(Turkish) RWE Türkiye’de Elektrik Ticaretine İvme Kazandıracak!

Sorry, this entry is only available in Turkish. For the sake of viewer convenience, the content is shown below in the alternative language. You may click the link to switch the active language.

Denizli Doğalgaz Kombine Çevrim Elektrik Santrali ile Türkiye’nin toplam elektrik üretimine %2 katkı sağlayan RWE, uluslararası standartlara uygun çözümleriyle elektrik satış piyasasına da ivme kazandıracak. Aylık elektrik faturası 133 TL’nin üzerindeki KOBİ ve mesken tüketicilerine de elektrik satışı yapmaya başlayan şirket, yaygınlaştıracağı bayi ağıyla piyasada iddialı bir büyüme hedefliyor.

Avrupa’nın önde gelen 5 elektrik ve gaz şirketinden biri olan RWE, 2008 yılında kurduğu iştiraki RWE Turkey Holding A.Ş. ile hem üretim hem de satış ayağında gerçekleştirdiği projelerle Türkiye’nin sürdürülebilir geleceğine katkı sunuyor. Türkiye’deki ilk büyük yatırımını olan 775 MW üretim kapasiteli Denizli Doğalgaz Kombine Çevrim Elektrik Santrali’ni Turcas Petrol ile yaptığı güçlü ortaklıkla hayata geçiren şirket, 2013’ün Ağustos ayında ticari faaliyetlerine başlayan santralle bugün 3,5 milyon meskenin elektrik tüketimini karşılıyor.

Denizli Doğalgaz Kombine Çevrim Elektrik Santrali’nin yanı sıra Türkiye’de müşterilerine uluslararası standartlara uygun enerji çözümleri sunan RWE, yaptığı anlaşmalarla elektrik toptan satış piyasasında likidite sağlayarak gelişime destek veriyor. Bu süreçte özellikle elektrik ticaretine yoğunlaşan RWE’nin yeni yatırımlar yapmak için önceliği ise Türkiye’de liberalleşmiş bir elektrik ve gaz piyasasının oluşturulması.

RWE &Turcas Güney Elektrik Üretim A.Ş. CTO’su Hans-Jürgen Petschke ve RWE Enerji Toptan Satış A.Ş. Satış Direktörü Erkin Kılınç, RWE’nin gerçekleştirdiği yatırımların ayrıntılarını ve gelecek hedeflerini ENERGYWORLD Dergisi’ne anlattı.

RWE’nin Avrupa enerji sektörü içindeki konumundan söz eder misiniz?

Hans-Jürgen: RWE, enerji sektöründeki 100 yılı aşkın deneyimi, 54 milyar Euro cirosuyla bugün Avrupa’nın önde gelen beş elektrik ve gaz şirketinden biridir. RWE, petrol, gaz ve linyit üretiminde uzmanlığı, konvansiyonel ve yenilenebilir enerjiye dayalı elektrik santrallerinin inşaatı ve işletmesinde bilgi birikimi, emtia ticareti, elektrik ve gaz iletimi ve satışı alanlarında deneyimi ile enerjinin tüm alanlarında faaliyet göstermektedir. RWE, 66 bini aşkın çalışanı ile Avrupa’da yaklaşık 16 milyon müşterisine elektrik, 7 milyonu aşkın müşterisine ise gaz temin etmektedir.

2014 ilk çeyrek sonuçlarına göre, şirket gelirleri yaklaşık 14,7 milyar Euro’dur. RWE, Avrupa genelinde elektrik satışlarında üçüncü, doğalgaz satışlarında beşinci sırada yer almaktadır. Almanya, Hollanda ve İngiltere’de en büyük tedarikçiler arasındadır. Çek Cumhuriyeti’nde doğalgaz piyasasında ilk sırada olan RWE, Orta ve Güneydoğu Avrupa’daki konumunu sürekli olarak geliştirmektedir. 10 ülkede ise toplam 49.036MW kurulu kapasiteye sahiptir.

