(Turkish) Aktürk: Doğalgazda Vakit Kaybettik, Hızlı Davranalım

Sorry, this entry is only available in Turkish. For the sake of viewer convenience, the content is shown below in the alternative language. You may click the link to switch the active language.

Naturgaz Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Ali Arif Aktürk, doğalgazda pazaryeri oluşumunun, doğalgaz hub`ı haline gelmenin stratejik açıdan büyük önem taşıdığını söyledi. “Fazla zaman kaybettik” diyen Aktürk, Türkiye`nin bu kaybı telafi etmek için hızlı hareket etmesi gerektiğini söyledi.

Enerji sektörünün yakından tanıdığı isimlerden biri. Türkiye doğalgaz pazarında 23 yıllık tecrübeye sahip. Halen bir doğalgaz şirketinin genel müdürlüğünü, yönetim kurulu üyeliğini ve iki doğalgaz dağıtım şirketinin de yönetim kurulu üyeliğini yapan, PETFORM`un da yönetiminde görev alıyor. Ali Arif Aktürk, DÜNYA Gazetesi`nde Mehmet KARA`ya konuştu.

DOĞALGAZDA SERBESTLEŞME GECİKTİ
Ali Arif Aktürk, Türkiye`de 2001 yılından itibaren çıkarılan yasalarla hem elektrikte, hem doğalgazda piyasa faaliyetini esas alan bir anlayışa doğru adım atıldığını, ancak gazın durumunun elektrikten biraz farklı geliştiğini söyledi. Elektrikte çok sayıda tedarikçi bulunurken doğalgazda bunun kısıtlı olmasının rekabetçi bir piyasa oluşumunu engellediğini ifade eden Aktürk, “Aslında Avrupa’ya baktığımızda gaz piyasaları elektrikten önce serbestleşirken bizde tam tersi oldu. Gazda serbestleşme bu kadar rahat olmadı” dedi.

TÜM DÜNYADA REKABET STRATEJİSİ
Doğalgaz ve elektrik piyasalarındaki serbestleşme ve rekabetçi pazar yaratma stratejilerinin sadece Türkiye’yi değil, tüm dünyayı etkilediğini anlatan Aktürk şöyle dedi:
“Bugün için ABD doğalgaz piyasası tam bir liberal devrim yaşamıştır. Tüm medyada tartıştığımız bu shale gaz mucizesi ya da ucuz gaz mucizesi aslında ABD’deki liberal bir doğalgaz pazarı mucizesidir. ABD`de bugün için doğalgazın ucuzluğundan ve arz fazlasının LNG olarak pahalı Uzakdoğu piyasalarına ihracından bahsediliyor. Avrupa’da İngiltere gerçekten gelişmiş, gazın gazla rekabet edebildiği bir doğalgaz piyasasıdır. Kıta Avrupa’sında ise 1998 de ilk doğalgaz direktifiyle başladığı rekabetçi pazara geçiş sürecini 2008 yılı sonrasında birçok ülkede az ya da çok tesis edebildiğini görebiliyoruz. Yani Belçika’da, Almanya’da, Fransa’da, Hollanda’da, İspanya’da, İtalya’da hatta Romanya’da fiyatların arz-talep dengesinde şekillendiği bir pazar oluştu gibi.”

TÜRKİYE NEDEN YAVAŞ İLERLEDİ?
Türkiye`de enerjideki liberalizasyon sürecinin Avrupa`ya paralel ilerlemeyişini birkaç nedene bağlayan Aktürk, bunları şu cümlelerle dile getirdi:
“Birincisi Türkiye, çok hızlı gelişen bir gaz pazarına sahipti. Avrupa gibi oturmuş, altyapısı tamamlanmış bir gaz pazarı yoktu. Rekabetçi bir pazara geçebilmek için altyapının da hazır olması gerekir. İkincisi de arz çeşitliği imkânlarının geçmiş dönemlerde sınırlı olması, Rus gazına bağımlılık… Bir üçüncü neden de Türkiye, gelişmekte olan bir ülke. Yani, pazardaki fiyat dalgalanmalarına çok hassas bir ekonomiye sahipti. Stabil bir fiyat dengesine ihtiyacı vardı. Bu yüzden siyasi irade biraz da ekonomi aktörlerinin ve tüketicinin bu fiyat hareketlerinden etkilenmemesi için gaz pazarının hızla serbestleşmesine izin vermedi. Bunu zamana yaydı. Bilinçli ve kontrollü şekilde serbestleşmeyi öngördü…”

