(Turkish) Türkiye, Yenilenebilir Enerji’ye Daha Etkin Bir Biçimde Yönelmelidir!

Sorry, this entry is only available in Turkish. For the sake of viewer convenience, the content is shown below in the alternative language. You may click the link to switch the active language.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından 70’ten fazla şirketin katıldığı bir saha araştırması aracılığıyla firmaların enerji yatırım kararlarında incelemeler yapıldı.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) 70’ten fazla şirketin katıldığı bir saha araştırması aracılığıyla firmaların enerji yatırım kararlarını inceledi. Araştırmada Türkiye’deki mevcut teşvik mekanizmalarının ve finansal piyasalardaki küresel gelişmelerin enerji üretimi alanında yatırımı bulunan şirketler tarafından nasıl algılandığı ve yatırımcıların geleceğe ilişkin öngörülerinin neler olduğu sorularına yanıt arandı.

Yapısal olarak yüksek cari açık vererek büyüyebilen Türkiye’nin en önemli ithalat kalemlerinin başında enerji sektörü geliyor. Çalışma, Türkiye’nin cari açık kaynaklı ekonomik kırılganlığına mücadele edebilmesi için yenilebilir enerji kaynaklarına daha etkin bir biçimde yönelmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.

Yenilebilir enerji alanında özellikle güneş enerjisi, Türkiye ekonomisi için önemli fırsatlar sunuyor. Avrupa’nın en yüksek güneş enerjisi potansiyeline sahip ülkelerinden biri olan Türkiye, bu potansiyelinin sadece çok düşük bir oranını üretime yönlendirilebiliyor. Türkiye ile benzer güneşlenme süresine sahip Yunanistan’ın toplam güneş enerjisi kurulu gücü 2.606 MWe iken, Türkiye’deki kurulu güç Ağustos 2016 itibariyle 506 MWe düzeyine ulaşmış durumda. Güneş enerjisi kurulu gücü Yunanistan’ın 5’de biri olan Türkiye’nin, yenilebilir enerji potansiyelini değerlendirebilmesi için kamuya önemli görevler düşmektedir.

Uzun vadeli ve yol gösterici politikalara ihtiyaç var!

Saha araştırması, şirketlerin daha fazla yatırım yapmak için öncelikli olarak, kamu teşvikleri ve politikalarına ilişkin daha öngörülebilir bir yatırım ortamına ihtiyaç duyduklarını ortaya koymaktadır.

Kısa vadeli ve sık sık değişikliğe uğrayan politikalar ve özellikle kamu desteği alanındaki belirsizlikler, yatırımların geri dönme süresini belirsiz hale getirerek, özellikle küçük ölçekli firmaların yenilebilir enerji alanında yatırım yapmaktan uzaklaştırılmaktadır.

TEPAV Makroekonomi Çalışmaları Program Direktörü Bengisu Özenç “Enerji alanında yatırımı olan firmalar ile yüz yüze yaptığımız görüşmeler, yenilebilir enerji potansiyelinin harekete geçebilmesi için kamuya önemli görev düştüğünü ortaya koyuyor. Türkiye’nin cari açıkla daha etkin bir biçimde mücadele edebilmesi için, kamunun enerji politikaları arasında yenilenebilir enerjinin güçlü ve değişmez bir şekilde yer alması gerekmektedir.” dedi.

Araştırmada aynı zamanda, maliyetlerin Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyelini gerçekleştirmesinin önündeki önemli engellerden biri olarak durmadığını da ortaya konuyor. Kömüre ve diğer fosil yakıtlara göre daha düşük maliyetli olan yenilenebilir enerji ile yapısal ve bürokratik sorunlar çözmesinin kısa vadede Türkiye’nin enerji alanında atılım yapabileceği de göstermektedir.

Kömür yatırımları için finansman ikilemi

Enerjide ithalat bağımlılığına karşı, kömür ağırlıklı yerli kaynaklara yönelim politikası uygulanıyor. Ancak şirketler, yatırımlarda kısa-orta vadede özellikle kömür ve doğal gaz yatırımlarında finansal zorluk bekliyorlar. Katılımcıların yüzde 75’i kömür, yüzde 71.4’ü ise doğal gaz yatırımlarında finansal zorlukla karşılaşacaklarını düşünüyor. Kömür konusundaki bu kötümserlik, yenilebilir enerji konusunda yerini iyimserliğe bırakıyor. Özellikle orta büyük ölçekli yatırımcılar, yüzde 53 oranında yenilebilir enerji finansmanı konusunda geleceğe daha umutlu bakmaktadırlar.

2012 yılından beri Türkiye’de 14 GW’lık kömürlü santral projesi ertelendi ya da tamamen iptal oldu. Sürdürülebilir kalkınma alanındaki küresel gelişmeler ve Paris Anlaşması sürecinde atılması gereken adımları da göz önünde bulundurduğumuzda, kömür yatırımlarının üzerindeki baskının giderek artacağı öngörülebilmektedir. Özenç’e göre Türkiye’yi ekonomik açıdan zor bir pozisyona sokmamak için, yerli ve ucuz olan yenilebilir enerji kaynaklarına ağırlık veren bir enerji politikasına ihtiyaç bulunmaktadır.

TEPAV İcra Direktörü Güven Sak konuya ilişkin değerlendirmesinde teknoloji ve inovasyon vurgusu yaptı. Yenilenebilir enerji teknolojilerinin geliştirilmesini, Türkiye’de sanayi dönüşümünü tetikleyebilecek alanlardan biri olarak yorumlayan Sak, yerli teknolojilerin gelişmesine verilecek desteğin, aynı zamanda cari açık sorununa ve orta gelir tuzağını aşmaya da yardımcı olabileceği görüşündedir. Ancak, TEPAV’ın yaptığı saha araştırması, yenilebilir enerji firmalarının teknoloji geliştirme ve yerli makine-ekipman üretimi konularında yeterli seviyede girişimde bulunmadıkları, kamu desteklerinden yararlanmadıkları görülmektedir.

Yenilenebilir enerji, hem sürdürülebilir enerji politikaları, hem cari açık ile mücadele hem de Türkiye’nin içinde bulunduğu orta gelir tuzağından kurtulabilmesi için önemli fırsatlar sunmaktadır. Yatırımcılar, Türkiye’nin ekonomik sorunlarına da cevap olabilecek rüzgar ve güneş enerjisi sektörü için daha etkin ve uzun vadeli bir kamu politikası çerçevesine ihtiyaç duymaktadır.

enerjienerji gündemienerji haberlerienerji piyasasıenerji sektörügüneşGüneş EnerjisirüzgarRüzgar Enerjisiyenilenebilir enerji
Yorumlar (0)
Yorum Ekle