(Turkish) AB Çevre Dostu Yenilenebilir Enerjiler Konusunda Samimi Değil, İkili Oynuyor…

Sorry, this entry is only available in Turkish. For the sake of viewer convenience, the content is shown below in the alternative language. You may click the link to switch the active language.

AB Yenilenebilir Enerji Konusunda İkili Oynuyor

İTÜ, Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Duran Şahin: “Türk halkı,  yöneticilerden ve teknik elemanlardan daha çok yenilenebilir enerjilere sahip çıkmaya hazır.” dedi.

İTÜ, Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Duran Şahin, Türkiye’nin yenilenebilir enerji konusunda elini çabuk tutmadığına dikkat çekerek, bu konuda yatırımcılarımızın modaya göre hareket ettiklerinden yakındı.

Şahin,  İTÜ Vakfı Dergisinde yayınlanan makalesinde, yenilenebilir enerji kaynaklarına olan yatırımların sabır gerektirdiğini,  bu yüzden sürekli çalkantılar yaşandığını ve ülkemizde yatırımların bu konuda beklenenin altında kaldığını dile getirdi. Şahin, Türk halkının,  yöneticilerden ve teknik elemanlardan daha çok yenilenebilir enerjilere sahip çıkmaya hazır olduğunu belirterek, şu açıklamayı yaptı:

Türkiye’nin en ücra köşesine bile gitseniz, ‘enerji ile uğraşıyorum’ dediğinizde ilk soruları, ‘Neden rüzgâr ve güneşten faydalanmıyoruz?’ olacaktır. Bu durum sivil toplum örgütlerinin eline büyük bir güç vermektedir. Fakat sivil toplum örgütlerinin temel problemlerinden birisi ‘enerji gerçeğini’ tam kavramamış olmaları veya bazen de kavramak istememeleridir. Son yıllarda Türkiye’de, yenilenebilir enerji teknoloji ve yatırımları ile ilgili olarak halkın, hükümetin ve sivil toplum kuruluşlarının da hazır olduğunu görüyoruz.”

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarında Şanslıyız

Ülkemizin, coğrafi konumu nedeniyle sahip olduğu güneş enerjisi potansiyeli açısından birçok ülkeye göre şanslı durumda olduğunu dile getiren Şahin, Türkiye’ye bir yılda gelen güneş enerjisi miktarının yaklaşık 1015 kWh olduğunu ve bu miktarın ürettiğimiz toplam elektrik enerjisinin 10 bin katı olduğunu söyledi. Şahin’in verdiği bilgiye göre Türkiye’nin en fazla güneş alan bölgeleri Güney İç Anadolu, Güney Doğu Anadolu Bölgesi olup bunu Akdeniz ve Ege Bölgesi izliyor. Türkiye geneli düşünüldüğünde, günlük ortalama 7,5 saatlik güneşlenme süresi olduğunu ifade eden Şahin şunları söyledi: “Türkiye’de EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu) tarafından yapılan bildirimle, 14 Haziran 2013 tarihinde güneş enerjisi başvurularının yapılacağı ilan edilmiş ve 2013 yılında güneş enerjisine dayalı 600MW’lik bir başvuru kabul edilecektir. Rüzgâr enerjisi konusunda yatırımlarda ilerlemeler olsa da güneş enerjisi konusunda çok gerilerdeyiz.”

Batılı Tekeller, Çevre Dostu Enerjinin Gelişmesine İzin Vermiyor

“Yenilenebilir enerji teknolojilerini geliştirmiş ülkeler diğerlerinin bu sektöre girişini engellemek ve tekel olmak için bu konuda adeta tekel olma yoluna gitmişlerdir,” diyen Şahin, “yenilenebilir enerji teknolojilerinde ne yazık ki derinlemesine düşünüldüğünde çözüm sunan ülkelerin asılında kendi pazarlarını oluşturma gayretleri içinde olduklarını görüyoruz,” açıklamasını yaptı. Şahin, açıklamasında şunları söyledi: “ Örneğin,  güneş potansiyelinin düşük olduğu ve hepimizin yakından bildiği Avrupa’nın lider ülkesinin güneşe bu kadar yatırım yapmasının asıl nedeni ne olabilir? Gerçekten güneşten üretilecek elektriğe Türkiye gibi muhtaçlar mı? Bu sorulara cevap aradığımızda aslında bu ülkelerin kendilerine olan güveni yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırıma dönüştürdüklerini görüyoruz.”

Türkiye Kendi Sertifikasyon Sistemini Oluşturmalı

Prof. Dr Ahmet Duran Şahin, gelişmekte olan ülkelerin yenilenebilir enerji alanında yaptıkları projelerde,  çok iyi ve güvenilir olsalar dahi, kendi kurdukları merkezlerin onaylarını istediklerini vurgulayarak, amacın sertifika tekeli oluşturmak olduğunu kaydetti. Şahin, açıklamasını şöyle tamamladı: “Yenilenebilir enerji teknolojileri alanında sizin ürettiğiniz ürünleri sertifikasyon adı altında durdurma çabalarının olduğu açıkça görülmektedir. Sonuçta sertifikasyon aşamasında gelişmiş bir kaç ülkenin iznine tabi olmuş oluyorsunuz. Uluslararası sertifikası olmayan yenilenebilir enerji teknolojilerine finans kaynağı bulabilmeniz neredeyse imkânsız. Burada yapılması gereken, temelde ülkemizde üretilen teknolojilere sertifika verebilecek merkezlerin acilen kurulması ve yerli teknolojilerin uygulamasında cesur finansörlerin olmasıdır.”

Yayına Hazırlayan: İTÜ Vakfı

Yayıncı: Enerji Gazetesi

abenerji gündemienerji kaynaklarıEnerji yatırımıepdkgüneşitüitü vakfı dergisiProf. Dr. Ahmet Duran ŞahinrüzgarUçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliğiyenilenebilir enerji
Yorumlar (0)
Yorum Ekle