CLA Akademi | Enerji Gazetesi

(Turkish) Analiz: Dünya Petrol Rezervlerindeki Gelişim & Değişim…

Kategori : ENERGY AGENDA NEWS, OIL & FUEL SECTOR NEWS - Tarih : 17 December 2014


Sorry, this entry is only available in Turkish. For the sake of viewer convenience, the content is shown below in the alternative language. You may click the link to switch the active language.

2014 Yılı İtibariyle Petrolün Önemi ve Değeri

Dünya üzerindeki ortalama petrol fipetrol-üretim-atbaşı-238328903yatını belirleyen bir sepet sistemi olan 2012 OPEC referans basket fiyatı 105$’dır ve 2012 yılında toplam dünya ham petrol üretimi 72,765,000 varil/gün. Yıllık bazda bakacak olursa dünya üretimi 26,559,225,000 varile denk gelmektedir. Bu üretimin yıllık değeri OPEC basket fiyatı
ile çarptığımız zaman dünya üzerinde 2012 yılında üretilmiş toplam üretimin 2012 yılı değerinin 2,788,718,625,000$ olduğunu görmekteyiz. Bu değer 2012 Dünya GSYH’si olan 71,200 Milyar$’ın (Thomas Pikkety, Kapital in 21st Century 2014)  yaklaşık %3,9’una tekabül etmektedir. Unutulmamalıdır ki bu rakam sadece ham petrol üretiminin karşılaştırmasıdır. Petrol ürünlerinin çıktılarını da bu hesaba katacak olursa bu değer şüphe yok ki katlanacaktır.Petrol yapısı itibariyle farklı hidrokarbonlardan oluşan bir hidrokarbon karışımıdır. Petrol toprak altında bitkisel ve hayvansal mikro organizmaların çeşitli faktörlerin bir araya gelmesi sonucu milyonlarca yıl içerisinde oluşan bir bileşikler dizilimidir. Petrol dünya üzerinde çeşitli bölgelerde çeşitli derinliklerde bulunmaktadır. Petrolü diğer bileşiklerden ayıran temel özellik bugün insanoğlu açısından oluşturduğu değerdir. Bugün petrol insan hayatının o kadar içine girmiştir ki petrol direk ya da dolaylı olarak tüm sanayi kollarında etki sahibidir. Petrol’ün dünya üzerindeki önemi ve etkisini anlamak adına sayısal değerlere bakmak faydalı olacaktır.

Uğruna milyonlarca kişinin can verdiği, yüzlerce yıllık sınırların değiştiği petrolün değerini biraz daha somutlaştırmak adına bir karşılaştırmak yapmak doğru olacaktır. Biraz önce yukarıda hesaplanmış olduğumuz 2,788 Milyar$’lık bu değer Tablo 1’de gözüken tüm firmaların piyasa değerinin üstündedir. Başka bir deyişle 2012 yılında dünya petrol üretimi tek bir şahıs, kurum ya da ülkenin elinde olsa ve petrol çıkarma maliyeti olmasaydı sadece 1 yıl içerisinde Apple, Google, Microsoft, GE, Samsung, HSBC, Facebook, P&G, Siemens, Toyota, Coca-cola, Volkswagen, PepciCo ve Unilever’i kâğıt üstünde satın alabilecek miktarda gelir elde etmiş olurdu.

2013 Yılı İtibariyle Dünya Petrol Rezervlerinin Tarihsel Gelişimi

Petrol rezervlerine bakacak olursak kendi içlerinde de ayrıldığı görmek mümkün. British Petrol verilerine göre, dünya üzerindeki kanıtlanmış ham petrol kaynakları başka bir rezervuar bulunmaması halinde ortalama 41 yıl sonra tükenecek. Dünyanın en büyük endüstri olan enerji ve bir alt kümesi olarak petrol yüksek karlılık oranı sebebiyle teknolojik gelişmelerin sık yaşandığı ve bu nedenle geliştirilen yeni teknolojiler sayesinde yeni rezervlerin bulunması, verimsiz gözüken rezervlerin verimli hale gelmesi gibi birçok oyun değiştirici gelişmeye açıktır. Bunlara birkaç örnek vermek gerekirse, ayrıntılarına ilerleyen sayfalarda değineceğimiz off-shore drilling, Kanada Petrol kumlarının kullanımı, Venezüella Orinoco’su kullanımı ve Hidrolik kırma teknolojisi ile ulaşılan kaya gaz-petrolünü örnek gösterebiliriz.

