WWF-Türkiye, kurumları ve okulları doğa dostu tercihler yapmaya teşvik etmek amacıyla yürüttüğü Yeşil Diploma programları kapsamında, Yeşil Ofis 2019 Üyeler Buluşması’nı İstanbul’da düzenledi. Toplantıda doğanın karşı karşıya olduğu sorunlar masaya yatırılırken şirket temsilcileri Yeşil Ofis deneyimlerini aktardı.
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) tarafından şirketlerin ve okulların ekolojik ayak izlerini azaltmak hedefiyle yürütülen, Yeşil Ofis ve Yeşil Nesil Okul çalışmalarını kapsayan Yeşil Diploma Programları’nın Yeşil Ofis 2019 Üyeler Buluşması, İstanbul’da Allianz Tower’da yapıldı. WWF-Türkiye Kurumsal İşbirlikleri ve Kaynak Geliştirme Müdürü Dr. Neyran Akyıldız’ın moderatörlüğünde
gerçekleşen toplantıda doğanın içinde bulunduğu sorunlar vurgulanırken, kurumsal temsilciler de şirketlerinde edindikleri deneyimlerini ve uygulamaları aktardılar.
Hem Doğayı Korumak Hem de Kalkınmak Mümkün!
WWF Türkiye’yi temsilen bir konuşma yapan Doğa Koruma Direktörü Dr. Sedat Kalem, şunları ifade etti: “İnsanın dünya üzerindeki ekolojik ayak izi hızla büyürken atmosferdeki CO2 miktarı 415 ppm’i aşarak bugüne kadar görülmemiş bir seviyeye ulaştı. 450 ppm’lik sınır değeri geçmemize ise kısa bir süre kaldı. Bu da köylü için tarımda daha fazla verim kaybı, kentli için daha fazla doğal afet demek. İstanbul’da 2017 yılında gerçekleşen 20 dakikalık dolu yağışının verdiği zarar 225 milyon dolar oldu. Son 50 yıl içinde canlı popülasyonları %60 oranında azaldı. Küresel limit aşım günü dünyada 1 Ağustos’ta, Türkiye’de 11 Temmuz’da gerçekleşti. Yani, Türkiye’nin payına düşen doğal kaynakları, 7’inci ayın ortasına gelmeden tüketmiş bulunuyoruz. İklim değişikliğini önleme, doğayı koruma ve sürdürülebilir bir yaşamı gerçekleştirme konusunda bugüne kadar gösterdiğimiz çabalar ne yazık ki yetersiz kaldı.
Sedat Kalem sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu tablo karşısında, WWF olarak tüm dünyaya ‘Doğa ve İnsanlık için Yeni Bir Başlangıç’ çağrısı yapıyoruz. Dünyanın sürdürülebilir geleceği için her zamankinden daha samimi, daha işbirlikçi, daha etkin çaba gösterme çağrısı. Artık, hep birlikte, daha önce yapamadıklarımızı yapmak, daha büyük ve cesur adımlar atmak zorundayız. Bu adımları atarken, hem doğamızı korumak hem istihdam sağlamak, ve kalkınmak mümkün. Çünkü doğayı korumak, kaynaklar üzerindeki baskıyı azaltmak dolayısıyla tasarruf etmek demek. Yeşil Ofis Programı’na katılarak ilk adımı atan değerli dostlarımızı kutluyoruz ve iş yapış şekillerinde yapacakları iyileştirmelerin de bunu izlemesini diliyoruz.”
Toplantıda Bankalararası Kart Merkezi’nden İnsan Kaynakları Uzmanı Melis Bingöl, Vodafone Türkiye’den Kurumsal İlişkiler Uzmanı Emre Atalar, Securitas’tan İdari İşler, Lojistik ve Satın Alma Koordinatörü Uluç Kayhan ve Betek Boya’dan Çevre ve Endüstriyel Güvenlik Uzmanı Gizem Teke deneyimlerini aktardılar.
Yeşil Diploma Programları
İnsanlığın üretim yöntemleri ve tüketim alışkanlıkları gezegenin geleceğini tehdit etmeye devam ediyor. Bugünkü iklim ve çevre politikaları devam ederse 2030’da insanlığın ihtiyaçlarını karşılamak için iki gezegene ihtiyaç duyulacak. Bu yüzden dünya genelinde ve tüm sektörlerde acilen cesur adımların atılması gerekiyor. Yeşil Diploma Programları (Yeşil Ofis ve Yeşil Nesil Okul) kurumları doğa dostu tercihler yapmaya teşvik ederek ofislerin ve okulların ekolojik ayak izlerini azaltmayı hedefliyor ve enerji tüketiminden su tüketimine, atık yönetiminden satın alma süreçlerine kadar çok önemli başlıklarda yol haritası çizilmesine katkı sağlıyor.
Yeşil Ofis programı, ofis uygulamalarıyla ekolojik ayak izini azaltmanın yanında, kurum personeline de bu yaklaşımı benimsetmeyi ve çarpan etkisini artırarak bu aksiyonları evlerine de taşımalarını amaçlıyor. Bu amaçla, programa dâhil olan her kurumda doğa bilincinin artmasını hedefleyen ve tüm personelin katıldığı bilgilendirme sunumları gerçekleştiriliyor. 2011 yılından günümüze yürütülen program, Türkiye genelinde 80 ofisi ve 12 binin üzerinde çalışanı kapsıyor.