Alman otomobil üreticisi Audi, yenilikçi temiz enerji projelerine yabancı değil. Bu yılın ocak ayında şirket, sabit depolama pilleri olan fotovoltaik (PV) sistemleri içeren ve bunları bir elektrik santrali ile şebekeye denge sağlamak için birbirine bağlayan Audi Smart Energy Network pilot projesinin lansmanını duyurdu.
Mart ayında, şu anda dünya çapında sıra dışı koşullarda test aşamasında olan ilk tam elektrikle çalışan SUV modeli için prototipini açıkladı. Prototipin üretim versiyonu, hızlı şarj istasyonlarında 150 kW’a
Araba, 30 dakikalık bir şarjın ardından uzun mesafeli bir yolculuğa hazır olabiliyor ve Audi elektrikli aracın (EV) üretim versiyonu, 2018 yılı sonuna kadar Avrupa pazarında piyasaya sürülecek. Şirket, bu ivmeyi devam ettirerek önümüzdeki yıllarda daha fazla araç modeli çıkarmayı planlıyor. Audi AG Yönetim Kurulu Başkanı Rupert Stadler: “2020’de ürün yelpazemizde üç adet tamamen elektrikli aracımız olacak. 2025 yılına kadar 20’den fazla elektrikli otomobil ve plug-in hibrit piyasaya sürülerek tüm segmentlere ve konseptlere yayılacak” dedi.
Elektrikli Araç (EV) şarj altyapısı
Audi’nin EV modelindeki fark, daha yüksek bir şarj kapasitesine sahip olması ve tasarımla hızlı şarj edilebilmesidir. Bu, yakın gelecekte EV pazarının evriminin hızını potansiyel olarak belirleyebilir, çünkü müşteriler sadece daha yaygın bir şarj altyapısı talep etmekle kalmaz, aynı zamanda yaşam tarzlarının gerektirdiği kadar hızlı bir şekilde şarj etme olanağını da talep edebilir.
EV şarj altyapısı ağı dünya çapında hızla gelişiyor ve şimdi şarj sağlayıcıları hızla şarj istasyonlarına yatırım yapıyor. Birçok hızlı şarj istasyonu daha önce açıldı – örneğin, BMW, Mercedes, Ford ve Volkswagen üreticileri, Kasım 2017’de piyasaya sürülen, IONITY adı verilen ultra hızlı bir EV şarj ağı oluşturdu.
Daha sonra, bu sene Mart ayında IONITY, Almanya’daki ilk hızlı şarj istasyonunu devreye aldı, bunu da nisan ayı sonlarına doğru İsviçre’de açtığı hızlı şarj istasyonu izledi. Ancak, IONITY’nin planları, 2020 yılına kadar Avrupa genelinde 350 kW’a kadar kapasiteye sahip 400 istasyonla çok daha iddialı. Şirket, sadece bu yıl 100 istasyona ulaşmayı planlıyor. 350 kW’lık şarj kapasitesi, Audi’nin EV modelinin yanı sıra piyasadaki ortalama EV modeli için de fazlasıyla yeterli olacaktır. IONITY hızlı şarj istasyonları, normal sistemlere kıyasla ortalama 50 kW’lık kapasiteye sahip bir EV’yi oldukça azaltılmış bir sürede şarj edebiliyor.
Diğer bir örnek de, Ultra-E, Avusturyalı hidroelektrik üreticisi VERBUND gibi araç üreticileri ve enerji şirketleri de dahil olmak üzere birçok şirket arasında ortaklaşa hazırlanan bir proje. Avrupa çapında 350 kW kapasiteye kadar düzinelerce hızlı şarj istasyonu sunmak için yolda.
Amerikan pazarı da altyapısına hızlı şarj istasyonları ekledi. Bu ayın başlarında, Volkswagen’in iştiraki olan Electrify America, ABD genelinde planlanan hızlı şarj istasyonlarının birincisini devreye aldı. Massachusetts eyaletinde bulunan istasyon, 150 kW ile 350 kW arasında kapasitelerde şarj noktaları içeriyor. Electrify America, aynı zamanda 2.800 ev ve işyerine de hızlı şarj sunulmasını planlıyor.
Buna ek olarak, petrol şirketleri, Avrupa’da hızlı EV şarj cihazlarının kurulumuna yatırım yapıyorlar. Petrol ve gaz şirketi Shell, 10 Avrupa ülkesinde ön istasyonlarında şarj istasyonlarını kurmak için IONITY ile ortaklık kuruyor.
Şebeke Entegrasyonu
Bu tür tahminler, dünya çapında EV’lerin benimsenmesindeki gelişme ve artan şarj etme hızının; elektrik talebi için şebekeye baskı yapmaya devam edeceğine işaret ediyor gibi görünüyor.
Bununla birlikte, pazarda e-mobilite sağlamak ve şebeke kısıtlamalarını yönetmek için halihazırda yenilikçi teknolojiler bulunuyor. En uygun seçeneklerden biri, akıllı EV şarj çözümlerine yatırım yapmak; bu sayede şarj altyapısı operatörü veya dağıtım şirketi, taşıttaki şarj sürelerini ve modellerini kontrol edebiliyor.
Araçtan her şeye (V2X) çift yönlü şarjı sağlamak, özellikle evler ve işyerleri için de uygun bir çözümdür – park halindeki bir EV, şebekeye enerji sağlamak için geçici bir depolama istasyonu olarak hizmet verebilir. Aslında, hızlı şarj, EV sahibinin ve enerji şirketi için araçlarını daha hızlı ve daha güvenilir bir şekilde yolculuğa hazır hale getireceğinden, bu çözümü daha cazip hale getirebilir.
Daha yüksek kapasiteye sahip öngörülen şarj altyapısı, şu anda pazardaki çoğu EV’nin şarj kapasitelerinden önce geliyor. Bununla birlikte, bu tür pazar trendlerini tahmin edebilmek ve iş modellerine entegre edebilmek için çok sayıda çözüm aracı vardır.