Dünya Enerji İstatistikleri’ne göre, rüzgar ve güneş enerjisi kullanımındaki rekor artışa rağmen, fosil yakıt tüketimi tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Kearney Türkiye Direktörü Onur Okutur, “İklim değişikliği ile mücadelede Net Sıfır 2053 hedefi ile üzerine düşen rolü yerine getiren Türkiye, dünyanın aksine daha kararlı adım atıyor. Dünya genelinde tüm fosil yakıtların birincil enerjideki payı yüzde 1,5 ve kömür tüketimi de yüzde 1,6 artarken, Türkiye’de, doğal gaz tüketimi yüzde 5,5 kömür tüketimi ise yüzde 6,3 azaldı. Bununla birlikte Türkiye’nin hidro dışı yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretiminin toplamdaki payı, yüzde 22.6’ya yükselerek, küresel ortalama olan yüzde 15.8’in üzerine çıktı.’’ dedi.
Kearney’in, Enerji Enstitüsü ve diğer partnerlerin iş birliği ile hazırladığı Dünya Enerji İstatistikleri İncelemesi 2023 Raporu yayınlandı. 1952 yılından bu yana hazırlanan ve bu yıl 73’üncüsü yayınlanan rapor, dünya enerji piyasasındaki gelişmeleri analiz ediyor.
Dünya Enerji İstatistikleri İncelemesi Raporu’na göre, 2023 üretim ve tüketimde rekorların kırıldığı bir yıl oldu. Enerji piyasasında talep pandemi öncesine, yani 2019’daki seviyesine dönerken, tedarik zincirlerindeki sorunlar azaldı.
Gaz Talebi Sabit, Petrolde Üretim Rekoru
2023 yılında doğalgaz talebi yerinde sayarken, ham petrol üretimi tarihinde ilk kez 100 milyon varil seviyesini aştı, kömüre ilgi de devam etti. Yenilenebilir enerji tüketimi toplam birincil enerji tüketiminden 6 kat daha hızlı büyüdü. Elektrik talebi ise toplam birincil enerji tüketiminden yüzde 25 daha hızlı arttı.
Rapor, dünyadaki toplam birincil enerji tüketimine ilişkin durumu da ortaya koyuyor. Buna göre birincil enerji tüketimi yüzde 2 artarken, yenilenebilir enerjinin toplam içindeki payı yüzde 0,4’lük artışla yüzde 14,6’ya yükseldi.
Dünya Enerji İstatistikleri İncelemesi 2023 Raporu’nda, enerji alanındaki gelişmelerin iklim değişikliğine yol açan karbon emisyonuna yansımaları da yer alıyor. Buna göre enerji alanında kırılan pek çok rekorun yanı sıra, 2023 yılı karbon salımında da yeni bir rekor yılı olarak kayıtlara geçti. 2023 yılı karbon salımına ilişkin bazı veriler şöyle:
– Endüstriyel enerji kullanımından kaynaklanan sera gazı emisyonları yüzde 2,1 artışla 2022’de belirlenen rekor seviyeyi aştı.
– Enerjinin doğrudan kullanımından kaynaklanan emisyonlar ilk kez 35 GtCO2 e’yi de aşarak 40 GtCO2 e seviyesinin üzerine çıktı.
– Metan ve endüstriyel süreçlerden kaynaklanan emisyonlarla birlikte termik kaynaklı karbondioksit emisyonları yüzde 7 yükseldi.
Elektrik Üretiminde Kömür Hala İlk Sırada
Rapora göre küresel elektrik üretimi 2023’te yüzde 2,5 artışla 29.925 TWh ile yeni bir rekora imza attı. Elektrik üretimine kaynaklar bazında bakıldığında en büyük payın yüzde 35 ile kömüre ait olduğu kaydedildi. Doğalgazın elektrik üretimindeki payı ise yüzde 23 oldu. Yenilenebilir kaynakların payı yüzde 30’a ulaşırken, nükleer ise yüzde 9 ile kendi payını korudu. Petrol ve petrol türevlerinden elde edilen elektriğin toplam içindeki payı ise yüzde 2’de kaldı.
Güneş ve Rüzgârda Kesintisiz Büyüme
Dünyada güneş ve rüzgâr enerjisi kapasitesindeki hızlı artış 2023 yılında da devam etti. Bir yılda devreye giren güneş enerji santrali (GES) ve rüzgâr enerji santrali (RES) kapasitesi 462 gigavat (GW) oldu. Böylelikle bir yılda devreye giren toplam kapasitede yeni bir rekor daha kırılmış oldu. Yeni eklenen kapasitenin yüzde 75’i (346 GW) güneş enerjisinden oluşurken, kapasite artışında en büyük pay Çin’den geldi.
