(Turkish) Türkiye Enerjide Müsrif…

Sorry, this entry is only available in Turkish. For the sake of viewer convenience, the content is shown below in the alternative language. You may click the link to switch the active language.

“Türkiye ENERJİ ile Şahlanacak” yazı dizisinin bu bölümünde enerji uzmanı Turhan Çoban, rüzgar enerjisinin geleceğini Süheyla Yılmaz’a anlattı; enerji tasarrufuna dikkat çeken Çoban, “Türkiye müsrif bir ülke” vurgusunda bulundu.

Güneş enerjisinin atmosfer üzerindeki yerel sıcaklık ve basınç farklılıkları oluşturmasından dolayı oluşan, ismine rüzgar dediğimiz, hava akımlarının kinetik enerjisini elektrik enerjisine çeviren sistemler” diye özetliği rüzgar enerjisi ile ilgili “Göreceli olarak temiz bir enerji kaynağı olduğunu söyleyebiliriz. Rüzgar enerjisi, hidrolik enerjiyle birlikte insanlığın ilk yararlandığı enerji türlerinden. İlk çağlardan beri gemileri yürütmek, su pompalamak ve tahıl öğütme işlerinde rüzgar enerjisi kullanılıyor. Günümüzde temel olarak su pompalama ve elektrik enerjisi kaynağı olarak kullanılıyor olsa da ancak gelecekte rüzgar enerjisi temelli, robotik kontrollü gemilerin yük taşımacılığında önem kazanacağı düşünülüyor.” bilgisini verdi.

Gelecekteki enerji projelerine çeşitli enerji kaynaklarının, optimum şekilde bir arada kullanılması şeklinde yaklaşılması gerektiğini savunan Çoban; “Tek bir enerji  kaynağına dayanan projeler yerine çeşitli kaynakları bir arada  kullanabilirsek çok daha etkin bir verim elde edebiliriz. Örneğin güneş  enerjisini klasik bir santralın ilk ısıtmasında kullandığımızda toplam  enerji kullanım yüzdelerimiz, güneş enerjisinden direk termal elektrik  enerjisi elde etme sistemlerine göre çok daha verimli olacaktır. Aynı  şekilde gelecekte rüzgar çiftlikleri de güneş enerjili pv sistemleriyle  entegre olabilir.” dedi.

-Türkiye müsrif bir ülke

Enerji konusundaki çok önemli diğer bir noktanın ise enerji tasarrufu olduğunu söyleyen Çoban; “Türkiye bu konuda müsrif bir ülkedir, enerji kullanım verimimiz çok düşüktür. Eğer enerjiyi daha iyi verimlerle  kullanabilirsek oldukça önemli enerji tasarrufu yapabiliriz. Binaların  yalıtılması fabrikalarda kullanılan kazanların baca sıcaklıklarının  aşağı çekilmesi gibi enerji harcamasını azaltacak bir çok önlem  mevcuttur.” açıklamasında bulundu.

-Rüzgarın artıları, eksileri…

Rüzgar enerjisinin en önemli artısının diğer yenilenebilir enerji kaynakları arasında maliyet açısından en iyi konumda bulunması olduğunu belirten Çoban; “Bu konumunu özellikle kuzey avrupa ülkelerinin son yıllada yaptıkları araştırma ve geliştirme çalışmalarıyla oluşan yeni teknolojilerle maliyet azalmasına borçluyuz. Bu programlar sonucu günümüzde çok daha büyük rüzgar türbinleri yapılabildiğinden birim enerji başına maliyetler düştü. Aynı zamanda göreceli sağlam, hafif kompozit polimer yapıların gelişmesi de bu süreçte etkili olmuştur. Güneş enerjisi maliyetleri de zaman içinde düşmesine ragmen, çok daha uzun sürede pratik bir enerji kaynağı durumuna gelecektir.” dedi.

Çoban eksi olarak gördüğü noktaları ise “Fakat maalesef çevresel olarak gürültü kirliliği ve çarpan kuşları öldürebilme potansiyelleri mevcut. Sera gazları oluşturmadığından ise kirlilik etkisi bulunmamakta.” diye özetledi.   -En çevreci Avrupa…

Küresel rüzgar enerjisi kullanımı şu anda 193615 MW olduğunu belirten Çoban; “Bunun 2386 MW’ı Avustralya’da, 58249 ME’ı Asya’da, 85983 MW’ı Avrupa’da, 906 MW’I Afrikada, 44188 MW’ı Kuzey Amerikada ve 1903 MW’I Güney Amerikada yer almaktadır. Ülke bazında ise Çin 44733 MW, ABD 40180 MW, Almanya 27251 MW ve İspanya 20676 MW kapasiteye sahiptir.” bilgisini verdi.

