Yalıtım dendiğinde ilk akla gelen şey binalarda yapılan uygulamalar olsa da tesisatlara da yalıtım yapılması ısıtma ve soğutma için harcanan enerjiden önemli oranda tasarruf edilmesi anlamına geliyor. İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, özellikle enerji tüketiminin ve sera gazı salımının daha yüksek olduğu endüstriyel tesislere yapılacak tesisat yalıtımının sürdürülebilirlik noktasında atılacak büyük bir adım olduğunu vurguladı. Eruslu, yalıtım uygulamaları ile düşük karbonlu ve enerji verimli üretime geçişin Avrupa’ya ihracatta Türkiye için bir avantaj olacağını belirtti.
Tesisat yalıtımı; içinden akışkan geçen borular, vanalar, havalandırma amaçlı kullanılan kanallar, tanklar, kazanlar, vb. tesisat elemanlarına ve kazan daireleri gibi tesisat elemanlarının bulunduğu mekanik odalarda ısı, ses ve yangın yalıtımı yapılması anlamına geliyor. Endüstriyel proseslerde ve binalarda ısıtma veya soğutma için harcanan enerjiden tasarruf edilmesinde büyük rol oynayan tesisat yalıtımı ile enerji tüketimi ile birlikte atmosfere yayılan sera gazı miktarı da azalıyor. Bu noktada küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadelede de tesisat yalıtımı önemli bir araç konumunda bulunuyor.
Tesisat yalıtımının ekonomik avantajları kadar sürdürülebilirlik açısından da dikkate değer katkılar sunduğunu dile getiren İZODER-Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu
Endüstriyel proseslerde tesisat elemanlarında farklı sıcaklıklarda sıcak veya soğuk su, kızgın buhar, kızgın yağ, süt, vb. birçok akışkan taşınabiliyor. Sıcak su, kızgın buhar veya kızgın yağ taşınan hatlarda yüzey sıcaklıklarının çok yüksek olduğunu ifade eden İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, açıklamalarına şöyle devam etti; “Çalışanların istemsiz veya kazara söz konusu tesisat elemanlarına temas etmeleri durumunda meydana gelecek iş kazalarına karşı tesisat yalıtımı yapılıp, yüzeyin makul sıcaklıklara getirilmesi işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından şart. Ayrıca düşük sıcaklıklarda akışkanların taşındığı hatlarda ise yalıtım yaparak yoğuşmanın ve tesisatın ömrünün korozyonla azalmasının önlenmesi mümkün, bu noktada tüm tesisat elemanlarına mutlaka yalıtım yapılması gerekiyor.”
Tesisatlarımız vücudumuzdaki damarlar gibi binalarda tüm alanlara dağılıyor, bu yolla yaşamımız ve konforumuz için gerekli temiz ve şartlandırılmış hava, ısı gibi tüm unsurların taşınması sağlanıyor. Bu çerçevede gürültü ve yangının zararlı etkilerinin tesisatlar vasıtasıyla yayılmaması için yalıtım tedbirlerinin alınması gerekiyor. Isı, su, ses, tesisat ve yangın yalıtımının tek tek ya da birlikte ele alındığında, binanın ve tesisatın ömrüne de önemli katkılar sunduğuna değinen Emrullah Eruslu, son olarak şunları söyledi: “Bir binada tesisata ısı yalıtımı ile birlikte ses yalıtımı da yaptırılırsa binalarda gürültü azalır ve böylece konfor artmış olur. Tesisat boruları, havalandırma kanalları, elektrik kablolarının şaftları gibi yangının ilerlemesinde en riskli noktalarda yangın yalıtımı yapılması ise can ve mal kaybını ciddi oranda azaltarak daha güvenli binalara kavuşmamızı sağlar. Yeni yapılacak binalarda tesisat yalıtımına da diğer yalıtım uygulamaları kadar öncelik verilmesini ve yapı inşasının vazgeçilmez bir ögesi olarak kabul edilmesini istiyoruz. Bütünleşik bir yalıtım anlayışının her zaman en doğru sonucu verdiğini unutmamak gerekiyor.”