WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), Cumhuriyetin 100’üncü yılında ‘Yüzünü Doğaya Çevir’ diyerek, afetlere karşı daha dirençli ve doğayla uyumlu bir Türkiye için “Yeşil İyileşme” çağrısını yineliyor. Vakıf, karar vericilerin atması gereken en acil ve öncelikli adımları sıraladığı çağrısıyla doğasıyla güçlü cumhuriyetimizin nice yüzyıllara ışık tutmasını hedefliyor.
6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş’ta ve 20 Şubat 2023’te Hatay’da meydana gelen depremler, büyük bir yıkıma ve 50 bine yakın insanın yaşamını yitirmesine sebep oldu. Depremin ardından sağlıklı
Yeşil İyileşme ilkeleri; Daha Güvenli ve Doğayla Uyumlu Yaşam Alanları; Yönetişim; Çevresel Etkiler ve Önlemler; Doğa: Ormanlar, Meralar, Sulak Alanlar, Deniz ve Kıyılar; Su ve Temizlik; Altyapı; Enerji Tarım ve Gıda başlıklarından oluşuyor. Gelecekte karşılaşılabilecek benzer şoklara karşı daha güçlü olabilmesi için doğayı afet yönetim stratejisinin ayrılmaz bir bileşeni olarak ele almanın önemini yeniden vurgulayan vakıf; Cumhuriyetin emaneti havanın, suyun ve toprağın sürdürülebilir geleceği için kamu kurumlarını, yerel yönetimleri, meslek örgütlerini, bilim dünyasını ve sivil toplumu iş birliğine çağırıyor.
10 adımda Yeşil İyileşme yolunda
WWF-Türkiye; daha güçlü, sağlıklı ve afetlere dirençli bir Türkiye için hayata geçirilmesi gereken en acil ve öncelikli 10 talebi şöyle sıralıyor:
1. İklim kriziyle mücadele için sera gazı emisyonlarının bugünden itibaren 2030’a kadar en az yüzde 35 oranında azaltılması.
2. Orman alanlarında, maden, turizm, yapılaşma gibi amaç dışı alan tahsisine ve aşırı ağaç kesimine son verilmesi.
3. Kara, deniz ve tatlısu ekosistemlerinde, Korunan Alanlarımızın 2030’a kadar yüzde 30’a çıkarılması.
4. Tüm kıyılarımızda gırgır avcılığı için avlanma derinliğinin minimum 50 metreye çıkarılması ve balıkların göç yolu İstanbul Boğazı’nın 2025’e kadar gırgır balıkçılığına tamamen kapatılması.
5. Doğa ve insanın sağlığı, çiftçinin refahı için, 2030’a kadar tarım alanlarının en az yüzde 25’inde onarıcı tarım yapılması.
6. Kuraklık ve iklim krizi ile mücadele ile su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımı için Su Kanunu taslağının bir an önce yasalaşması.
7. 2030’a kadar doğaya karışan plastiğin sıfırlanması.
8. Doğanın ve çevrenin korunmasıyla ilgili yasal düzenlemelerin etkin uygulanması, denetimlerin sıkılaştırılarak ihlallere sıfır tolerans gösterilmesi.
9. Tüm süreçlerin katılımcı, şeffaf, özellikle dezavantajlı grupları kapsayacak şekilde yürütülmesi ve değişimden etkilenecek tüm kesimlerin mağduriyetlerini giderecek adil dönüşümün gözetilmesi.
10.Üretime yönelik tüm teşvik ve fonların; temiz üretimi, doğa dostu teknolojileri ve karbonsuzlaşmayı destekleyecek şekilde, kirleten yöntemlerden sürdürülebilir ve döngüsel üretime yönlendirilmesi.