 

-Türkiye’nin rüzgar enerjisi potansiyeli…

“Türkiyedeki Kasım 2011 yılı kurulu gücü 1645.2 MW, 2010 yılı kurulu gücü 1265 M, 2009 yılı kurulu gücü 801 MW’dır.” diyen Çoban; “2015 yılı hedefi 10000 MW olarak belirlenmiş, nihai hedefin ise 20000MW civarında olması beklenmektedir. Şu anda türkiyenin elektrik üretimi 40000 MW civarındadır.” açıklamasında bulundu.

Dünya rüzgar enerjisi derneği başkan yardımcısı Tanay Sıtkı Uyar’ın bildirimine göre Türkiye’nin 100000 MW’lık rüzgar enerjisi potansiyelinin olduğunu söyleyen Çoban; “Diğer kaynaklarda 160000 MW Brüt potansiyel, 48000 MWteknik potansiyel ve 20000 MW ekonomik potansiyel bildirilmiştir. Temel olarak rüzgar santralları Bozcaada, Çanakkale, ve İzmir Çeşme bölgelerinde yer almaktadır. Ege denizinin 10 m yükseklikte yapılan ölçümlerle rüzgar hızının 7-8 m/s olduğu görülmektedir. Bununla beraber Karadeniz’le de birlikte tüm kıyı bölgerimizin denizler de dahil olmak üzere uygun olabileceği söylenebilir. ” bilgisini verdi.

-Rüzgar enerjisinin ülke ekonomisine katkısı

Çoban; ülkemizde enerjinin temel olarak dışarıdan ithal edildiğini ve karşılığının da döviz olarak ödendiğini belirterek “Rüzgar enerjisi “yerli” bir enerji kaynağı olduğundan burada elde edilen enerji daha az enerji ithali anlamına gelmektedir. Şu andaki kapasite üzerinden bakılacak olursak 1645.2 MW kapasite üzerinden yapılacak hesap yılda 1,239,427 ton petrol eşdeğeri yapar ki bu da yılda 1.43 milyar TL’lik bir döviz çıktısına eşdeğerdir, tabi ki kurulum içn genelde dışa bağımlı olduğumuz ve ilk kurulumda dış ülkelere döviz aktardığımızı da hesaplamak gerekir.” dedi.    

-Ar-Ge’nin önemi…

Çoban; rüzgar enerjisinin daha çok kullanılabilmesi içinse “Yenilenebilir enerji kaynaklarının gelişmesinde devlet kolaylıklar sağlayarak destek olabilir, aynı zamanda bu tür sistemlerin ülkemizde üretilmesi için araştırma ve geliştirmeye yapılacak destek de satın alma için harcanacak dövizin ülkemize kazandırılmasında büyük destek sağlayacaktır.” youmunda bulundu.

-Rüzgar türbininin maliyeti…

Amerika fiyatlarıyla tipik bir evin aylık harcaması olan 1000 kW’I verecek bir türbinin maliyetinin 60,000 ile 80,000 dolar arasında değiştiğini bildiren Çoban; “2007 fiyatlarıyla ticari 2 MW bir türbinin fiyatı yaklaşık 3.5 milyon dolardır. Şu andaki üreteceği enerjinin petrol eşdeğerini (şu andaki petrol fiyatı varili 94.16 dolar olarak alındığında) yılda 891,676 dolar yapar, buna minimum yıllık 200,000 dolar civarında olacak işletme maliyetlerini de düşecek olursak 691,676 dolar elde ederiz ki bu 5 senelik bir geri ödeme dönemi demektir. Bu şekliyle bir çok yatırımcımız için (hala) cazip olmayabilir, ancak devlet sübvansiyonu bu fiyatları geri çekebilir.” dedi.

İsteyen herkesin küçük türbinlere sahip olmasının mümkün olduğunu belirten Çoban; ancak ticari sistemler  yani rüzgar çiftlikleri kurmak için ise devletten lisans (izin) almak  gerektiğini hatırlattı.

-Faz kirliliği kalmayacak…

Rüzgar enerjisinde ilk önemli sorunun faz kirliliği olduğunu söyleyen Çoban; “İlk türbinler alternatif enerji ürettiklerinden ve bu enerjinin hızı rüzgar hızına (türbinin dönme hızına)  bağlı olduğundan elektrik gridinde bir faz kirliliğine yol açıyor, bu da toplam kapasite içindeki yerini sınırlıyordu. Ancak modern türbinler doğru akım elde eden ve bu doğru akımı çevirici elektronik sistemlerle alternatif akıma çeviren sistemler olduğundan gelecekte bu problemle karşılaşılmayacak. Gürültü kirliliği mevcuttur, ancak bunun seviyesi araştırma ve geliştirme ile aşağı çekilebilir.” açıklamsında bulundu.

Kaynak: BloomBerght

enerji gündemiEnerji Tasarrufuenerji verimliliğirüzgarRüzgar Enerjisiverimli enerji
Yorumlar (0)
Yorum Ekle