Güneş santrallerinin tarım için ciddi bir tehdit oluşturmaya başladığına dair, hiç bir yasal ve matematiksel dayanağı olmayan haberler yayınlandı. Türkiye’nin en fazla takip edilen PV platformu olan Solarbaba’nın yöneticisi Ateş Uğurel, Yahoo grubunda bu iddialarla ilgili bir analiz yaptı. Sunduğu verileri bir de biz inceledik ve biraz farklı ama özünde tamamen aynı rakam ve sonuçlara ulaştık. Parantez içindeki veriler bizim yorum ve verilerimizdir.
“Türkiye’de toplam tarım arazisi büyüklüğü 26.3 milyon hektar civarında , yani 263 milyon dönüm (maa
Şu anda yaklaşık 18 dönümlük bir alana 1MW GES kurabilirsiniz, MW başına ihtiyaç duyduğunuz alan her sene azalacak güneş paneli verimi artışına paralel olarak. Bir çılgın, doğa düşmanı yasa çıksa ve bize şunu emretse : “Artık bundan sonra çatıya ve verimsiz çorak arazilere güneş santrali kurmanız yasak, sadece en verimli tarım arazilerine kuracaksınız” (şu anda bildiğiniz gibi verimli arazilere herhangi bir enerji santrali kurmak YASAK. Uğurel bunun aksini savunmuyor bu cümlesinde. “Bir doğa düşmanı çıksa” diyerek aslında bunun ne kadar mümkünsüz ve yanlış olduğunun da vurgusunu yapıyor. Ama velev ki çıktı diyelim….) Bu yasaya uyarak toplam tarım arazilerinin %1′ini kullansak 2.630.000 dönüm arazi anlamına gelir bu, bu arazilerin üzerine toplam 146GW GES kurabiliriz, yani Türkiye’nin bugünkü tüm toplam enerji kurulu gücünün iki katından daha fazlasını. (yukarıdaki düzeltmeden gidersek, 132 GW eder)
Özetlersek
————–
1) Türkiye’de GES kurmak için istemediğiniz kadar tarım dışı arazi ve çatı mevcut
2) Bundan sonraki tüm kurulumları tarım arazisine kursanız bile % 0.3 gibi bir rakama ulaşırsınız nihai olarak
Dolayısı ile en doğa düşmanı kişiler ve hükümetler bile güneş enerjisi santrali kurulumu ile istese bile hiçbir şekilde tarıma zarar veremez. Üstelik dünyada tarım+hayvancılık+GES üçlüsünün birlikte olduğu çok uygulama var artık.
Bakalım bundan sonraki bahane ne olacak güneşe karşı çıkmak için, merakla bekliyoruz. “Güneş enerjisi çok pahalı” diyenlerin sesinin son 1-2 yıldır artık hiç çıkmadığını görmek sevindirici mesela.”
Ateş Bey’in verdiği arazi ile ilgili rakamları incelerken, biz de bazı kaynaklara ulaştık . Bundan tam 1 sene önce Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar demişler ki: ““Verimli bazı tarım arazileri tarım dışı amaçlarla kullanılırken, orman ve mera olarak kullanılması gereken 6 milyon hektar kadar arazide ise işlemeli tarım yapılıyor. Tarım alanlarının şehirleşmeye ve sanayi tesislerine dönüştürülmesi tarım alanlarının azalmasındaki en büyük sebeptir. Çok uzun yıllardır birinci sınıf sulamaya uygun tarım arazileri imara açılarak, sanayi ve yerleşim yerleri yapıldı. Şehir, ilçe ve beldelerde tarım arazileri imara açıldı, konutlar yapıldı. Türkiye’de kentsel yapılaşmanın, kaliteli tarım arazileri üzerinde yoğunlaşması, tarım yapılan alanların ise daha düşük nitelikli arazilere doğru kaymasına neden oldu. Tarım alanlarının amaç dışı kullanımında ilk sırayı sanayi alıyor. Sanayiyi, konut, turizm, madencilik ve ulaştırma amaçlı kullanımlar izliyor. Tarım dışı kullanımının özellikle Çukurova, Gediz, Menderes, Tarsus ovaları, İzmir, Bursa, Antalya, Mersin, Kocaeli, Sakarya, Düzce, Trakya gibi verimli tarım arazilerinin bulunduğu yerlerde yoğunlaşması, konunun ciddiyetini daha da artırıyor.” ( http://www.dunyabulteni.net/haber/290497/tarim-alanlari-18-yilda-yuzde-113-azaldi )
Görünen o ki verimli arazilerin artan nüfus ve sanayileşme dolayısıyla uğradıkları kayıp, son 2 yılda artan GES’lerle değil son 20 yıldır bina, OSB ve turizm yatırımları alanı açmak için yayınlanan hükmünde kararnameler ve torba yasalarla nedeniyle. http://www.haberler.com/kanun-yonetmelik-ve-mevzuat-topraklarimizi-6751191-haberi/
Bu nedenle sapla samanı karıştırıp, sırf muhalefet olsun diye gerçekleri saptırarak yapılan haberlere itibar etmeyiniz.
Kaynak: Alternatif Enerji