GERİ DÖNÜŞSÜZ BİR YOL
Naturgaz Genel Müdürü Ali Arif Aktürk, bugün Türkiye’nin de serbest bir doğalgaz piyasasından geri dönüşünün olmayacağını, olmaması gerektiğini vurguladı. Aktürk, uzun vadede toplumsal çıkarların da bu yönde olduğunu savundu. Türkiye`de özel sektörün 2005 yılından beri doğalgaz dağıtım faaliyetleri yürüttüğü hatırlatan Aktürk,”Dağıtım kamu hizmeti ama EPDK ihaleleriyle 60`ın üzerinde şehirde dağıtım faaliyeti özel sektör marifetiyle yapılmaya başlandı” dedi.

ÖZEL SEKTÖR BÜYÜK RİSKLER ALDI
İhaleleri alan şirketlerin bu alana ciddi riskler alarak girdiklerini anlatan Ali Arif Aktürk, “Biraz da ülkenin geleceğine güvenle hareket edip ihaleleri aldılar” diye konuştu. Aktürk, ilk yıllarda çok kâr gözetmeden, uzun vadeli kredi imkânlarını da kullanarak yatırımlar yapan bu şirketlerin şartnamelere göre 8 sene boyunca tek bir tarife üzerinden satış yapmalarının öngörüldüğünü anlattı. Bu sürenin sonunda kendilerini tatmin edecek tarife yapısı beklentileriyle yola devam eden ve 8 yılı dolan şirketlerin gaz satış tarifesinin EPDK tarafından belirlendiğini hatırlatan Aktürk, “Fakat bu tarifeler belirlenirken risk parametrelerinde eksiklikler var” dedi.

RİSKLER, GAZ TARİFELERİNE YANSIMIYOR
Gaz tarifelerinde pek çok parametrenin dikkate alındığını anlatan Aktürk, ancak perakende faaliyetlerden kaynaklanan risklerin dikkate alınmadığını söyledi. Elektrik dağıtımında dağıtım faaliyetleri için ayrı bir tarife, perakende faaliyetleri için ayrı bir tarife varken, doğalgaz dağıtımında bunun olmadığına dikkat çeken Aktürk şunları söyledi:
“Dağıtım şirketlerinin perakende faaliyetlerinden dolayı almış oldukları ciddi riskler var. Bunların karşılıkları yok. Ancak piyasada edinilen izlenim, dağıtım faaliyetleri risklerinin tarifelere tam yansıtılmadığı yönünde. Aslında bu görüşün haklılık payı var.”

Doğalgaz dağıtım faaliyetindeki risklerin birkaç boyutu olduğunu ifade eden Ali Arif Aktürk, evsel tüketimde, tüketim dönemi 4-5 ay olmasına rağmen tedarikçilerin kontratlarının 365 gün yani 12 ay olduğunu vurguladı. Aktürk şöyle konuştu:
“Siz kışın artan tüketimi, puantı bir yerden karşılarken yazın da tüketilmeyen gazı bir yerlere satmak zorundasınız. Bunun bir maliyeti var. Buna esnekliğin fiyatlanması deniyor. Kışın yer altı deposu kullanacaksınız maliyet, spottan gaz alacaksınız maliyet. Bunların fiyata, tüketene yansıtılması gerekiyor. Yazın tüketemediğiniz gaza yaz cezası ödeyeceksiniz maliyet, take-or-pay’iniz yani asgari alım taahhüdünüz var maliyet. Düzenlenen bir pazarda altyapı yatırımı yapıyorsunuz ama tarifeniz sizin dışınızda bir düzenleyici otorite tarafından belirleniyor. Yani regülasyon riski söz konusu.”

YABANCILAR NEDEN GAZ DAĞITIMINA GİRMEDİ?
Bu değerlendirmeleri üzerine Mehmet Kara`nın yönelttiği “Ama ihaleye girerken bunlar bilinmiyor mu?” sorusuna Naturgaz Genel Müdürü Ali Arif Aktürk şu karşılığı verdi:
“Tamam, siz (ülke riskini göz önüne almanız gerekirdi) diyebilirsiniz ama böyle bakmamalısınız. Yerli yatırımcı için ülke riski olmasa da yabancı yatırımcı için ülke riski tabii ki çok önemli bir faktördür. Bu nedenle de yabancı yatırımcı doğalgaz dağıtımına gelmedi. Neden? Ülke ve regülasyon riskini alamadığı için… Örneğin perakende satış faaliyeti var. Tümüyle ticari risk var. Tahsilat riski, tedarik riski, faturanın okunması riski falan… Elektrik dağıtımında perakende satışa yüzde 3.5`lik bir kâr marjı düzenlenirken, doğalgazda bu yok. Dolayısıyla doğalgazda tüm bu yük, dağıtım şirketlerinin üzerinde. Bunlar da göz önüne alındığında doğalgazda dağıtıma yatırım yapanlar hayal kırıklığına uğradılar…”

