(Turkish) Enerji Sektörü Sıkıntılı Günler Yaşıyor!

Sorry, this entry is only available in Turkish. For the sake of viewer convenience, the content is shown below in the alternative language. You may click the link to switch the active language.

Dolar kurundaki yükselme başta olmak üzere sıkıntılı günler yaşayan enerji sektöründe bazı firmaların bankaların takip listesine girdiği öne sürülüyor.

Türkiye’de elektrik üretim ve dağıtım sektörü, son 6-7 yılda gerek özelleştirme yoluyla gerçekleştirilen, gerek de sıfırdan yapılan yatırımlarda rekor kırdı. Uzmanların hesaplamalarına göre, bu dönemde , yüzde 67 oranında arttı. Toplam kurulu güç 70 bin megavatı (MW) aştı. Anılan dönemde her yıl 6 milyar dolar olmak üzere toplamda 36-37 milyar dolar yatırım yapıldı. Bu dönem içinde elektrik dağıtım tesisleri de işletme hakkı devri (İHD) yöntemiyle özelleştirildi. Özel sektör, dağıtım bölgeleri için 13 milyar dolar borçlandı. Elektrik üretim ve dağıtım sektörlerine, bu kısa zaman diliminde yapılan yatırım tutarı 50 milyar doları buldu.

Bugüne kadar enerjinin her alanına yapılan yatırımları üst üste koyarsak 100 milyar doları geçen bir yatırım söz konusu. Ancak sektördeki “pırıltılı” günler geride kalmış gibi görünüyor… Dolar kurunun fırlaması, devlet tarafından baskılanan elektrik ve doğalgaz tarifeleri, çapraz sübvansiyon uygulaması, karar alma süreçlerindeki gecikme, gereği gibi yapılmayan fizibiliteler nedeniyle sektör zor günler geçiriyor. Özellikle doğalgaz yakıtlı termik santralleri portföyünde bulunduran üreticilerin bir bölümü finansal zorluklar yaşarken, bazı firmaların bankaların takip listesine girdiği konuşuluyor.

İFLAS TEHLİKESİ

Türkiye Enerji Vakfı’nın aylık yayını “Enerji Panorama”da yer alan habere göre, zordaki şirketlere, asıl büyük darbe serbest piyasada oluşan elektrik fiyatlarından geliyor. Spot piyasada elektrik fiyatları, son dönemde ciddi biçimde düştü. 2009 yılı aralık ayında 13.785 krş/kWh olan sistem marjinal fiyatının, Mayıs 2015 ortalaması 11.301 krş/kWh oldu. Aralık 2009 sonunda döviz kuru 1.49 TL/dolarken, Mayıs 2015 sonunda 2.66 TL’ye çıktığı göz önüne alındığında ise dolar/cent bazında fiyatlar 9.22 cent/kWh’ten 4.25 cent/kWh’e düşmüş oluyor. Bunun sonucunda çok sayıda verimi düşük eski doğalgaz santrali kapatılma aşamasına geldi. Verimsiz santrallerin devre dışı edilmeleri olumlu görülse de düşük fiyatlar, yüksek verimli olarak yapılacak olan yeni doğalgaz santrali yatırımlarının da ertelenmesine, hatta projelerden vazgeçilmesine yol açtı.

VAHİM TABLO

Bu manzara, ister istemez kulislerde, bazı şirketlerin iflas tehlikesiyle karşı karşıya olduğunun konuşulmasına yol açıyor. Elektrik dağıtımında ise 2008’de Başkent Elektrik Dağıtım AŞ’nin devriyle başlayan ve 2013’te Toroslar’ın devriyle tamamlanan süreç, önemli bir özelleştirme başarısı olarak öne çıktı. Hazine’nin kasasına 12 milyar 744 milyon dolar girdi. Ancak bazı şirketlerin dağıtım bölgesini devraldığı dönemde dolar kurunun 1.5 TL dolayında olduğu dikkate alındığında, şirketlerin artan kur nedeniyle karşı karşıya olduğu vahim tablo ortaya çıkıyor.

