(Turkish) 19’uncu Yılında ‘Bilim Kadınları İçin’ Programının Ödülleri Sahiplerini Buldu

Sorry, this entry is only available in Turkish. For the sake of viewer convenience, the content is shown below in the alternative language. You may click the link to switch the active language.

L’Oréal Türkiye ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliği ile Türkiye’de 19’uncu kez hayata geçirilen “Bilim Kadınları İçin” programının Türkiye ayağında, 2021 yılı kazananları belli oldu. Programda bu yıl ödüle layık görülen 4 Türk bilim kadınının her biri, bilimsel araştırmalarında kullanmak ve araştırmalarını geliştirebilmek amacıyla 120.000 TL ödül ile desteklendi.

Kapsamlı ve yenilikçi projeleriyle gelecek vadeden, ilham verici çalışmalarıyla bilime yön veren genç ve yetenekli Türki bilim kadınları; L’Oréal Türkiye Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen, UNESCO Türkiye Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz, yazar ve oyuncu Gülse Birsel’in katıldığı lansmanda projelerini tanıttı. L’Oréal Türkiye’den 120.000 TL ödül kazanan bilim kadınları; akademik özgeçmişleri, projelerinin bilime yaptığı katkı, uygulanabilirliği, sürdürülebilirliği ve bilimsel yeniliği gibi kriterler göz önüne alınarak, bağımsız UNESCO jürisi tarafından seçildi. İnsanlık için önemli projeler üzerinde çalışan, her biri üniversitelerdeki araştırmalarını sürdüren 40 yaş altındaki 4 genç bilim kadını; çevre, tıp, biyoloji, epigenetik gibi pek çok alanda umut veren çalışmalar gerçekleştiriyor.

Etkinliğe Onur Konuğu olarak katılan yazar ve oyuncu Gülse Birsel; kadınların bilime yön verdiğini, geleceğimize ışık tuttuğunu, genç ve yetenekli Türk bilim kadınlarının artık pek çok alanda öne çıktığını görmekten çok mutlu olduğunu gururla ifade etti.

Sürdürülebilirlik, Tekno-Güzellik, Sosyal Sorumluluk ve Ar-Ge gibi konularda yenilikçi ve etkili projelere imza atan L’Oréal Türkiye, farklı bakış açılarına, çok yönlü düşünme becerisine ve eşsiz yeteneklere sahip olan kadınların bilim dünyasına katkılarının ne kadar kıymetli olduğunu “Bilim Kadınları İçin” programı ile bir kez daha önemle vurguluyor. L’Oréal Türkiye, geleceğimize yön veren bilim kadınlarını ve araştırmalarını destekleyerek bu alandaki duyarlılığını bir kez daha ortaya koyuyor.

“Türk Bilim Kadınlarının Bilimin Geleceğine Yön Verdiğini Öğrenmek Heyecan Verici”

Lansmanda konuşma yapan oyuncu ve yazar Gülse Birsel, “Bu önemli programın elçisi olmak ve bütün bu projeleri ilk ağızdan dinlemek benim için paha biçilmez. Bilim Kadınları İçin’ programı, oyuna kadın olduğu için bir adım geriden başlatılan bilim kadınları için 19 yıldır müthiş bir destek. Bilim kadınlarımızın her birinden ve tüm bu bilimsel araştırmalardan çok etkilendiğimi söylemek isterim. Aramızdaki bu değerli isimlerin bilimde geldikleri noktayı, kendilerini nasıl geliştirdiklerini ve dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için nasıl çalıştıklarını bizzat kendilerinden dinleyebilme fırsatı yakaladığım için de çok şanslıyım. Hepsinin hayranıyım. Hepsi benim gözümde birer yıldız. Ayrıca Türk bilim kadınlarının bu programda ön plana çıkmayı başardığını, L’Oréal Türkiye ve UNESCO desteğiyle bilimin geleceğine yön verdiğini öğrenmek de çok heyecan verici. L’Oréal Türkiye, bilim kadınları, hepimiz el ele; düşmeyen, dik duran kadınlara herkesi teker teker alıştıracağız!” dedi.