Enerji Açlığı ve Paris Hedeflerinde Gecikme
Kearney Ortağı ve Enerji Dönüşüm Enstitüsü Direktörü Dr. Romain Debarre, küresel sıcaklıkların ortalama 1,5°C’ye yakın artmasıyla 2023’ün en sıcak yıl olarak kayıtlara geçtiğini vurguladı. Raporla iklim değişikliği ve jeopolitik bozulmanın enerji piyasaları ve destekledikleri ekonomiler üzerindeki etkilerinin de ortaya koyulduğunu ifade eden Debarre “Fosil yakıtların rekor düzeyde tüketildiği ve enerjiden kaynaklanan rekor düzeyde emisyonların yaşandığı buna karşılık giderek daha rekabetçi hale gelen rüzgâr ve güneş enerjisinin de etkisiyle yenilenebilir enerji kaynaklarının rekor düzeyde üretildiği enerji açlığı çeken dünya ile karşı karşıyayız” dedi.
Karar Vericilere Destek Umudu
2023’ün fosil yakıt tüketimi ve enerji emisyonları açısından da bir rekor yılı olduğunu kaydeden Debarre, “Paris İklim Zirvesi hedefleriyle gerçek bir kopukluk görüyoruz ve geçişin ilerlemesi çok yavaş. Bu raporun, dünya genelindeki hükümetlerin, dünya liderlerinin ve analistlerin, önlerindeki zorluk konusunda net görüşlü olmalarına ve dünya genelinde temiz enerjinin kullanımını teşvik etme ve etkinleştirme konusunda öncülük etmeye hazır olmalarına yardımcı olmasını umuyoruz” diye konuştu.
Türkiye Emin Adımlarla İlerliyor
Kearney Türkiye Direktörü Onur Okutur, dünya ortalamasının üzerinde bir hızla büyüyen Türkiye’nin, enerji denklemindeki etkin aktörlerden biri haline geldiğini ifade etti. Okutur, “Türkiye artan enerji ihtiyacına rağmen Net Sıfır 2053 hedefi ile iklim değişikliğiyle mücadelede de aktif rol üstleniyor. Türkiye elektrik üretim kapasitesini arttırırken, ağırlıklı olarak yenilenebilir kaynaklardan faydalanıyor.’’ dedi.
Onur Okutur, yeşil enerji kullanımı her geçen gün artsa da tüm dünyada fosil yakıtların toplam enerji tüketimi içinde ciddi paya sahip olmayı sürdürdüğünü hatırlattı. Okutur, “ Türkiye ise burada dünyanın tersine çok ciddi adımalar atıyor. Küresel ısınma ve hava kirliliği ile mücadelede kömürden uzaklaşmak kritik önem taşıyor. Bu konuda da Türkiye net bir tavır sergiliyor. Dünya genelinde tüm fosil yakıtların birincil enerjideki payı yüzde 1,5 ve kömür tüketimi de yüzde 1,6 artarken, Türkiye’de, doğal gaz tüketimi yüzde 5,5 kömür tüketimi ise yüzde 6,3 azaldı. Bununla birlikte, Türkiye’nin hidro dışı yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretiminin toplamdaki payı yüzde 22.6’ya yükselerek, küresel ortalama olan yüzde 15.8‘in üzerine çıktı.’’ diye konuştu.
Dünya Enerji İstatistikleri İncelemesi 2023 Raporu’nun dünya genelindeki sektör karar vericilerine ve analistlere, net sıfıra giden yolda olumlu eylemlerin geliştirilmesine yardımcı olacak veriler sağladığını belirten Okutur, raporda daha öncekilerden farkı olarak ilk kez şu verilere de yer verildiğini açıkladı:
– Enerji dönüşümünün anahtarlarından biri olan hidrojen için yeşil ve mavi hidrojen üretim kapasiteleri
– Karbon yakalama, depolama projelerinin kapasiteleri
– Karbon fiyatlarındaki değişimleri
– Şebeke tipi elektrik depolama sistemlerinin kapasiteleri
– Özellikle güneş paneli ve batarya üretimi için kritik minerallerin üretim hacimleri ve fiyatları