Petrolde umuda yolculuk olumlu sonuçlandı. Petrol rezervleri tüketime rağmen arttı. Vergi, yatırım ve istihdam da eklenince ülke kazancı 35 milyar dolara ulaştı. Türkiye’nin 1 milyar 30 milyon ton petrol rezervi var. Bunun sadece 183.5 milyon tonluk bölümü üretilebilir seviyede. Rezervin yüzde 76’sı tüketildi.
Günlük petrol üretimi 45 bin varil. Bu da 2.4 milyon ton üretildiği anlamına geliyor. Mevcut tabloya göre Türkiye’nin 18 yıllık petrol rezervi kalmış görünüyor.
Rezervler giderek artıyor
Petrol İşleri Genel Müdürü Selami İncedalcı, bu tabloya rağmen oldukça ümitli. “Türkiye’de petrol ve doğalgaz var. Bundan eminiz diyor” diyor ve ekliyor: “Türkiye’deki potansiyel sahaların çok önemli bir bölümü henüz aranmadı. Karaların yüzde 20, denizlerin ise yüzde 2’lik bölümü tarandı. Petrol ve doğalgazın çıkarılması için önce aramanız gerekiyor. Aradıkça buluyoruz, buldukça da ümidimiz artıyor.”
TPAO ve MTA’nın çalışmaları sonucunda Türkiye son 10 yılda tükettiğinden daha fazla petrol bulmayı başardı. Bu sayede 2002 yılında 39 milyon ton olan petrol rezervleri tüketime rağmen 43.2 milyon tona yükseldi. “23 milyon ton petrol tüketilmesine rağmen yeni sahalarla 27 milyon 200 bin ton yeni petrolü ekonomiye kazandırdık” diyen Selami İncedalcı sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu sayede 16 milyon tona inmesi gereken rezervlerimiz 43.2 milyon tona yükseldi.”
Kamu ve özel sektörün çalışmalarıyla Türkiye 200 milyon varil petrol ithal etmekten kurtuldu. Yani yaklaşık 14 milyar dolarlık ithalat engellenmiş oldu. Yine aynı dönemde 4.5 milyar m3 doğalgaz üretildi. Bunun parasal karşılığı 1.8 milyar dolar.
Bu sayede sadece kamu ve özel sektör Türkiye’yi yaklaşık 16 milyar dolarlık ithalattan kurtardı. İncedalcı, “Bunun istihdam ve ekonomik katkısı da düşünüldüğünde toplam ekonomik büyüklük 35 milyar dolara ulaşıyor” bilgisini veriyor.
TPAO üretimde şampiyon
“Arama yatırımları ne kadar artarsa rezervler
Sondaj biyopsi gibidir
Son yıllarda petrol arama sektöründe bilimsel anlamda önemli gelişmeler yaşandığına işaret eden PİGM Selami İncedalcı, “Petrolde arama, sondaj ve üretim ayrı ayrı alanlardır. Bir bölgede petrol aranması hatta bulunması üretim için yeterli olmayabilir. Örneğin, sismik arama röntgen çektirmek gibidir. Size genel bir veri sağlar. Ancak doktorlar çoğu zaman emin olmak için biyopsi isterler. Petrol aramacılığının biyopsisi de sondajdır. Sondaj yapmadan sadece sismik verilerle ne kadar petrol ve doğalgaz rezervi olduğunu ve bunun ne kadar ekonomik olduğunu anlamak çok mümkün değil” bilgisini veriyor.
Türkiye’de petrol çıkarmak hâlâ kârlı
Petrol İşleri Genel Müdürü Selami İncedalcı, “Türkiye’de petrol çıkarmanın ortalama maliyeti mevcut petrol fiyatları üzerinden hesaplarsak vergiler dahil 58 dolara geliyor. Bunun 20 doları işletme maliyeti, geriye kalan 38 doları da Devlet Hissesi, Kurumlar ve Stopaj vergisinden oluşuyor. Dolayısıyla yatırımcılar varil başına yaklaşık 52 dolar kazanabilir” dedi.
Açık denizlerden müjde bekleniyor
Türkiye’de hampetrol genelde 1.500 ila 3 bin metre arasında çıkarılıyor. Türkiye ortalaması 1.864 metre olarak görülüyor. Denizlerde ise bu rakama 5 bin 648 metreye kadar inildi. Denizlerde Akçakoca açıklarında doğalgaz bulunurken, Karadeniz’de dünya devleriyle yapılan petrol aramalarından henüz müjdeli bir haber gelmedi.
Anadolu’daki 4 bin 262 kuyudan 1.703’ünden petrol ve gaz çıktı
Türkiye’nin petrol macerası 1940 yılında başladı. Siirt Raman Dağında başlayan arama faaliyetleri kısa zamanda meyvesini verdi. Raman Dağında açılan 36 kuyunun 27’sinde petrol bulundu. Garzan Dağı’nda yapılan sondajlarda da petrol bulundu. Cumhuriyet tarihi boyunca 4 bin 262 kuyu açıldı. Bu kuyuların yüzde 42’si arama amaçlı açıldı. 1703 tanesi üretime uygun bulundu. 789 tanesi de tespit kuyusuydu. Açılan kuyuların yüzde 75’i Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da açıldı ve buralarda önemli rezervler tespit edildi. Son yılarda deniz aramalarına özel bir önem verildi. Derin ve sığ sularda toplam 68 kuyu açıldı.
Yazan: Ufuk ŞANLI
Kaynak: Enerji Enstitüsü