YERLİ DEĞİL YABANCI ARTIYOR

KURULU güç son 7 yılda yüzde 67 arttı. 2008-2014 yılları arasındaki tabloya bakıldığında, doğalgazlı santraller 15 bin 54 MW’dan 25 bin 550 MW’a; hidrolik santraller ise 13 bin 828 MW’dan 23 bin 640 MW’a çıktı. Yatırım bedelleri dikkate alındığında, toplamdaki 27 bin 699 MW’lık kurulu güç artışının yatırım maliyeti yaklaşık 37 milyar dolar oluyor. Demek ki elektrik sektöründe sadece yatırım için 6 yıllık dönemde her yıl 6 milyar dolar harcandı. Üretim ise 2008-2014 arasında yüzde 27 arttı. İthal kaynaklar olan doğalgaz, ithal kömür ve petrolün üretimdeki payı 2008’de yüzde 60 iken, 2014’te yüzde 63.72’ye çıktı. Dolayısıyla “Elektrik üretiminde yerli kaynakların payı artırılacak” söylemine karşın, yabancı kaynakların payı arttı.

Enerji sektörü oyuncuları, sivil toplum örgütleri ve uzmanların önerilerinden ortaya çıkan “reçete” ise ana başlıklarıyla şöyle:
Doğudan batıya ve kuzeyden güneye yüksek gerilim iletim hattı yapılmalı. Böylece iletim sistemine daha sağlam bir iskelet oluşturulacak ve iletim sisteminde kaynaklanan şebekenin oturma riskini düşürecektir.

TEİAŞ’ın sadece ucuz fiyata öncelik verilerek santralların çalışma sırasını saptayan programa, hatların aşırı yüklenmesi, bölgesel stabiliteyi de dikkate alan şartlarda eklenerek revize edilmeli.

Enerji Bakanlığı Strateji Belgesi’nde yerli kömürün 2023’e kadar değerlendirileceği yazıyor. Teşvik sisteminde de yerli kömüre yatırım yapanların 5. bölge teşviklerinden yararlanacağı hükmü var. Ancak yatırımcılar bu teşvikleri yeterli bulmuyorlar. Alım garantisi veren finans modelleri üzerinde durulmalı.

Elektrik sektöründe kararlar teknik ve ekonomik kriterler göz önüne alınarak verilmeli. Teftiş korkusuyla teknik elemanların işin teknik olarak doğrusuna göre değil de müfettişlerden gelebilecek muhtemel sorulara göre davranış göstermeleri ve karar vermeleri, 31 Mart 2015’de yaşanan Türkiye çapındaki elektrik kesintilerinin yeniden yaşanmasına yol açacaktır.
Elektrikte fiyat artışını körükleyen modeller yeniden sorgulanmalı. DSİ’nin su kullanım hakkını açık artırmayla vermesi, TKİ’nin rödövans usulü, TEİAŞ’ın yenilenebilir enerji santrallarının trafoya bağlanması için ihale yapması elektrik maliyetlerini artırıcı modeller.

Sektörde mevzuatın çok sık değişmesi, yatırım ortamını bozuyor ve yatırımcı iştahını ortadan kaldırıyor. Yatırımcı açısından öngörülebilirlik çok önemli bir faktör ve mevzuatın sık değişmesi yatırımcı açısından ülkeyi riskli haline getiriyor.

Kaynak: Enerji Enstitüsü

bankaların takip listesidoğalgaz yakıtlı termik santrallerelektrik dağıtımıelektrik kurulu gücüelektrik üretimienerjienerji gündemienerji haberleriEnerji Panoramaenerji piyasasıenerji sektörüözelleştirmelerTEİAŞtürkiye enerji vakfı
Yorumlar (0)
Yorum Ekle