Türkiye’de gerçekleştirdiğiniz ilk yatırım olan Denizli Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali’nin Türkiye elektrik üretimine katkısı nedir?

Hans-Jürgen: RWE, büyüyen Türkiye’nin enerjisine güç katabilmek ve ülkeye rekabetçi fiyatlarla enerji sağlayabilmek amacıyla 2008 yılında iştiraki RWE Turkey Holding A.Ş.’yi kurarak, Türkiye enerji pazarına giriş yaptı. Türkiye’deki ilk büyük yatırımımız olan, Denizli Doğalgaz Kombine Çevrim Elektrik Santrali, % 70 RWE ve % 30 Turcas Petrol’ün hissesine sahip olduğu RWE &Turcas Güney Elektrik Üretim iş ortaklığı ile gerçekleştirdi. 500 milyon Euro’nun üzerinde yatırımla yapılan son teknoloji ürünü santral, 775 MW net üretim kapasitesine sahiptir. Ağustos 2013’te ticari faaliyete başlayan santral, %56’nın üzerinde verimlilikle çalışarak Türkiye’nin arz güvenliğine destek verirken, 3,5 milyon meskenin elektrik tüketimini karşılayabiliyor. Aynı zamanda Türkiye’deki en çağdaş ve çevre dostu tesislerden biri olan santralin bölgeye istikrarlı ve uzun vadeli bir gelişim potansiyeli sağlayacağına inanıyoruz.

Türkiye’de üretime dönük yatırımlarınız sürecek mi? Bu anlamda hedefleriniz neler?

Hans-Jürgen: Denizli’deki santralimiz henüz hayata geçti, önümüzdeki dönem için bu büyüklükte ek bir yatırım planımız bulunmuyor. Yatırım kararlarımızı alırken pazardaki gelişmeleri dikkatle gözlemliyoruz. Ürettiğimiz elektriği şeffaf ve rekabete dayalı bir enerji piyasasında satabiliyor olmamız büyük önem arz ediyor. Ancak Türkiye’de liberalleşme sürecini tamamlamış bir elektrik ve gaz piyasasından henüz bahsetmek mümkün değil. Hükümetin bu konuda yürüttüğü çok önemli çalışmaları var. Biz de özel sektör temsilcileri olarak bu süreci destekliyoruz. Fiyatların arz ve talep dengesiyle belirlendiği, liberalleşmiş bir elektrik ve gaz piyasası kurulması yatırımlarımıza da yön verecektir.

RWE Turkey Holding A.Ş. geçtiğimiz süreçte enerji alanında önemli satın alma anlaşmaları imzaladı. Bu anlaşmaların detaylarını öğrenebilir miyiz?

Erkin Kılınç: RWE olarak enerji tedarik zincirinde üretimden son tüketiciye kadar her halkada faaliyet gösteriyoruz. Türkiye’de enerji arz güvenliğini ve çevre dostu enerji üretimini destekliyor, müşterilerimize yenilikçi ürün seçenekleri sunarak sektöre katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Dengeli bir üretim portföyünün bu aşamada önemli olduğunu düşünüyoruz. Portföyümüzü çeşitlendirmek amacıyla 2013 yılında yenilenebilir elektrik alanında önemli işbirliklerine imza attık.

2013 yılı ilk yarısında Demirer Enerji, Peker Enerji ve Mön İnşaat firmalarıyla toplam 100 MW’ın üzerinde kapasiteli iki rüzgar, iki hidroelektrik santralinin yıllık üretim kapasitesinin satın alınmasına dair önemli anlaşmalar imzaladık. Bu işbirlikleri, RWE’nin mevcut enerji tedarik portföyünü çeşitlendirme ve perakende satış faaliyetlerinin desteklenmesi için atılmış önemli bir adımdır.

Yoğunlaştığınız alanlardan biri de elektrik ticareti. Bu anlamda müşteri yelpazenizden söz eder misiniz? Önümüzdeki süreçte bu alanda nasıl bir büyüme hedefliyorsunuz?

