Almanya, sadece enerji dönüşümünü değil, enerji tasarrufunu hayata geçirdi. Ekonomistlere göre gelecekte ekonomik krizlerden etkilenmemenin yolu bu…
Heinrich Böll Derneği’nin Almanya’ya düzenlediği beş günlük gezide, en çok dikkatimi çeken şu oldu: Eksi 6’lara varan soğuğa rağmen, kaldığımız otellerde, gittiğimiz restoranlarda, hatta Bundestag’da (Federal Meclis) kalorifer neredeyse yanmıyordu! Buna rağmen üşümedik. İyi ama nasıl? Sorunun cevabı, “enerji dönüşümü” ile ilgili. Almanya, nükleerden vazgeçerken bir yandan yenilenebilir enerjilere yatırım yapıyor… Bir yandan da “enerji verimliliği”ni ciddi bir biçimde uyguluyor. Mesela eski binalar yenilenirken, devlet teşvik veriyor. Böylece herkes çatısını, duvarlarını, pencerelerini “ısı yalıtımı”na uygun hale getirebiliyor. Bir değil, üç cam kullanılıyor!
Kısacası, paramızı sokağa atıyoruz. Alman Bilim Araştırmaları Enstitüsü’nün iklim politikası uzmanı Doç. Dr. Karsten Neuhoff, Almanya’nın kişi başına enerji ihtiyacı için 4 ton fosil yakıt harcadığını belirtiyor. İthalata harcanan para, yenilenebilir enerjilere geçiş için yeterli bir neden. Dönüşüm başlamadan önce bir metrekare başına 250 kWs enerji tüketiliyordu… Enerji verimliliği ilkesiyle yapılan binalarda ise bu rakam 60 kWs’e düştü!
Krize dayanıklı olmak için
Şimdi sorarım size: Doğalgaza ayda 300 yerine 30-40 TL ödemek mümkün olsa, kim hayır der? Tabii ki enerji dönüşümü, hiç kolay değil ve çok pahalı. Almanya’da sanayiciler hiç hevesli olmamış. Ama dünyada başka örnekler de var: Çin’de enerji verimliliğinde yüzde 20 oranında iyileştirme hedefi tuttu. Şimdi bir yüzde 16 daha iyileştirme hedefi koydular.
Dr. Neuhoff’a göre, enerji verimliğine ağırlık vermeyen ülkeler gelecekte ayakta kalamayacak. Hatta son ekonomik krizden Almanya’nın az etkilenmesini bile enerjideki dönüşüme bağlıyor: “10 yıl önce fotovoltaik (güneş enerjisi) yatırımı çılgın bir fikirdi. Diğer enerji kaynaklarına göre 3-4 misli daha maliyetliydi. Ama ne kadar çok uygulanırsa maliyetin hızla düşebileceği ortaya çıktı.” Devletin yenilenebilir enerjileri teşvik etmesiyle fiyatlar hızla düştü. Ve dönüşümün öncüsü, bireysel yatırımcılar oldu. Dünya enerji verimliliği için bu kadar önlem alır, yatırım yaparken, bizim neyimiz eksik?
Torunlarımızı düşünmeliyiz
Çevre Bakanlığı Enerji Dairesi Başkan Yardımcısı Franzjosef Schaffhausen:
* Enerji ithalatı ve güvenliği açısından bağımlılığımızı azaltmak istiyoruz. O zaman piyasalardaki gelişmelerden de bağımsız olabiliriz.
* Dünya genelinde sonsuz olmayan kaynakların israfı söz konusu. Bizden sonraki nesilleri de düşünmeliyiz.
* Bütçenin dışında, enerji dönüşümü finansmanı için özel fon oluşturduk. KWW bankası, kaynaklarının yüzde 40’ını buna harcıyor.
* Elektrik harcaması, kullanılan enerjinin üçte birini oluşturuyor. Isınma ve ulaşımda da enerji dönüşümü şart. Muhalifler, masraflardan şikâyet ediyor. Ama uygulama, tersini gösteriyor. Yatırımlar kısa dönemde geri dönüyor.
* Türkiye’nin rüzgar ve güneşi var. Neden bunlara daha fazla yönelinmiyor? E kömür de bitecek. Uranyum ihracatı yapanlara bağımlı olacaksınız. Doğru yol nedir, düşünmek lazım.
Kaynak: Enerji Enstitüsü