Ülkemiz ve tüm dünyanın Covid-19 pandemisi ile mücadele ettiği bu dönem, doğaya sahip çıkmanın bir öncelik olması gerektiğini açıkça ortaya koydu. Salgın ve ekolojik felaketleri önlemek, insanın habitat üstündeki yıkıcı etkilerini azaltması için gerekli adımlar atmasıyla mümkündür.
Türkiye’nin mevcut çevre karnesi ise maalesef çok zayıf durumdadır. Yale ve Columbia Üniversiteleri’nin hazırladığı Dünya Çevresel Performans Endeksi’ne göre, Türkiye genel çevre performansında 180 ülke arasında 99’uncu sıradadır. Bu sene Birleşmiş Milletlerin Dünya Çevre Günü’nün 2020 teması olarak belirlediği biyoçeşitlilik alanında ise durumumuz daha da endişe vericidir. Türkiye, biyoçeşitliliğini ve habitatı korumada, 180 ülke arasında 175’inci sıradadır.
Gelecek nesillere yaşanabilir bir Türkiye bırakmak, ülkemizi kendine yakışır bir çevre performansı seviyesine ulaştırmak için DEVA Partisi olarak doğal yaşam alanlarını koruyarak biyoçeşitlilik kaybını önleyeceğiz. Mevcut korunan kara ve deniz alanlarımız egemenlik alanlarımızın sadece % 9’unu oluşturmaktadır. Bu oran OECD ülkelerinin korunan alanlarının ortalamasının – karada % 15.6 ve denizde % 24.8 – çok altındadır. Korunan kara ve deniz alanlarını genişleteceğiz. Bu hedef doğrultusunda, bölgesel olarak biyoçeşitliliğimizin envanterini titizlikle çıkaracağız. Endemik türler başta olmak üzere, nesli tükenmekte olan bitki ve hayvan türlerini koruma altına alacağız.
Ülkemizin doğa zenginlikleri, ekoturizm için büyük bir şanstır. Ekoturizm için bölgeler belirleyip, bölge halklarını ve turizm profesyonellerini doğal ve kültürel zenginliklerimizi koruma konusunda bilinçlendirmek için eğitimler vereceğiz. Ekoturizmi yerel halkımız için sürdürülebilir bir gelir kaynağı haline getireceğiz.
Hava kirliliği’ne sebep olan kömür, doğalgaz gibi fosil yakıtlara dayalı kahverengi ekonomiden, temiz enerjiye dayalı yeşil ekonomiye geçiş planı hazırlayacağız. Temiz enerji potansiyelimizi en üst seviyeye çıkaracağız. Temiz enerjide kurulu gücümüzü arttırarak, yerli ekipman yüzdesindeki gerekliliği yükselterek ve ekipmanlar için yeni fabrikalar kurarak iş fırsatı yaratacağız.
Atıklarımızı öncelikle kaynağında azaltmayı hedefleyeceğiz. Atıkların geri dönüşümü, tekrar kullanımı ve enerjiye dönüştürülerek ekonomiye kazanılmasını teşvik edeceğiz. Evsel ve sanayi atık suları için ortak atık su arıtma tesisleri yapacağız. Arıtılan suları sulamada kullanmaya teşvik edeceğiz. Atık ithalatına şeffaflık ve denetim mekanizmaları getireceğiz. Halkımız, ülkemize giren atıkların ne kadarının geri dönüştürüldüğünü öğrenebilecek.
Gıda güvenliği önceliği ile hareket ederek, tarım alanlarımızın rant uğruna heba edilmesine izin vermeyeceğiz. Tarımda çevre dostu teknolojilere yatırım yapacağız. Yerel gıda tüketimini destekleyerek ithal gıdadan kaynaklı karbon ayak izini azaltacağız.
Ülkemizin yer aldığı Akdeniz Havzası, iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgeler arasındadır. İklim değişikliğinin ülkemizdeki coğrafi ve ekonomik tüm etkilerini araştırıp, önlemler alacağız.
Biz, toplumumuzun çevre konusunda bilinçli, çevre politikaları talep eden ve çevre duyarlılığı ile hareket eden bir toplum olmasını arzuluyoruz. Bu nedenle, okul öncesi eğitimden başlayarak, bireylere pratik alışkanlıklar oluşturmayı hedefleyen, güçlü bir çevre eğitimi bilinci vereceğiz.
Çevre politikalarımızı, projelerimizi oluştururken, sivil toplum örgütlerini ve meslek odalarını sürece dahil edeceğiz. Farkındalık kampanyalarıyla halkımızın bilinçlenmesini ve bilgiye erişimini sağlayacağız.
Şeffaflık, katılımcılık ve sorumluluk ilkeleri çevre politikalarımızın temel ilkeleri olacaktır.
İnsanımızın sağlığını korumak ve yaşanabilir alanlar oluşturmak doğayı korumakla mümkündür. Sürdürülebilir kalkınmayı ancak çevreye yatırımla sağlayabiliriz. Biz, Birleşmiş Milletler’in 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini gerçekleştirmek için kararlıyız. Çevre politikalarına yatırım inanç ve siyasi irade işidir. Biz DEVA Partisi olarak bu inanç ve iradeye sahibiz…
Sağlıkla kalın, evde kalın.
En iyi dileklerimizle,
Demokrasi ve Atılım Partisi
İletişim Merkezi