Ukrayna, enerji hammaddeleri ihracatçısı bir ülke değil. Tersine, enerji arzında petrolde % 80, kömürde % 50 ve doğal gazda % 30 mertebesinde dışa bağımlı. Enerji jeopolitiğindeki önemi, 2000’lerin ilk yıllarına kadar RF’nun Avrupa’ya ihraç ettiği yıllık 140 milyar m3 gaz, Ukrayna üzerinden geçen transit boru hatları ile taşınıyor olmasından kaynaklanmaktaydı.
Ukrayna’nın, kendi ihtiyaçları için transit boru hatlarından geçen gazı kullandığı ve bir çok defalar bedelini ödemediği için, RF bu durumdan şikayetçiydi. Bu nedenle, Ukrayna’yı devre dışı bırakarak tüketici ülkelere doğudan ulaşan alternatif boru hatlarını, ard arda, Mavi Akım-Türkiye (2003), Yamal- Almanya+ Polonya (2006), Kuzey Akım 1-Almanya 2011, Türkakım –
Ukrayna’yı, enerji jeopolitiğinde önemli kılan diğer unsur ise ülke elektrik enerjisi ihtiyacının yarısından fazlasını, birincil enerji ihtiyacının ise dörtte birini karşılayan; 13 107 MW kurulu güçte, 15 adet nükleer reaktörü içeren 5 nükleer güç santrali. Bu santrallardan biri Çernobil yaşanan santral kazasıyla bilinen ve milyonlarca insanın sağlığına yıkıcı zararlar vermiş olan Çernobil, diğeri ise geçtiğimiz günlerde savaşta hasar gören ve bütün dünyanın, bir sızıntı riski ile karşı karşı kalma riskinden ötürü tedirgin olduğu Zaporijya santrali.
Rusya Federasyonu ise, enerji kaynakları yönünden dünyanın en zengin ülkelerinden biri. Dünya doğal gaz rezervlerinin beşte birine, petrol rezervlerinin 16’da 1’ine sahip. Petrolde dünyanın 3’üncü büyük üreticisi ve ihracatının yüzde 60’ı, OECD üyesi Avrupa ülkelerine yapılıyor. RF’nin Avrupa’nın doğal gaz ithalatında yüzde 41,1, petrolde yüzde %28.9’lik paylarla ön sırada.
Uluslararası Enerji Ajansı, Avrupa’nın RF doğal gazına bağımlığını azaltılması için 10 maddeli bir plan önerdi. Plan, RF ile yeni gaz alım sözleşmesi yapılmaması, başka kaynaklardan yılda 30 milyar m3 gaz ithalatını hedefleyen sözleşmeler yapılması, petrolde olduğu gibi depolama zorunluluğu getirilmesi, rüzgar ve güneş gibi alternatif kaynaklara yönelinmesi, biyoyakıt ve nükleer kaynaklı elektrik üretiminin artırılması, enerji verimliliği uygulamalarının yoğunlaşması vb. uygulamaları zamana bağlı öneriler içeriyor.
Türkiye ise, ithal ettiği gazın yarısına yakını (yüzde 45), petrolün dörtte birini (yüzde 24, taşkömürünün yüzde kırkını RF’ nundan ithal ediyor. Dünyadaki petrol ve gaz fiyat artışları Türkiye’ye de yansıyor.
Dünyanın en büyük nükleer santral kazalarından bir olan Çernobil NGS kazasını yaşamış olan Ukrayna’da , bugün Zaporijya ve diğer nükleer santrallar, savaşta hedef olma riski ile karşı karşıyalar. Zaporijya santral sahasında bulunan bir binanın bombalanması sonucu çıkan yangın, nükleer santralların teknolojilerinden kaynaklanan kaza risklerinin yanı sıra, muhtelif harici saldırıların, çatışmaların, savaşların doğuracağı risklerle de karşı karşıya olduğunu göstermektedir.
Rusya Federasyonu’nun Ukrayna’ya karşı başlattığı savaş ve sonrasındaki gelişmeler, petrol, doğal gaz ve kömür fiyatları nda artışı tetikledi. Mazot ve benzin fiyatlarına sürekli zam yapan devlet yönetimleri ise, elektrik üretiminin yarısını sağlayan doğal gaz ve ithal kömürdeki fiyat artışlarını gerekçe göstererek, önümüzdeki aylarda elektrik ve doğal gaz fiyatlarını bir kez daha artıracaktır. Bu yeni zamlarla yıllık oranı % 60‘a yaklaşan enflasyon, tüm emeği ile geçinenlerin, işsizlerin, emeklilerin yaşamlarını daha da güçleştirecektir.
Oğuz TÜRKYILMAZ – oguz.turkyilmaz@mmo.org.tr
Kaynak: SolSiyaset