Enerji yoğun bir sanayi olan Türk çimento sektörü, 10 yılı aşkın süredir Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü ile yürüttüğü çalışmalarla tüm sektörlere örnek oluyor. Bu işbirliği sayesinde enerji tüketiminde önemli iyileşmeler sağladıklarını belirten Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Mustafa Güçlü, “Sektörümüzün için 2020 yılına kadar %7-9 oranında tasarruf potansiyeli öngörülüyor. Bunun gerçekleşmesi doğrultusunda çevre ve enerji yatırımları ile yenilenebilir enerji kaynaklarının değerlendirilmesi yönünde yoğun fizibilite çalışmaları ve yatırımlar yapılıyor” diyor.
Türkiye çimento sektörünün bugün ulaştığı büyüklükten söz ederek, dünyadaki konumu hakkında bilgi verir misiniz?
2012 yılı Temmuz ayı sonunda çimento üretiminde geçen yıla oranla %4,01’lik azalma yaşandı. Bu dönemde üretilen çimentonun yaklaşık ’sı ihracat edildi. Yine bu dönemde iç satışlarda %2,08 ve ihracatta ,16 oranlarında daralmalar yaşandı. Sektör, çok sert geçen kış aylarından sonra toparlanmaya başladı ancak henüz geçen yılın rakamlarına ulaşılamadı.
Çimento sektörünün yıllık veya aylık enerji tüketim miktarı hakkında bilgi verir misiniz? Elektrik ve doğalgaz tüketimi açısından düşünüldüğünde nasıl bir tablo ortaya çıkıyor?
Ülkemizin enerji tüketiminin ancak %25’lik bir kısmı yerli kaynaklarımızdan karşılanıyor. Gelişmekte olan ülkemizin giderek artan enerji talebini karşılamada yerli enerji kaynaklarının açık bir biçimde yetersiz olduğu bilinen bir gerçektir. Bu nedenle ülkemiz, bir taraftan yeni enerji kaynakları arama faaliyetlerini yoğunlaştırırken, bir taraftan da yenilenebilir enerji kaynaklarının devreye alınması, enerji verimliliğinin artırılması gibi diğer mümkün potansiyelleri harekete geçirme çabası içinde. Üretimde dünyada 4. Avrupa’da 1., ihracatta da ilk 3 arasında yer alan Türk çimento sektörü; enerjiyi yoğun kullanan sektörlerden birisidir. Türk çimento sektöründe halihazırda 48’i entegre tesis, 19’ü öğütme ve paketleme tesisi olmak üzere toplam 67 çimento üretim tesisi faaliyet gösteriyor.
Çimento üretim maliyeti içerisinde enerjinin payı %60-70’ler civarındadır. Çimento sanayii 2010 yılında 4,6 milyon TEP tüketim miktarıyla, toplam sanayi enerji tüketiminden yüzde ,1 pay aldı ve en çok enerji tüketen ikinci sanayi oldu. Bu durum itibarıyla sektörümüzde enerji verimliliği çalışmaları büyük önem taşıyor.
Türk çimento sektörü, ekonomik olarak büyümeye devam ederken çevresel sorumluluğunun bilincinde olarak sürdürülebilir büyümenin yaygınlaşmasında öncü rol oynuyor. Bu kapsamda sektörde enerji verimliliği alanında yürütülen çalışmalardan söz eder misiniz?
Sektörümüzün en temel politikası; çimento tüketimini azaltmadan çevre ile ilgili sorunları gözeterek ve teknolojinin sunduğu tüm imkanları kullanarak, ülkemiz ve dünyamızın geleceği için ‘Sürdürülebilir Kalkınma İlkelerinin’ hayata geçirilmesidir. Sektörde enerji verimliliğini artırmaya yönelik tedbirler birçok sektörden daha önce alınmaya başlandı. Bu tedbirlerle, emisyonların azalmasının sağlanmasının yanı sıra, sektördeki rekabet gücünün belirleyici unsuru olan üretim maliyetlerinin de önemli ölçüde azaltılması amaçlanıyordu. Çimento sektöründe enerjinin verimli kullanılmasına yönelik çalışmalar 2000 yılından bu yana Elektrik İşleri Etüd İdaresi Genel Müdürlüğü, yani şimdiki adıyla Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü ile birlikte sürdürülüyor. Her yıl yapılan “benchmarking” çalışmaları, gönüllü anlaşmalar, verimlilik artırıcı projeler ve sanayide enerji verimliliği yarışmalarının katkısı ile enerji yoğunluklarının düşürülmesine önemli ölçüde katkıda bulunuyor.
Bu kapsamda, 2011 yılı verileri ile tamamlanan “benchmarking” çalışması sonucunda; Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği’ne üye olan veya olmayan 48 entegre fabrikanın ağırlıklı ortalamalarına göre klinker pişirme özgül enerji tüketimi 819 kcal/kg ve 18 öğütme-paketleme tesisinin toplam elektrik özgül tüketimi ise 99,5 kWh/ton’dur. Bu oranlar Avrupa ortalamalarından daha iyi konumda olduğumuzu gösteriyor (100 kWh/ton). Enerji Verimliliği Strateji Belgesi kapsamında sektörümüz için 2020 yılına kadar %7-9 oranında tasarruf potansiyeli yaratılacağı öngörülüyor. Bu öngörünün gerçekleşmesi doğrultusunda çevre ve enerji yatırımları ile yenilenebilir enerji kaynaklarının değerlendirilmesi yönünde yoğun fizibilite çalışmaları ve yatırımları yapılıyor.
Bu çalışmalar arasında; enerji etüdleri, mekanik ekipmanlarda performans değerlendirmeleri, proses optimizasyon sistemleri uygulaması, yüksek verimli motorların kullanımı, frekans konvertörleri ile enerj optimizasyonu, alternatif yakıt ve hammadde kullanımı, katkı kullanımının artırılması, klinker stokhollerinin kapatılması, toz tutma sistemlerinin torbalı filtrelere dönüştürülmesi, reküperasyonlar ve atık ısıdan enerji geri kazanım projeleri önemli yer tutmakta, rüzgar ve güneş enerjisi ile elektrik üretimi konusunda çalışmalar sürdürülüyor.
Kaynak: Enerji Dergisi