İTHALATA SINIR GETİRİLDİ
Gaz tedarikinin, serbestleşme açısından en önemli hususlardan biri olduğunun altını çizen Aktürk “Çünkü” dedi ve devam etti:
“Serbestleşmenin en önemli konusu emtianın, yani doğalgazın rekabetçi ve serbest bir şekilde tüketicilere sunulması. Türkiye, 2001 yılında BOTAŞ kontratlarında arz fazlası endişesiyle ithalatı bir nevi sınırladı. (BOTAŞ`ın ithalat yaptığı ülkelerden BOTAŞ sözleşmeleri sona erene kadar kimse gaz ithalatı yapamaz. Ancak BOTAŞ`ın kontratı bulunmayan ülkelerden EPDK`nın değerlendirmesi sonucunda, gaz ithalatına izin verilebilir) dediler. Arz fazlası olmadan zaten rekabet olmaz. Siz getirdiğiniz miktarın üzerinde talep varsa zaten “yok satarsınız.”

BOTAŞ KONTRAT DEVRİNDE ZORLANDI
Ali Arif Aktürk, aslında ithalata sınırlama getiren yasayla, bir yandan da rekabeti tesis etmek için BOTAŞ`ın mevcut kontratlarının özel sektöre devrinin de öngörüldüğünü hatırlattı. Ancak, birer ticari akit olan BOTAŞ kontratlarının yasayla üçüncü taraflara devredilemeyeceğini belirten Aktürk şöyle konuştu:
“Akitlerde taraflar anlaşırsa akit çerçevesinde her şeyi yapabilirler. Ama onların iradesi dışında yasal zorunluluk da olsa kimseye devredemezsiniz. Kaldı ki bu akitlerin tarafları yabancı şirket ya da kuruluşlar. Maalesef yasa koyucu bunu göz ardı ederken, BOTAŞ`a kontratlarını devretme yükümlülüğü getirdi.”

KONTRAT DEVİRLERİ CANLILIK GETİRDİ
BOTAŞ’ın tedarikçilerinin, baştan itibaren kontrat devirlerine pek sıcak bakmadıklarını belirten Aktürk sözlerini şöyle sürdürdü:
“Devredilebilecek tek bir kontrat vardı. O kontrat da zaten liberal bir piyasa için tasarlanmıştı. O kontrat devredildi. Bugün BOTAŞ`ın dışında sanırım Malkoçlar girişinden doğalgaz getiren 7 tane daha ithalatçı var. Bu bile pazara bir canlılık getirdi.”

REKABET İÇİN TÜM BARİYERLER KALKMALI
“Gaz piyasasının rekabetçi yapıya kavuşması için önümüzdeki bariyerlerin tümüyle kaldırılması gerekiyor” diyen Aktürk, “Nedir bu bariyerler ve ne yapılmalı” sorusuna şu cevabı verdi:
“Hem mevcut ülkelerdeki tedarikçilerden, hem de yeni tedarikçilerden gaz ithalatı yapmak serbest olmalı. Hatta rekabetçi bir piyasa için ithalatın yanı sıra ihracatın da tümüyle serbest olması esastır, şarttır. Bir girişimci lisans şartlarını yerine getiriyorsa istediği ülkeden gaz ithal edip, istediği ülkeye de satabilmeli. Mevcut mevzuatımız buna izin vermiyor. Her bir ithalat kontratı için yeni bir lisans gerekiyor. Her bir ihracat kontratı için de aynı şey söz konusu. Halbuki dinamik bir doğalgaz piyasasında bir tane ithalat, bir tane ihracat lisansıyla gazı istediğiniz herhangi bir noktada ithal ya da ihraç edebilmeniz gerekir. Belçika Zeebruge ve İspanya`daki uygulama buna en güzel örnektir. Mesela oraya kadar getirilmiş gaz, ülkeye hiç sokulmadan, terminalde yeniden tankerlere yüklenerek daha cazip bir pazara doğru yönlendirilebiliyor. İthalat da böyle. Katar`dan da, Mısır`dan da, Trinidad`dan da alım yapabiliyorlar. İspanya Cezayir’den gaz ithal edip Cezayir ile rekabet edebiliyor. Bunu Cezayir her ortamda dile getiriyor.”

