(Turkish) Petrol ve Doğalgaz Türkiye Üzerinden Geçmeyebilir

Sorry, this entry is only available in Turkish. For the sake of viewer convenience, the content is shown below in the alternative language. You may click the link to switch the active language.

Geçenlerde Ankara’da düzenlenen 13. Türkiye Uluslararası Petrol Ve Gaz Konferansı’na katılan ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone önemli bir açıklamada bulundu. ABD’nin Ankara Büyükelçisi dünyanın en önemli enerji koridorlarından biri Türkiye’nin petrol ve doğalgaz transiti konusunda tüm dünya çapında kabul görmüş geniş bir deneyime sahip olduğunu söyledi.

Ricciardone ayrıca Türkiye’nin son zamanda inşa edilen boru hatlarıyla enerji sevkiyatlarının güvenliği ve çeşitlendirilmesi bakımından stratejik adımlar atmış olduğunu belirtti. Bu arada, öyle oldu ki Türkiye’yi gerek tüketici gerekse transit yapan ülke olarak ilgilendiren hemen bütün enerji projeleri ‘kötü siyasi coğrafya’ olarak adlandırılabilen alanda bulunuyor ve Türkiye’nin enerji güvenliği bakımından onun için olumlu görünmüyor. Siyaset uzmanı Stanislav Tarasov bunun bazı nedenlerini değerlendiriyor:

‘Gerçekten, Türkiye birkaç büyük enerji havzasının kesiştiği noktada bulunmaktadır. Kuzeyinde petrol ve doğalgaz ile zengin olan Rusya Federasyonu, güneyinde Orta Doğu’nun en büyük petrol rezervleri, doğusunda Hazar Denizi ve Orta Asya’nın enerji yatakları yer almaktadır. Böyle konum objektif olarak Türkiye’nin gerek Orta Doğu gerekse Akdeniz bölgesinin en önemli oyuncusu olmasını sağlamalı.

Ama olmuyor. Suriye krizi Türkiye-İran ilişkilerinde büyük gerginlik yarattı. İran’ın nükleer programı konusunda anlaşmaların sağlanmasının ardından Tahran uluslararası izolasyondan kurtulacak. Ama onun kendi gazının Türkiye üzerinden geçip Avrupa’ya gelmesini isteyip istemeyeceği bellli değil. Tahran’ın Irak ve Suriye topraklarından geçen alternatif güzergahları vardır. Bilindiği gibi Irak Kürdistanı’ndan doğalgaz teslimatlarıyla ilgili durum da karışık. Azeri doğalgazına gelince miktarı Rus gazının yerine gelip durumu değiştirmek için yeterli değildir. Bakü gazına Türkmen gazını ekleme çabaları hiç bir şeye yaramıyor.

Dahası, 2013 yazından beri Türkiye kendisi de iç siyasi sarsıntılar yaşıyor. 2013 sonu yolsuzluk skandalı patladığında Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ABD’nin Ankara Büyükelçisini ‘rüşvet ve yolsuzluk operasyonu’nun arkasındaki isim olmakla ve muhalefet ile işbirliği yapmakla suçlamıştı. O zaman ABD’nin Türkiye Büyükelçiliği kendisinin bu skandal ile alakalı olduğunu yalanlamıştı. Ama bunun ardından New York Times gazetesinde yayınlanan bir makalede Türkiye’nin ‘ABD için bir tehdit ve NATO için bir tehlike’ olduğu belirtildi. Gazete ayrıca ‘Erdoğan’ın politikasının Türkiye’nin AB üyeliği müzakerelerini olumsuz etkileyeceği’ni iddia ederek Başkan Obama’yı ‘Erdoğan’a net bir mesaj göndermeye’ çağırdı. Yani Türkiye’nin yaşadığı zor zamanda Washington kendisine yardım edeceğine şimdiki Türk yönetiminden memnun olmadığına ilişkin açık bir sinyal veriyor. Bu arada ABD’nin Türkiye’nin iç işlerine karışmasıyla ilgili başka olaylar da var.

Bu nedenle belli ki Türkiye’nin Washington’dan bir sürü şikayeti vardır. Türkiye her ne zaman bölgedeki pozisyonunu pekiştirmeye çalışsa ABD ve AB’nin mukavemetiyle karşı karşıya gelir. Gerçek budur. ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ricciardone’nin uluslararası konferansta yaptığı Türkiye’nin bölgedeki önemli rolü ile ilgili açıklama ise sadece sözlerdir.

Kaynak: Rusya’nın Sesi

 

DoğalgazpetrolPetrol Ve Gaz Konferansıtürkiye
Yorumlar (0)
Yorum Ekle