Başta enerji sektörü olmak üzere tüm dünyada giderek daha fazla önem kazanan reaktör teknolojisi, geleceğin sanayisinde belirleyici bir rol üstleniyor. Bir devreye reaktans sağlayan kondansatör, düşük direnç ve yüksek endüktans bir bobin anlamına gelen reaktörler gerek enerji kalitesi alanında kondansatörleri koruyup harmonikleri filtreliyor gerekse endüstri alanında motor sürücüleri ve motorları koruma görevini yerine getiriyor. Uzun iletim hatlarının yan etkilerinden korunmada da etkili bir konumda yer alan bu teknolojilerin seçiminde ise belli kriterler devreye giriyor. Bu noktada reaksiyon kinetiği, sıcaklık ve basınç koşulları, reaktan uyumluluğu, istenen ürün verimi ve seçicilik dahil olmak üzere reaksiyonun spesifik özelliklerini belirlemenin çok önemli olduğuna dikkat çeken Elektra Elektronik Ar-Ge Transformatör Müdürü Ender Kasım, ilgili parametrelerin göz önünde bulundurulmaması durumunda sürecin de düzgün işlemeyeceğinin altını çizdi.
Teknolojinin gelişimiyle yarı-iletken kullanımı artıyor, bunların oluşturduğu yan etkilere yani
Rezonans frekansının sistemdeki harmoniklere uygun olarak seçilmesi şart
Harmonik filtre reaktörlerinin kompanzasyon sistemlerinin, kirli şebekelerde sağlıklı çalışmasını sağlayan ürünler olduğunu, şebekekirliliği sebebiyle oluşan birçok sorunun önüne geçtiğini söyleyen EnderKasım; “Bu teknolojiler; kondansatörlerin devreye alınması anında aşırı akım çekilmesi, rezonans sebebi ile kompanzasyon sisteminin yanması, sigortaların zamansız olarak atması, elektronik kart, cihaz ve bilgisayarlarda yaşanan nedeni anlaşılamayan sorun, arızalar ve çok daha fazla problemin nötralize edilmesinde görev alıyor. Kompanzasyon sistemlerinde harmonik filtre reaktörleri ve güç kondansatörlerinin seçimi ise büyük önem taşıyor. Uygun seçilmeleri durumunda kompanzasyon sisteminin sağlıklı çalışmasının yanı sıra sistemdeki kirlilik de bir parça temizlenmiş oluyor. Buna göre rezonans frekansının sistemdeki harmoniklere uygun olarak seçilmiş olması gerekiyor. Kondansatör geriliminin, şebeke geriliminden uygun bir oranda yüksek bir değerde seçilmesi de çok önemli. Elde edilen net gücün doğru hesaplanması ve pano tasarımında reaktörlerin oluşturacağı ek ısının hesaba katılması da atlanmaması gereken bir nokta.” şeklinde konuştu.
Şönt, hat ve motor sürücü çıkış reaktörleri doğru seçilirse birçok sorunu nötralize ediyor
Şönt reaktörlerin şebeke için tasarlandıkları miktarda endüktif güç ürettiklerini ve otomatik kompanzasyon sistemlerine eklenerek birçok sorunu önlediklerini ifade eden Kasım; “Geniş alana yayılmış tesislerde yük seviyesi düştüğünde, uzun kabloların kapasitif etkisi sebebiyle sistemin kapasitif ceza sınırına girmesi,düşük güçlü işletmelerde gece boşta çalışmaya devam eden UPS’ler ve aydınlatmalar sebebiyle sistemin kapasitif ceza sınırına girmesi, kapasitifetki sebebiyle gerilim yükselmesi gibi durumları önlemek için sisteme uygun güçte şönt reaktör tesis ediliyor. Güneş enerji santralleri, uzun iletim kabloları üzerinden beslenen kırsal bölgelerdeki baz istasyonları, kampüs, çiftlik gibi büyük bir alan kaplayan ve uzun kablolar kullanılan tesisler, endüktif yük test sistemleri, plazalar, okullar, alışveriş merkezleri ve konutların ortak alanlarında kullanılabiliyor. Hat reaktörleri ise modern endüstriyel cihazları ile şebeke arasında tercih ediliyor. Komutasyon anında gerilimde oluşan çentikler, endüstriyel cihazlar tarafından çekilen akımın kirliliği sebebiyle cihazların aktif kullanım ömürlerinin kısalması ve olası kısa devreler esnasında çok yüksek değerde akım çekilmesi gibi sorunların giderilmesinde kullanılıyor. Motor sürücülerin ve inverterlerin çıkışında kullanılan motor sürücü çıkış reaktörleri doğru seçildiği takdirde; uzun kablolar sebebiyle oluşan yüksek dU/dt seviyelerinin cihazlardaki yarı iletkenlere zarar vermesi, PWM’den kaynaklı gerilim bozulmaları sebebiyle cihazların aktif kullanım ömürlerinin kısalması, motorda oluşacak olası kısa devreler esnasında aşırı akım yüzünden yarı iletkenlerin yanması gibi sorunları minimize ediyor” şeklinde konuştu.
Isılperformansları belirlemek ve THDV ve THDI değerlerini ölçmek çok önemli
Bu teknolojilerin seçiminde de ısıl performans ve manyetik doyum noktasına çok dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Ender Kasım, şu açıklamalarda bulundu: “Proje ve kullanım alanına uygun reaktör seçimi yapılırken ısıl performans hayati bir öneme sahip. Çünkü enerji kalitesi uygulamalarında kullanılan reaktörler sürekli olarak tam yükte çalışan reaktörlerdir. Bu ürünlerin ısıl performansları çok önemli. Sürekli devredekaldıklarından dolayı kayıplarını düşük seçmek uzun vadede kendilerini amorti etmelerine yardımcı oluyor. Aynı şekilde reaktörlerin manyetik doyum noktalarını da olabildiği kadar yüksek seçmek gerekiyor. Her tesiste harmoniklerin yüzdesi değişeceğinden ölçülüp analiz edilmesi ve uygun filtreleme oranlı reaktör seçilmesi şart. Bir diğer önemli kural ise tesisin THDV ve THDI değerlerini ölçmek ve ona göre reaktör uygulaması yapmak. Reaktifin güç kompanzasyonu düzgün yapabilmesi için uyumsuzlukların önüne geçilmesi gerekiyor. Biz bu noktada Elektra Elektronik olarak güçlü tasarım kabiliyetimiz ve geniş saha tecrübemiz ile müşterilerimize en uygun reaktörü tasarlayabiliyor, üretim tekniğimiz ve hassas ölçüm sistemlerimiz ile de tasarladığımız reaktörü enoptimum şekilde üretebiliyoruz. Ürettiğimiz reaktörler ülkemizdeki büyük hastanelerde ve Galataport gibi önemli projelerde tercih ediliyor. Harmonik filtre reaktörlerimizi dünyanın dört bir yanına ulaştırıyoruz. Amacımız potansiyeli giderek artan reaktör pazarında şirketimizin ve ülkemizin stratejikkonumunu güçlendirmek.”