Herkes için daha yaşanabilir şehirler yaratmaya yönelik çalışan WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler 7. Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu’nu düzenledi. İstanbul’daki sempozyum bu yıl ‘Düşük Karbon Yetmez, Artık Sıfır Karbon Zamanı!’ mottosuyla düzenlendi.
Etkinliğe aralarında Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Ekonomik ve Sosyal Gelişim Bölüm Başkanı
‘Düşük Karbon Yetmez, Artık Sıfır Karbon Zamanı!’,‘Türkiye’nin Sıfır Karbon Şehirler Taahhüdü’, ‘Sıfır Karbon Şehirler’, ‘Akıllının Yeni Adı: Sürdürülebilir’ ve ‘Aktif ve Sağlıklı Şehirler’ başlıkları altında düzenlenen beş ayrı oturumda katılımcılar iklim kriziyle mücadelede şehirlerin oynadığı belirleyici rolü ve şehirlerin sıfır karbona geçişini tüm yönleriyle ele aldı.
ANAHTAR KELİME ENERJİ
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Direktörü Dr. Güneş Cansız şunları belirtti: “Küresel bir iklim kriziyle karşı karşıyayız. Tartışmalar küresel ısınmayı 1,5 ile 2 derece arasında sınırlamaya odaklanmıştı. Ancak 1,5 derece sınırında kalmak istiyorsak, 2050’den önce küresel CO2 emisyonumuzu azaltmak için net sıfır karbon seviyesine gelmeliyiz.”
“BM İklim Zirvesi’nden önce 66 ülke 2050’ye dek sera gazı emisyonunu sıfırlamayı taahhüt etti. Akabinde 10 bölge, 102 kent ve 93 şirketten de aynı taahhüt geldi.Biz de bu yılki sempozyumun temasını ‘Düşük Karbon Yetmez, Artık Sıfır Karbon Zamanı!’ olarak belirledik.” Dr. Cansız sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsanlık için kritik bir süreçten geçiyoruz. Ve bu süreçte şehirler çok önemli bir rol oynuyor. Dünya nüfusunun yarısından fazlası şehirlerde yaşıyor. Ekonomik faaliyetlerin ve karbon emisyonlarının kaynağı olan şehirler Dünya’nın geleceğinde belirleyici olacak. Araştırmalara göre şehirlerde düşük karbona yatırımla 2050’de kentlerdeki global emisyon yüzde 90 düşürülebilir. Düşük karbonlu kalkınmanın 2050`ye kadar şehirlerde 24 trilyon dolar net fayda sağlayacağı hesaplanıyor. Bunun yolu enerji tüketiminin azaltılmasından, enerji verimliliğinin artırılmasından geçiyor.”
Bununla birlikte BM Herkes için Sıfır Karbon Binalar Girişimi’nde yer alan Türkiye, 2030’a dek yeni binaların, 2050’ye kadar ise mevcut binaların sıfır karbon hale getirilmesi amacıyla yol haritaları hazırlayacak. Türkiye’nin sıfır karbon şehirler için bir diğer hedefi ise 1.000 kilometre olan bisiklet yollarının 2023’te 4 bin kilometreye çıkarılması. Ayrıca sıfır atık projesi ile atıklardan geri kazanım oranının 2023’te yüzde 13’ten yüzde 35’e çıkarılması hedefleniyor.
HÜKÜMETLERİN DESTEĞİ VE LİDERLİĞİ ŞART
Türkiye’nin Sıfır Karbon Şehirler Taahhüdü’ oturumunda söz alan WRI Londra Ofisi Başkanı ve WRI Ross Center for Sustainable Cities Strateji ve Ortaklık Direktörü Horn-Phathanothai ise şöyle konuştu: “Tüm dünyanın üzerinde anlaştığı iklim ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusundaki değişikliklerin çoğu hem şehirlerde meydana gelecek hem de şehirler bu değişikliklerin yapılmasına ön ayak olacak. Hatta dünyadaki pek çok şehir kaliteli toplu taşıma, enerji verimli ve dirençli binalar, yeşil kamusal alanlar ve temiz enerji ile kentlerin nasıl dönüşebileceğini göstermeye başladı bile. Şu ana kadarki başarılar da ‘düşük karbon’un sadece daha yüksek verimlilik anlamına gelmediğini, kapsayıcı ekonomiyi destekleyerek herkesin hayat kalitesini yükselttiğini gösterdi. Ne var ki şehirlerin, merkezinde yer aldıkları bu devrimi tek başlarına gerçekleştirmeleri mümkün değil. Düşük karbonlu bir gelecek için ulusal hükümetlerin güçlü önderliği ve desteği şart.”
Gezegenimizin geleceğinin şehirlerin bugün alacağı kararlara bağlı olduğunu vurgulayan, ‘Akıllının Yeni Adı: Sürdürülebilir’ oturumunun konuşmacılarından WRI Ross Center for Sustainable Cities Kentsel Hareketlilik Direktörü Avelleda da “Akıllı ve temiz olmak, aslında bir ölüm kalım meselesi. Kentlerdeki sera gazı emisyonlarını ortadan kaldırmak herkesin gündeminde olmalı. Bununla birlikte kentsel hareketliliğin de temiz, güvenli ve herkesi kapsar nitelikte olması gerekiyor” dedi.
‘Düşük Karbon Yetmez, Artık Sıfır Karbon Zamanı!’ ve ‘Türkiye’nin Sıfır Karbon Şehirler Taahhüdü’ oturumlarında söz alan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Orhan Demir ise şunları söyledi: “Türkiye’nin ve Avrupa’nın en yüksek nüfuslu kenti olan ve ulusal ölçekte sera gazı emisyonlarında en büyük payı bulunan İstanbul’a ve dolayısıyla belediyemize düşen sorumluluğun bilinciyle planlamalarımıza başladık. Geçtiğimiz ay Kopenhag’da düzenlenen C40 Belediye Başkanları Zirvesi’ne katılım sağladık ve C40 Deadline 2020 Programı’nı imzalayarak 2050’de sıfır karbon bir kent olmayı taahhüt ettik. Biliyoruz ki, iklim değişikliği ile mücadele konusunda atılacak adımlar, belediyelerin bir kere planlayıp uygulayacağı bir yapıda değildir. Aksine, uyum ve azaltıma yönelik eylemler belediye hizmetlerinin bütünleşik bir parçası olup süreklilik göstermelidir. Bu nedenle sürekli olarak planlarımızı ve çalışmalarımızı geliştirmeli, sonuçlarını değerlendirmeli ve edindiğimiz deneyimle yeni eylemler planlamalıyız.”
2013’TEN GÜNÜMÜZE KENT YÖNETİCİLERİNE DESTEK
WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler 2013’ten günümüze her yıl Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu’nu düzenliyor. Bu sempozyumun amacı hem Türkiye’de hem dünyada başarılı projeleri paylaşmak, uygulanabilir çözümler sunmak ve kent yöneticilerinin ‘herkes için yaşanabilir şehirler’ yaklaşımıyla projelerini geliştirmelerine katkı sağlamak.
Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu; Danimarka İstanbul Başkonsolosluğu, Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu, İstanbul Teknik Üniversitesi Istanbul-ON Urban Mobility Lab, Marmara Belediyeler Birliği, UNSDSN Türkiye (Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı) ve SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin stratejik ortaklığında hayata geçirildi.
‘Yaşanabilir Şehirler Sempozyumu’ Hakkında Daha Fazla Bilgi İçin: www.yasanabilirsehirler.org adresini ziyaret edebilirsiniz.