Yenilenebilir enerji kapsamındaki hidroelektrik santrallerin yapılarak mevcut hidrolik potansiyelin değerlendirilmesi ülkemiz açısından büyük önem taşımaktadır. Gerek sanayi de kullanılan elektrik fiyatı olarak Avrupa’da en yüksek ikinci fiyatına sahip olan ülkemizde, ekonomik yapı gereği, sanayinin en önemli giderlerinden biri olan elektrik enerjisini üreten tesislerin artması gerekir. Bu artışta ise hammadde maliyeti olmayan hidroelektrik enerji önemli bir rol oynamaktadır.
Enerji tüketimleri gün içerisinde artma ve azalma göstermektedir. Talepleri karşılayabilme ve gerektiğinde devred
Enerjiye ihtiyacımız olduğu gibi doğayı koruma ihtiyacımızda vardır. HES ler yapılması aynı zaman da bu ırmaklarda yaşayan bütün canlıların yok olması ve ekolojik dengenin bozulması demek. Enerji üretirken yaşadığımız dünyayı yok etmemeliyiz. Bunu bir örnek ile açıklayalım. Hasankeyf bilindiği üzere bütün dünya da kabul görmüş tarihi değerlerimiz arasındadır. Yalnız GAP projeleri kapsamında oda yok olmaya mahkûm bırakılmış. Bölge halkının tepkisine sebep olmuşsa da bu karardan vazgeçilmemiştir.
Bugün her şeyi ile örnek aldığımız ülkeler arasında bulunan ABD resmi törenler ile HES kapatmakta ve nehirleri tekrar restore etmektedir. Bu konu da devletimizin oturup bir daha düşünmesi gerekmektedir. Ülkemizde birçok yenilenebilir enerji kaynağı bulunmaktadır. Bunlar arasında rüzgâr, güneş ve jeotermal gibi had safhada temiz enerji kaynağımızı var. Artık yeterli seviyeye ulaşmış olan HES projeleri doğaya daha fazla zarar vermemesi için denetimlerinin sıklaştırılması ve yeni HES projelerine izin verilmeyip diğer yenilenebilir enerji kaynakların kullanımı için devletimizin gerekli teşvik adımlarını atarak temiz bir dünya için çalışması gerekmektedir.
Yazan: Fatih ÇAÇAN – Enerji Sistemleri Mühendisi / Enerji Gazetesi
Yayıncı: Enerji Gazetesi