“Bilim Kadınları İçin” Programı, Kız Çocuklarına İleride Birer Bilim Kadını Olmaları için İlham Veriyor

“Bilim Kadınları İçin” projesi hakkında konuşan L’Oréal Türkiye Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen, “Bilime olduğu kadar bilimsel alanlarda cinsiyet eşitliğine de son derece ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz. L’Oréal Grup, 23 yıl önce bir adım attı ve “Bilim Kadınları İçin” programını küresel çapta başlattı. Bu program sayesinde 1998’den beri bilim kadınlarını güçlendiriyor, bilimde üstün başarıyı ödüllendiriyor, yetenekli bilim kadınlarının hak ettikleri bilinirliğini elde etmelerine katkı sağlıyor ve kız çocuklarına ileride birer bilim kadını olmaları için ilham veriyoruz. Türkiye’de 19. yılını geride bırakan ulusal programımızda 118 bilim insanının umut vadeden projelerini desteklemek bizim için çok kıymetliydi. L’Oréal Türkiye olarak dünyada programı en fazla destekleyen 5. ülke konumundayız. 4 yıl art arda olmak üzere, toplam 5 Türk bilim kadınımız, programın global ayağında “Uluslararası Yükselen Yetenek” seçilerek uluslararası platformda Türkiye’nin adını duyurdu. Her biriyle gurur duyuyoruz. Bu yıl ödül almaya hak kazanan genç bilim kadınlarımıza; hayatlarını özverili bir şekilde insanlığa adadıkları ve bizlere geleceğe dair umut verdikleri için teşekkür ediyorum. Yaptıklarıyla birçok genç kız için rol model olacaklarına, genç kızlarımıza bilimi uzmanlık alanı olarak seçmeleri için ilham vereceklerine inanıyorum. Bizimle aynı tutkuyu paylaşan UNESCO’ya da yıllardır süren iş birlikleri için teşekkür ediyoruz.” dedi.

GENÇ BİLİM KADINLARI, PROJELERİYLE BİLİMİN GELECEĞİNE YÖN VERİYOR!

Dr. Eda Aydoğan Güngör; Enerji, Havacılık ve Uzay Sistemlerinde Karbon Salınımını Azaltmayı Amaçlıyor.

Dünya nüfusunun ve endüstrileşmenin artmasıyla birlikte karbon salınımı artıyor ve bu da küresel ısınmaya neden oluyor. Birçok ülke karbon ayak izini azaltmak amacıyla yenilenebilir enerji alanında araştırmalar yaparak karbon salınımı 1980’ler seviyesine düşürmek için eylem planları oluşturuyor. Bir bilim insanı olarak bu alanda katkı sağlayabilmeyi hedefleyen Orta Doğu Teknik Üniversitesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Eda Aydoğan Güngör, iki yıldır üzerinde çalıştığı “Ekstrem Ortamlar İçin Yenilikçi Malzemelerin Geliştirilmesi ve Eklemeli İmalat Teknikleriyle Üretilmesi” projesiyle ödüle layık görüldü.

Enerji, havacılık ve uzay sistemlerinde sıcaklıklar arttıkça verim artırılarak kullanılan yakıt azaltılabiliyor ve böylece karbon salınımı minimize edilebiliyor. Proje; yüksek sıcaklık, radyasyon ve korozyon gibi ekstrem ortamlar için yenilikçi malzemelerin geliştirilmesini ve eklemeli imalat teknikleriyle üretilmesini hedefliyor. Ek olarak karbon salınımını azaltma hedefi de taşıyan proje kapsamında, üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve bunun uzun vadede enerji ve havacılık ulaşım maliyetlerine yansıması amaçlanıyor.

Dr. Gülcihan Gülseren; İnsan Patojenik Virüslerine Karşı Etkin Bir Tedavi Yöntemi Geliştirmek için Çalışıyor

Günümüzün en büyük problemlerinden biri olan insan patojenik virüslerine karşı etkin bir tedavi yöntemi geliştirmeyi amaçlayan Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Gülcihan Gülseren, “Nanofiberler ile Antiviral Terapi: Peptit Nanofiber Tabanlı Spike İnhibitörleri Kullanılarak SARS-CoV-2 Tedavi Modeli Geliştirilmesi” projesiyle “Bilim Kadınları İçin” bursu almaya hak kazandı. Projesinin temel hedefinini, farklı solunum sistemi patojenlerine karşı uyarlanabilir biyomalzemeler geliştirmek olarak açıklayan Dr. Gülcihan Gülseren, projede özellikle akciğer patojenlerine göre uyarlanan farklı sistemler geliştirerek viral hastalıklarla mücadele ediyor. Böylelikle ileride karşılaşılabilecek olası viral hastalıklar için çözüm olabilecek ya da aşı geliştirme süreçleri devam ederken destek olarak kullanılabilecek hızlı çözümler ortaya koymak için bir adım atmış oluyor.