BANA GELEN GAZI, YOL ÜZERİNDE SATABİLMELİYİM
Bugün Türkiye`de de spot LNG için aynı imkanın bulunduğunu ancak bunun uzun vadeli kontratlar için geçerli olmadığını söyledi. “Bugün teorik olarak ihracat imkânımız var” diyen Aktürk, buna şöyle açıklık getirdi:
“Değiş tokuş yoluyla bunu yapabilirim. Örneğin Ocak ayında 10 milyon metreküp gaz ithalatı yapıyorum, Şubat`taki sözleşme miktarım da aynı. Ama Şubat`ta diyelim Bulgaristan`da fazladan gaz ihtiyacı hasıl olmuş, ben de diyelim ki bunun yarısını Türkiye`ye getirmek yerine, daha kârlı diye güzergah üzerindeki Sofya`da bırakabilirim. Ya da Azerbaycan`dan getirip, Bulgaristan`a ihraç edebilirim. Ya da LNG ithal edip bunu Bulgaristan’a, Yunanistan’a satabilirim. Hatta daha da ötesi, LNG’yi yeniden yükleyip yazın fiyatların daha yüksek seyrettiği güney yarım küre ülkelerine satabilirim.”

LİSANS VE SÖZLEŞMELERDE ESNEKLİK LAZIM
Ali Arif Aktürk`ün, söz konusu ihracat imkanlarından fiiliyatta neden yararlanılamadığı sorusuna cevabı ise şu:
“Yasal bariyer ya da kısıtlardan. Daha önceden de dediğim gibi her bir ithalat anlaşması için anlaşmanda yazılı yılık sözleşme miktarında gaz ithal edebilir ya da ihraç edebilirsin. Halbuki uzun vadeli sözleşmeler de, yaşayan, dinamik sözleşmeler. Pazar dinamiklerine göre miktarı ve şartları esnetilebilmeli. Mevcut mevzuat yapısı buna izin vermiyor. Yasa, Bulgaristan sınırından ithalat için lisans aldıysan Mavi Akım’dan gaz ithalatı yapamazsın diyor. Yunanistan’a ihracat için lisans aldıysan LNG ihracatı yapamazsın diyor.”

ARZ-TALEP VE MALİYET BAZLI FİYATLAMA
Yurt içinde serbest ve sağlıklı çalışan bir gaz piyasası oluşumu, arz-talep ve maliyet bazlı fiyatlamanın yapılacağı, esnekliğin fiyatlanabildiği bir pazar yeri tesis edilmesi gerektiğini vurgulayan Arif Aktürk, şöyle devam etti:
“Sağlıklı çalışan bir pazar yerinde fiyatların serbestçe oluşması esastır. Bunun için de fiyatların serbestçe oluşabileceği mekanizmalar kurmak gerekir. Gaza talep belli bir dönemde yükseldi ve gaz arzı yeterli değilse fiyatların artması doğaldır. Buna müdahale edilmeden fiyatların oluşmasına imkan tanınması lazım. İlave gazı talep eden bedelini de ödemeli. Ya da bu bedel ağır geliyorsa kesintiyi göze almalı, gazının kesilmesinin karşılığında fayda elde edebilmeli. Alternatif yakıt kullanımı ile gazının kesilmesini optimize edebilmeli.”

KÖYDEKİ VATANDAŞA HAKSIZLIK
Elektriğin ikamesi olmamasına rağmen gazın başka ürünlerle ikame edilebilecek bir ürün olduğunu belirten Aktürk, bu yüzden doğalgaz kullanımının aslında bir konfor olduğunu vurguladı. Bu konforun da bir bedeli olması gerektiğini vurgulayan Aktürk, “Tüm dünyada bu böyledir. 10 bin nüfuslu bir ilçede tüketici kışın 4-5 ay gaz kullanmak istiyorsa bunun da bedelini ödemelidir. Sosyal adalet anlayışı da bunu gerektirir. Aksi takdirde 40-50 haneli köydeki gaz tüketme imkânı olmayan vatandaşın da hakkı gasp edilmiş olur” diye konuştu.

