(Turkish) Binalar Karbon Salımının % 40’ından Sorumlu!

Sorry, this entry is only available in Turkish. For the sake of viewer convenience, the content is shown below in the alternative language. You may click the link to switch the active language.

Küresel ısınma sonucu yaşanan iklim krizi ile Sanayi Devrimi öncesinden bugüne dünyanın yüzey sıcaklığı 1,2 derece artarken Dünya Meteoroloji Örgütü, ısınmanın sürmesi halinde bu yüzyılın sonunda sıcaklıkların 2-5 derece artabileceğini öngörüyor. Sanayi Devrimi öncesine göre ısınmanın 2 derecenin üzerine çıkması durumunda ölümcül sıcaklık ve nemden 1 milyar insanın etkilenmesi beklenirken 2021 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda ülkeler yüzey sıcaklığını 1,5 derecede tutmak için bir dizi anlaşmaya imza attı.

KARBON EMİSYONLARININ % 55 AZALTILMASI GEREKİYOR

Dünya genelinde, geleceğimizi korumak adına tüm ülkelerden küresel sıcaklık artışı 2 derecenin altında tutarak, 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefine uygun çalışmaların yapılması beklendiğini söyleyen DalmaçyalıBetek Boya Genel Müdürü Tayfun Küçükoğlu; “Hedeflerin başarıya ulaşması için 2030 yılına kadar karbon emisyonlarının 1990 yılı seviyelerine göre yüzde 55 azaltılması gerekiyor. Bu noktada sınırlı ve sorunlu enerji kaynaklarının en doğru ve en verimli şekilde kullanımı büyük önem taşıyor” dedi.

‘BİNALAR KARBON SALIMININ YÜZDE 40’INDAN SORUMLU’

10–16 Ocak Enerji Verimliliği Haftası sebebiyle iklim krizi konusunu ele alarak enerji verimliliği hakkında önemli açıklamalarda bulunan Küçükoğlu, küresel ısınmanın ve sebep olduğu iklim krizinin önüne geçebilmek için tüm dünyanın gösterdiği mücadelede en önemli yöntemlerden birinin dış cephe ısı yalıtımı olduğunu belirterek;

“Dünya genelinde, binalar karbon salımının %40’ından sorumlu. Yaşanan bu karbon salımının % 80’i ise ısıtma ve soğutma için harcanan enerjiden kaynaklanıyor. Tüm dünyada 2050 yılına kadar mevcut bina stokunun 2’ye katlanması bekleniyor. Bu sebeple ülkelerin iklim krizinin önüne geçmeye çalışırken, ısı yalıtımı konusunda ciddi adımlar atması gerekiyor. Yeni binalar ileri ısı yalıtım hassasiyeti ile korunurken, mevcut bina stoklarının da ısı yalıtım ve enerji verimliliğiyle geliştirilmesi büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

‘BİNALARDA FOSİL YAKIT TÜKETİMİ VE KARBON SALIMINI AZALTARAK ÇEVREYE KATKI SAĞLIYOR’

Küresel ısınma ve iklim krizi tehlikesiyle mücadelede en önemli kalkanlarımızdan biri olan ısı yalıtımı konusunda daha kapsamlı ve destekleyici çalışmaların yapılması gerektiğinin altını çizen Küçükoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

İklim değişikliği, yalnızca ülkemizi değil tüm dünyayı etkileyecek küresel bir sorun. Aslına bakarsanız iklim değişikliği terimi, belirsiz bir gelecek zamandan bahsediyor gibi hissettirebilir. ‘Çocuklarımıza daha iyi bir dünya bırakmak’ gibi ifadeler, küresel ısınmanın sanki sadece gelecek nesilleri etkileyecekmiş gibi bir yanılgıya düşmemize neden olabilir. Oysaki bugünden itibaren kaybedecek zamanımız yok. Şu anda “gelecek zaman” olarak bahsettiğimiz durumu yaşamaya başladık. Küresel ısınma, daha şimdiden iklimin değişmesine yaz aylarında sel felaketi yaşatacak kadar yağmur yağmasına kış aylarında susuzluk sinyallerinin ortaya çıkmasına kadar pek çok olumsuz etkisi ile günlük hayatlarımızı etkilemeye başlıyor. Bu nedenle enerjiyi verimli kullanmak çok önemli. Isı yalıtımı, dünyamızı bekleyen küresel ısınma ve iklim krizi tehlikesiyle mücadelede büyük önem taşıyor. Çünkü ısı yalıtımı, binalarda fosil yakıt tüketimi ve karbon salımını azaltarak çevreye doğrudan katkı sağlıyor.”

ISITMA ve SOĞUTMA İÇİN HARCANAN ENERJİDE YARI YARIYA TASARRUF MÜMKÜN!

Ülkemizdeki 25 milyona yakın konutun % 70’ten fazlasında ısı yalıtımının olmadığı vurgulanarak Isıtma ve soğutma amaçlı harcanan enerjide yarı yarıya tasarruf sağlamanın yolu yaşadığımız binalara ısı yalıtımı uygulaması yaptırmaktan geçiyor. Özellikle yükselen enerji faturaları karşısında ısı yalıtımı tüketicilerin kurtarıcısı olarak karşımıza çıkıyor.

“Tüm dünyada fosil yakıtlar olarak da adlandırılan petrol, doğal gaz ve kömür fiyatları hızla artıyor. Bu durum hiç şüphesiz Türkiye’nin enerji faturasına da yansıyacak. Ülke olarak enerjinin yaklaşık yüzde 70’ini ithal ediyoruz. İthal edilen enerjinin 22.5 milyar dolarlık kısmı konut ve benzeri yapılarda tüketiliyor. Bu koşullar altında, özellikle enerjideki dışa bağımlılığı azaltmak için yeni inşa edilen ve mevcut binalarda ısı yalıtımı uygulamalarının yaygınlaştırılması gerekiyor. Ayrıca enerjinin verimli kullanılmadığı evlerde tüketicinin cebinden büyük miktarlarda para çıkıyor. Isı yalıtımı olmayan konutlarda büyük miktarda enerji kaçağı oluşuyor. Kış aylarında soğutma, yaz aylarında ısıtma maliyetinden kaçınmak için çareler düşünenlerin karşısına çözüm olarak ısı yalıtım uygulamaları çıkıyor.”

Isı Yalıtımının Başlıca Faydaları ise Şu Şekilde Sıralanıyor:

– Isı kaybını minimuma indirerek, evinizin yazın serin, kışın sıcak kalmasını sağlar.

– Evinizin bölümleri arasında dengeli oda sıcaklıkları yaratır. Yaşadığınız mekânın daha sağlıklı ve konforlu olmasına yardımcı olur.

– Hem kendi ekonominize hem de ülke ekonomisine katkı sağlar.

– Binalarda küf ve mantar oluşumunun önüne geçer.

Dış cephede estetik bir görüntü elde edilir.

– Binaları dış etkenlerden koruyarak; onarım masraflarını düşürür.

– Binaların beton içindeki demirlerinin paslanmasını önleyerek depreme karşı daha dayanıklı olmasını sağlar.

Yakıt tüketimini azaltarak çevre kirliliği ve küresel ısınmaya karşı pozitif yönde etkisi bulunur.

Betek BoyaDalmaçyalıenerji verimliliği haberlerienerji verimliliği haftasıiklim kriziısı yalıtım uygulamalarıısı yalıtımıısı yalıtımı uygulamalarıkarbon salımını azaltmakküresel ısınmasera gazı salımınıverimli enerji kullanımı
Yorumlar (0)
Yorum Ekle