(Turkish) ‘GoodWe Türkiye’ Dijitalleşmeyi ve Güneş Sektörünü Değerlendirdi

Sorry, this entry is only available in Turkish. For the sake of viewer convenience, the content is shown below in the alternative language. You may click the link to switch the active language.

GoodWe Türkiye CEO’su Engel Taştan dijitalleşme ve güneş enerjisi sektörünü değerlendirdi.

Son dönemde çok konuştuğumuz dijitalleşme konusunun enerji sektörüne avantajları nasıl oldu?

Dijitalleşmenin enerjiye entegre olması ve dijitalleşme süreci ile enerji sektörü hızlı bir şekilde gelişti. Teknolojik dönüşüm sayesinde Endüstri 4.0 kavramının yanına Enerji 4.0 da kısa süre içerisinde eklendi. Enerji 4.0 konsepti bize aslında; blockchain ve solarcoin gibi yeni dijital konseptlerin, yenilenebilir enerji alanına entegrasyonunun rahatlıkla mümkün olduğunu gösterdi. Hatta bu sayede fark ettik ki özellikle güneş enerjisi sektöründeki en önemli konulardan olan; mahsuplaşma, depolama, öztüketim, prosumer (ürettiğin yerde tüket), corporate solar ve kitlesel fonlama gibi hayata geçtiğinde hızlıca tabana yayılabilecek farklı ve faydalı uygulamaları/konseptleri hayata geçirmek, dijitalleşme ile çok daha hızlı bir şekilde mümkün olacak. Elektrik enerjisi günümüzde artık hava, su gibi yaşam için ihtiyaç haline gelmiş bir kaynak. Bu nedenle, aslında enerjinin her alanında artan talebi karşılayabilmek adına donanımlara olduğu kadar yazılım ve bulut teknolojilerine de ihtiyacımız var. Enerjide dijitalleşme ile yakın gelecekte, cep telefonu uygulaması ile enerji tedarikçinizi değiştirebilecek ve evinizde sadece kendi seçtiğiniz ev aletlerinin enerji tüketmesine izin verebiliyor olacaksınız. Çatımızda güneş paneli, evimizin önünde elektrikli aracımızın olması; özellikle güneş enerjisi sektöründe dijital dönüşümün önemini vurgular nitelikteki çarpıcı örneklerdir.

Özellikle çatı projelerinde yüksek verimliliği sağlamak için hangi kriterlere dikkat edilmesi gerekiyor?

Aslında güneş enerjisi projelerini; fizibilite çalışması, projelendirme, planlama ve kurulum & devreye alma olarak 4 aşamada ele almalıyız. Ayrıca, doğru ürün seçimi faktörünü de unutmamalıyız. Projenin kurulacağı çatının ışınım, sıcaklık ve coğrafi koşulları açısından elverişli olup olmadığına dair ön çalışmalar yapmak lazım. Bu noktada; maksimum verimliliği sağlamak için EPC şirketlerinin üst düzeyde tasarım ve projelendirme gerçekleştirmesi çok önemli. Projenin uygulanacağı çatının fiziki koşullarının iyi analiz edilmesi ve proje sahibinin gerçekleştirmeyi düşündüğü yatırım sonucu, ilgili çatının ne kadarının güneş enerjisi için ayrılacağı hesaplanmalıdır. Kullanılacak inverterler ve güneş panellerinin kaliteli olması, çevre koşulları vb. faktörlere uzun yıllar dayanıklı olması ve birbiri ile uyumluluk göstermesi gerekir. Seçilecek tüm ekipmanların yüksek kalitede olması ve projenin kurulumdaki işçiliği, verimi etkileyen önemli faktörlerdir.

Bu noktada izleme ve bakım & onarım çalışmalarının verimliliğe olan katkısından bahsedebilir misiniz?

Çalışan bir sistem için yıllar içerisinde bakım ve onarımlarının yapılması büyük önem arz ediyor. Santralin kurulduğu ilk birkaç yıl içerisindeki verimi ile sonraki yıllar arasında büyük fark oluşabiliyor. Bunun önüne geçebilmek için bakım & onarım işlemlerinin düzenli olarak yapılması gerekir. Ürün bakım & onarımı da tabiki bu alandaki en önemli hususlardan biri. Yapılan bakım & onarım çalışmaları ile kullanılan ekipmanların ömrünü uzatabilir ve proje yatırımının geri dönüşününü stabil kılabilirsiniz. Bizler de yıllar içerisindeki tecrübelerimiz ile oluşturduğumuz lokal profesyonel ekibimiz sayesinde projede oluşabilecek tüm olumsuzlukları giderebiliyor, gerekli önlemleri alıyor, ilgili kontrollere ve onarımlara özen gösteriyoruz. İzleme konusunda ise, santrallerin hesaplanan PR (Performans Ratio)’larından; hangi güneş panelinde ya da hangi inverterde sorun olduğunu anlaşılıyor. Santralin ürettiği elektrik miktarı dışında, PR (Performans Ratio) faktörü de çok önemli. Uzaktan izleme ile herhangi bir arıza ya da istenmeyen bir durum kısa bir süre içerisinde önlenebilirken, enerji kaybı minimize edilebilir ve ihtiyaç fazlası ekipmanlar farkedilerek bu alanda da sistem optimize edilebilir.

Döviz kurlarının ve faiz oranlarının dalgalı bir seyirde hareket etmesi, enerji sektörünü nasıl etkiliyor? Yeni projelerin hayata geçmesinde zorluk yaşanıyor mu?

Kurlardaki yüksek dalgalanmalar, özellikle hammaddede ithal girdi kullanımının yaygın olduğu sektörler için risk oluşturan bir unsur. Döviz denince akla gelen ilk sektörlerden biri; enerji. Çünkü TL’deki değer kaybı, hammaddede ithal girdi kullanımının yaygın olduğu enerji sektörü için önemli bir risk oluşturuyor. Özellikle yoğun enerji tüketimi olan sektörlerdeki girdilerin büyük oranda Amerikan doları olması, satışlarında ise EUR ve Türk lirasının yüksek payının bulunması nedeniyle firmaların bu süreci yönetebilmesi için daha likit olma ve yatırımlarını erteleme kararları gündeme gelebiliyor. Enerji şirketlerinin yüksek döviz borçluluğu ile finansman baskısı görmesi ve bazı şirketlerin süren yatırımlarının maliyet tarafındaki yüke karşın gelir yaratmıyor olması da diğer olumsuz unsurlar olarak ön plana çıkabiliyor. Burada önemli olan; şirket olarak, fix masrafları minimumda tutmak ve olumsuz süreçleri en az zarar ile atlatmak. Ayrıca, tedarikçi olarak pazarı iyi takip etmek zorundayız. Ben, şahsen 2021 yılında çatı pazarı ve öztüketim dışında lisanssız bir pazar beklemiyorum. YEKA’dan küçük, lisanssızdan büyük bir lisanslı pazar oluşturulabilir. GoodWe Türkiye ekibi olarak, hem Türkiye pazarında pazar payımızı korumak ve yükseltmek için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz hem de ülke ekonomisine katkı sağlayabilmek için ihracatımızı daha çok artıracağız.

çatı projelerienerji sektörü piyasası haberleriEngel TaştanGoodwe Türkiyegüneş enerjisi projelerigüneş enerjisi sektörü piyasası haberleriizleme ve bakım & onarımtemiz ve yenilenebilir enerji haberleri
Yorumlar (0)
Yorum Ekle