Erkin Kılınç: Denizli santralimizin yanı sıra, Türkiye’deki büyük elektrik tüketicilerine 2011 yılından beri uluslararası standartlara uygun enerji çözümleri sunmaktayız. 2014 yılında ise perakende elektrik satışı çalışmalarımıza başladık. Bu kapsamda aylık elektrik faturası 133 TL’nin üzerindeki KOBİ ve mesken tüketicilerine “düşük maliyet, yüksek kalite” anlayışıyla hizmet sunuyoruz. Şu anda tüm Türkiye’de bayilik ağımızın kurulma çalışmalarına başladık. Türkiye’de her bölgede serbest tüketici niteliğine sahip, küçük ölçekli işletmelerden büyük firmalara kadar, her tüketiciye elektrik tedariki konusunda hizmet verebiliyoruz.

Türkiye elektrik piyasasında daha likit ve şeffaf bir elektrik ticareti ortamının oluşturulması için nasıl bir yol haritasına ihtiyaç var?

Erkin Kılınç: Türkiye istikrarlı büyüyen bir ekonomiye sahip ve Ortadoğu ile Kuzey Afrika’ya açılan stratejik bir kapıdır. Türkiye’de enerji sektörü, liberal bir enerji piyasası hedefine doğru ilerliyor. 2013 yılında da bu hedefe doğru çok olumlu adımlar atıldı. Bu gelişmeler ışığında sağlıklı bir enerji ticareti borsası kurulması için gereken şartların yakın bir zamanda oluşacağına inanıyoruz.

Son yapılan yasal düzenlemelerle elektrik dağıtım piyasasında üretim, toptan ve perakende satış şirketleri arasında rekabet oluşturulması, elektrik satış hizmetlerinde serbest rekabet piyasasının oluşturulması hedefleniyor. EPDK’nın amacı tüm son kullanıcılara tedarikçilerini seçme imkanı vermektir. Seçenek imkanı ve rekabet piyasada büyümeyi desteklemekle kalmayıp son kullanıcılar için de fayda yaratacaktır.
Türkiye’de elektrik piyasasında “tam bir serbestlik” için doğalgaz piyasasının da liberalleşmesi gerekmektedir. Elektriğin fiyatını belirleyen faktör, hammadde dağılımındaki ağırlığından dolayı doğalgaz kullanılarak üretilen elektriğin maliyet yapısıdır. Türkiye’de bugün elektriğin önemli bir kısmı doğalgazdan üretilmektedir. Bu nedenle doğalgaz piyasası liberalleşmeden, elektrik piyasasının tam anlamıyla liberalleşmesinden bahsetmek mümkün değildir.

Türkiye’de enerji sektörüne yapılan yatırımlarda yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerinizi aktarır mısınız?

Erkin Kılınç: Türkiye, uzun vadeli enerji ihtiyaçları devamlı artan bir ülke. Liberal bir piyasanın kurulması Türkiye’nin arz güvenliğini artırırken, özel şirketlerin yatırımlarına da güvenlik sağlayacak. Türkiye’de iş yapmak isteyen çeşitli yabancı yatırımcılar var. Şeffaf bir piyasanın oluşması, yerli ve yabancı yatırımı da artıracaktır. Türkiye’nin 2023 hedefi, dünyanın 10. büyük ekonomisi olmak. Enerji sektörü tüm ekonomilerin belkemiği olduğu için, serbest elektrik ve gaz piyasalarının kurulması büyük önem taşıyor. Borsanın kurulması, dolayısıyla da Türkiye’deki arz güvenliğinin sağlanması, sektördeki yatırımları, özellikle de yabancı girişini artıracaktır.

Kaynak: Energyworld

denizli doğalgaz kombine Çevrim elektrik santralielektrikelektrik enerjisielektrik santralielektrik tüketimielektrik ve gaz piyasasıenerjienerji gündemienerji haberlerienerji sektörüerkin kılınçhans jürgenmanşetröportajlarRWErwe&turcasüretimyatırım
Yorumlar (0)
Yorum Ekle