Kitlesel sağlık krizleri sadece insan hayatını değil tüm toplumsal aktiviteleri ve yaşantımızı son derece olumsuz etkiliyor. Bu süreçlerden en az hasarla kurtulmak için bilim insanlarının uzmanlık alanları dahilinde çaba göstermesi büyük önem taşıyor ve Dr. Gülcihan Gülseren, bu konuda fark yaratan yenilikçi bir projeye imza atıyor.

Dr. Nihal Terzi Çizmecioğlu; Nörogelişimsel Hastalıklar için Yeni Tedavi Yolları Geliştirmeyi Hedefliyor

Embriyonik kök hücreler vücuttaki her bir hücreyi oluşturabilme potansiyeline sahip özel hücrelerdir. Farklılaşma sürecinin doğru ve zamanlı kontrolü çok önemlidir. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Biyolojik Bilimler Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Nihal Terzi Çizmecioğlu’na “Bilim Kadınları İçin” bursu kazandıran “Embriyonik Kök Hücre Farklılaşmasının Epigenetik Kontrolü” adlı projesiyle bu farklılaşma sürecinin kontrolünü sağlayan epigenetik mekanizmaları yeni genom düzenleme metodu olan CRISPR sistemi ile çalışıyor. Embriyonik kök hücrelerin nöral tabakaya farklılaşma sürecini kapsamlı bir şekilde araştırmayı amaçlayan bu proje ile Dr. Nihal Terzi Çizmecioğlu, nörogelişimsel hastalıkların oluşumunu ve muhtemel tedavi yollarını anlamayı ve kişiye özgü rejeneratif tıp tedavilerinde hücre farklılaşma sürecinin daha iyi hale getirilmesini sağlamayı hedefliyor.

Bu konuda şimdiye kadar yapılan çalışmalar embriyonik kök hücrelerin farklılaşma öncesine odaklanarak yapılırken, Dr. Nihal Terzi Çizmecioğlu bu projesinde farklılaşmanın başladığı ilk noktaya odaklanarak sürecin başına ışık tutmayı amaçlıyor.

Doç. Dr. Saniye Söylemez; Alzheimer Teşhisinde Mevcut Yöntemlere Alternatif Yeni Nanoenzim Temelli Sensörleri Araştırıyor

Alzheimer; hafıza, düşünme ve davranışlarda sorunlar yaşanmasına ve zamanla beyin hücrelerinin ölmesine bağlı olarak kişinin bilişsel fonksiyonlarının azalmasına neden olan nörolojik bir hastalıktır. Merkezi sinir sisteminde önemli bir iletici olan asetilkolin seviyesinin azalması, Alzheimer hastalığı ile ilişkilendirilmektedir. Bu nedenle asetilkolinin hızlı, ekonomik ve doğru bir şekilde tayin edilmesi oldukça önemlidir. Ordu Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü’nden Doç. Dr. Saniye Söylemez, ödüle layık görülen “Fulleren Temelli Nanoenzim: Alzheimer Teşhisi İçin Yeni Bir Yaklaşım” projesiyle asetilkolin tayini için enzimleri taklit eden katalitik aktiviteye sahip nanoenzimlerin sensör sistemlerinde kullanım potansiyelini inceliyor. Böylelikle asetilkolinin tayini konusunda doğal enzimlerle karşılaştırıldığında düşük maliyet, zorlu ortamlara dayanıklılık ve yüksek kararlılık gibi birçok avantajı bulunan sistemlerin geliştirilmesini hedefliyor.

Doç Dr. Saniye Söylemez; Alzheimer teşhisinde mevcut kullanılan yöntemlere alternatif yeni tasarım nanoenzim temelli sensörlerin uygulanabilirliğinin araştırılması ile yeni yaklaşım sunmak için çalışıyor. Genç bilim kadını, ilgili araştırma kapsamında geliştirilecek sensör sistemi ile Alzheimer teşhisine yardımcı olarak hastalığın ilerlemeden önleminin alınmasına katkı sağlamayı amaçlıyor.

“Bilim Kadınları İçin” programıbilimsel araştırmalarbiyolojiçevreepigenetikL'Oréal TürkiyeTıpTürk bilim kadınlarıUNESCO Türkiye Milli Komisyonu
Yorumlar (0)
Yorum Ekle