Türkiye Çevre Platformu (TÜRÇEP) ve İç Anadolu Çevre Platformu’nun (İÇAÇEP) ortaklaşa düzenlediği bilgilendirme ve değerlendirme toplantısı Zoom üzerinden gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü İÇAÇEP koordinatörü Abidin Özkaymak’ın yaptığı, “Endüstriyel Gıda Sistemi ve Yerel Gıda Ağları” konu başlıklı bilgilenme toplantısında ODTÜ öğretim üyesi Ceyhan Temürcü’nün sunumunda aşağıda yer alan konuları ele almıştır.
Endüstriyel gıda sistemi; üretim aşamalarını, lojistiği de kapsamaktadır. Üretim süreci sürdürülebilir değildir. Toprak, su, hava kirliliğine neden olmakta, HİBRİT ve GDO (Genetiği değiştirilmiş organizma) tohum kullanımı nedeniyle dışa bağımlılığı beraberinde getirmektedir.
Kalıntı bırakan kimyasallar olan zehir ve fenni gübre kullanımı nedeniyle dışa bağımlılığı
Yoğun enerji ve su gibi kaynakların kullanımı beraberinde yoğun doğa ve insan sömürüsünü getirmektedir.
Zonaz hastalıkların çoğalmasına ve insana daha fazla bulaşmasına neden olmaktadır
Gıda’nın dünyanın bir ucundan diğer ucuna dek ulaştırılması, büyük lojistik ve ulaşım ağını beraberinde getirmekte, çiftçiden sofraya gelene dek bir çok el değişikliği ve her birinin aldığı komisyon nedeniyle tarladan çıkış fiyatı ile sofraya ulaşım arasındaki fiyatta arada uçurum oluşturmakta. Tüm bunlar sürdürülebilir değildir.
Yerel gıda ağlarını önceleyen organik ve doğal üretim süreçlerinde ata tohum kullanımı nedeniyle tohumda üretici kendi kendine yetebilmektedir. Bu aynı zamanda biyo çeşitliliği koruduğu için gıdanın her zaman var olma güvencesi de olmaktadır.
Ekolojiye ve diğer canlılara saygılı bir üretim yapılmaktadır.
Zehir ve kalıntı bırakan gübre kullanımı olmadığı için topraktaki canlılık sürmektedir ve bu torağın canlılığı üretimi sürdürülebilir kılmaktadır.
Enerji ve su gibi kaynaklarının kullanımı çok az olmaktadır.
Genelde küçük aile işletmesi şeklinde yapılan üretimde doğa sömürüsü kabul edilebilir ve sürdürülebilir durumdadır.
Genelde çok yakındaki yerel pazarda, son dönemde direk tarlada, internet üzerinde gıda toplulukları ve gıda ağları üzerinden satış yapılabilmektedir, Bu tarla ile sofra arasındaki kısa yol fiyat arası farkı da ortadan kaldırmaktadır, kısa lojistik küresel ısınmanın da önüne geçmektedir
Üretici ve tüketici arasında genelde oluşan doğrudan bağ her iki kesimin arasındaki sosyalleşme ve güçlü bağları oluşturmakta olup iletişim ve birlikte gelişimi, değişimi beraberinde getirmektedir.
Küçük aile tipi işletmelerde doğal üretim ve organik üretim yapmanın önü açılmalı, teşvik edilmelidir. Organik tarımdaki pahalı sertifikasyonun önüne geçilmeli, organik üretim yapan üretici devlet tarafında sürekli desteklenmelidir.
Sertifikasyonda endüstriyel olan şirket sertifikasyonları yerine devlet sertifikasyonu getirilmelidir.
Kooperatifçilik de endüstriyel tarım, gıda sistemine alternatif niyetine yönelik ortaya çıkmış olmakla birlikte özünde şirketleşme potansiyeli, endüstriyel zemine kayma tehlikesi ve potansiyelini beraberinde taşımaktadır. İyi niyetlerle kurulmuş olmasına rağmen sürdürülebilirliği görülmemektedir.
Belediyelerin görevleri arasında üretici pazarları kurmak da var, Bir an önce katılımcı güvence sistemi ve organik üretici pazarları karılmalı, bu sayede çiftlikten pazara direkt tüketici ile üretici buluşarak, ürüne ulaşım kolaylaşacaktır.
Toplantı Organizasyonuna katkı sunan İÇAÇEP bileşeni dernekler:
ATA TOHUM TAKAS GURUBU, ESKİŞEHİR ÇEVRE KORUMA VE GÜZELLEŞTİRME DERNEĞİ(ESCEVDER ), NİĞDE ÇEVRE EĞİTİM KÜLTÜR DERNEĞİ, KONYA HAYVANLARI KORUMA DERNEĞİ, DOĞA VE SÜRDÜREBİLİRLİK DERNEĞİ (ANKARA), TÜRKİYE ORMANCILAR DERNEĞİ
TÜRÇEP (Türkiye Çevre Platformu) önderliğinde yapılan bu söyleşilerin 7’incisini geride bırakmanın mutluğunu taşıyarak bu tür Zoom toplantılarına devam edeceğini kamuoyuna açıklamaktan mutluluk duyuyoruz.