjisi liderlerinden olan Almanya, elektrik üretiminin yüzde üçünü güneş enerjisinden karşılıyor.
Kesintili bir üretim sağlayan güneş enerjisinin, havanın güneşli olmadığı zamanlarda enerji depolama sistemleri ve çoğunlukla geleneksel üretim sistemleriyle desteklenmesi gerekiyor.
Öte yandan şartlar uygun olduğunda, güneş enerjisi fazladan üretim de gerçekleştirebiliyor. Almanya Şubat ayında, karşılaştığı zorluklara rağmen Fransa’ya enerji ihracatını 4GW’tan 5GW’a yükseltti.
İsminin açıklanmamasını isteyen yetkili, enerji krizi öğle vakti yerine öğleden sonra gerçekleşseydi, elektrik kesintilerinin önüne geçemeyeceklerini söyledi.
Fotovoltaik enerji şirketi First Solar sözcüsü Brandon Mitchener, ‘Veriler yalan sözylemez. Güneş ve rüzgarın, en çok ihtiyaç duyulan zamanda önemli enerji sağlayabileceğini gösteriyorlar’ dedi.
Yeterli Depolama ve Şebeke Yok
Ancak Almanya’nın, yalnızca 20 dakikalık enerjiyi depolayabilecek altyapısı bulunuyor. Bu durumda fazladan üretilen güneş enerjisinin satılması ya da kullanılması gerekiyor.
Bunun verimli bir şekilde gerçekleşebilmesi için kapsamlı ve iyi koordine edilmiş Avrupa içi şebeke ağlarına ihtiyaç duyuluyor ancak bunlar henüz mevcut değil.
2004 yılında kış ayının aşırı rüzgarlı geçmesi üzerine dışarıdan gelen fazla elektrik, Hollanda’nın şebeke sistemini riske sokmuştu. DÖnemin Hollanda maliye bakanı, gelen bu istenmeyen elektrik sebebiyle Alman mevkidaşına bir şikayet mektubu yazmıştı.
Sektör yetkilisi, ‘Almanya’nın kuzeyinde çok miktarda rüzgar enerjisi üretiyoruz, iyi. Fakat bunu, ihtiyacı olan Güney Almanya’ya ulaştıracak şebeke yok.’ dedi. Bu sebeple Almanya’da üretilen elektriğin Polonya ve Çek Cumhuriyeti’ndeki kablolar üzerinden taşınması gerektiğini, bunun da şebekeye gerçekleşen aşırı yüklenme sebebiyle iki ülke arasındaki ilişkilerde gerginliğe sebep olduğunu anlatan kaynak, ‘Elektrik için sınır kontrolleri koyuyorlar, çünkü başka bir çare yok’ şeklinde konuştu.
Genişletmek, İyileştirmek, Bağlamak
Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği’nin sözcüsü Julian Scola, ortak pazarı oluşturabilmek, enerji arzının güvenliğini ve yenilenebilirlerin daha iyi entegrasyonunu sağlamak için Avrupa’nın şebeke sistemini genişletmek, iyileştirmek ve birbirine bağlamanın başlıca öneliklerden biri olduğunu söyledi.
Scola, ‘Geliştirme yapılması gereken bölgelerden birinin de, yenilenebilirler için kuzey-güney bağlantısı da dahil olmak üzere Almanya olduğu da gayet açık’ dedi.
Alman enerji sektörünün, önümüzdeki kışı kaygıyla beklediği belirtiliyor. Sektör yetkilisi, ‘Elektrik kesintilerinin olmaması için elimizden geleni yapacağız, ancak bizi bekleyen zorluklar geçen yıldan daha fazla olacak. Riskler de daha fazla olacak’ dedi.
Kaynak: EuroAktif