BÖLGESEL ENERJİ MERKEZİ AÇISINDAN GAZIN ÖNEMİ
Ali Arif Aktürk, doğalgazda bir pazaryeri oluşumunun Türkiye`nin enerjideki bölgesel oyuncu olma stratejisi ve vizyonu açısından da önem taşıdığını ifade etti. “Pazaryerinin derinlik kazanması, Türkiye`nin avantajınadır” diyen Aktürk şöyle devam etti:
“Tüm dünyadan ithal etmiş olduğunuz gazı İtalya’da Lavera/Genova’daki petrol fiyatlarına endekslemek yerine ülkenizdeki pazarın ihtiyaçlarını yansıtacak referans bir fiyata endeksleme imkânına kavuşursunuz. Bunun ötesinde Doğu Akdeniz`de LNG fiyatlarını belirleyen bir referans noktası yaratmış oluruz. Bugün Türkiye, Yunanistan, İsrail ve hatta İtalya`nın LNG fiyatları, İngiltere`deki NBP`ye göre belirleniyor. İngiltere ile buranın arasında tam 3 bin 500 kilometre mesafe olmasına rağmen bu böyle. Çünkü orada likit bir pazar var. İngiltere`deki fiyatlar referans alınarak Türkiye’ye LNG satılıyor. Halbuki biz burada likit bir pazar yaratmış olsak, İsrail, Yunanistan, Lübnan hatta İtalya`yı da, tüm Akdeniz havzasını da etkileyebiliriz. O nedenle doğalgaz pazaryeri, doğalgaz piyasası, doğalgaz hub`ı çok önemli. Stratejik olarak çok önemli. Çok fazla zaman kaybettik. Artık bunu telafi etmemiz gerekiyor.”

TÜM AKTÖRLERE ROL DÜŞÜYOR
Ali Arif Aktürk, pazaryeri oluşumu yönünde atılacak adımlar konusunda BOTAŞ`a düşen bir rol olup olmadığı sorusunu cevaplarken “BOTAŞ’a da, diğer oyunculara da rol düşüyor. BOTAŞ’ın fiyat oluşumlarını maliyet bazlı belirlemesi lazım. Maliyet bazlı fiyat politikası uygulamalı… Eğer bir alt sektör ya da tüketici desteklenecekse, bunun yolu vergi aparatının etkin kullanılmasından geçer. Rekabetten sorumlu tüm aktörlere burada etkin bir rol düşmektedir” dedi.

GAZDA DA MARKET MAKER LAZIM
Pazaryeri oluşumu açısından kritik önem taşıyan, doğalgazda ithalat ve ihracatın tümüyle serbest bırakılabilmesi için yasal düzenleme gerektiğini belirten Aktürk, “Çünkü burada mevzuat engeli var. Gaz fiyatlarının serbestçe belirlenmesi önemli. Kimse çok volatil bir fiyat yapısı istemez. Nasıl ki döviz fiyatları artık çıpalı değil, dalgalı ama Merkez Bankası “market maker” rolünü elindeki döviz rezervleriyle yapıyor, gazda da belki bir market maker’a ihtiyaç var ama bu fiyatların dengesini kuracak bir yapıda olmalı. Rekabeti engelleyecek şekilde değil. Piyasaların kabul ettiği fiyat seviyelerinde bir `market maker`lıkla olabilir bu” dedi.

GAZ VE ELEKTRİK BORSASI İLİŞKİSİ
Naturgaz Genel Müdürü Ali Arif Aktürk, doğalgazdaki durumun, kuruluş çalışmaları süren enerji borsasını da ilgilendirdiğini vurguladı. Aktürk şöyle dedi: “Elektrikteki emtia fiyatınız pazar ihtiyaçlarına göre oluşacaksa ve bunun yüzde 50`si de gazdan üretiliyorsa gazın da mutlaka pazar ihtiyaçlarına ve şartlarına göre fiyat oluşumuna konu olması lazım. Yoksa sizin elektrik borsanız da sağlıklı çalışmaz.”

Kaynak: Enerji Günlüğü

Ali Arif Aktürkbölgesel enerji merkeziDoğalgazdoğalgaz enerjisidoğalgaz pazarıenerjienerji gündemienerji haberlerienerji sektörügaz dağıtımıgaz ve elektrik borsasıNaturgaz
Yorumlar (0)
Yorum Ekle