Dünya’da ABD dışındaki ülkelerin paylaştığı veriler doğrultusunda en sağlıklı olarak 1960 sonrası için bulunmaktadır. 1960 sonrasını temel olarak 3 bölümde incelemek doğru olacaktır.

İlk dönem 1974 petrol krizine kadar ki dönemdir. 1960-1974 arasında yani Petrol krizine kadar Orta Doğu’nun kanıtlanan Petrol rezervinin sürekli arttığını fakat Kuzey Afrika’daki keşiflerin dışında dünyanın geri kalanının sabit kaldığını görmekteyiz. Fakat 1974 sonrasında Latin Amerika ile birlikte Orta Doğunun tekrar büyük bir sıçrayış yaptığını görmekteyiz. 1973 yılında Arap-İsrail Savaşının etkisiyle ortaya çıkan, ilk petrol krizi dünya petrol güvenlik yapısını ve devlet-şirket-piyasa ilişkilerini değiştirmiştir. Buna bağlı olarak ABD petrol güvenliğini arttırmak amacıyla; petrol talebini kısmak, işbirliği yapabileceği ortaklar aramak ve petrol sektöründe askeri güç kullanarak da etkin olmak düşüncesiyle yeni politikalar izlemeye başlamıştır (Yergin, 2003, 24-50).

Bunun temel nedenleri arasında çok ulus şirketleri gerek karada gerekse açık denizde petrol arama faaliyetlerine önem verip olası ikinci bir petrol krizinden daha az etkilenmek olduğunu söyleyebiliriz. 1980’lerin ortasın günümüze kadar Orta Doğu başta olmak üzere birçok coğrafya ivmelenmeden büyümesine devam etmiştir. Fakat Chavez iktidarının başa gelmesi ve millileştirme politikasının verdiği olumlu sonuçlar ile birlikte Venezüella son 10 yılda dünya üzerindeki en fazla tespit edilen rezerv oranına sahiptir.

Dünya üzerindeki rezerv istatistikleri arasındaki temel fark petrol rezervinin üç şekilde tanımlanmasındandır. Bu istatistikler (ispatlanmış-muhtemel-olası) şeklinde 3 ayrı gruba ayrılsa dahi birçok istatistikte halen açıklama yapmaksızın kullanıldığı görülmektedir. Petrol politikası nedenlerinden ötürü ülkeler petrol rezervlerini olduğundan az ya da fazla gösterme çabası içindelerdir. Bunun temel olarak iki nedeni vardır;

Uzun vade de Petrol rezervini fazla gösteren ülkeler başta OPEC olmak üzere diğer kurumlardaki pazarlık paylarını arttırmak için bu yöneteme başvurdukları söylenebilir. Petrol rezervini az gösteren ülkeler ise temek olarak petrol çıkarma maliyeti yüksek olan ülkelerdir. Petrol sınırlı bir kaynak olduğundan ötürü olası bir kıtlık maliyet fiyatları yukarı yönlü tetikleyecek ve ilgili ülke ya da şirketler daha yüksek karlar elde edebileceklerdir. Bunların yanı sıra ülke ve şirketlerin zaman zaman kendilerine tanınan kotanın üzerinde üretim ya da üretimde kısıntı yaparak, günlük petrol üretim ve fiyatı üzerinde etki yaratabilmektedirler.

2013 yılı itibariyle kanıtlanmış dünya ham petrol rezervlerinin %48,4’ü 807 milyar varil ile Ortadoğu coğrafyasında yer almaktadır. Dünyanın en büyük petrol üretici ülkelerinin birliği konumundaki OPEC ülkeleri 1211 milyar varil ile bu rezervin %72,6’sına sahiplerdir. Amerika kıtası açısından bakacak olursak Kanada ve Venezüella’nın kıtadaki en büyük iki rezerve sahip olduğu görülmektedir. Bu iki ülkenin toplam rezervi 417 milyar varil ile kanıtlanmış rezervler içinde %31’lik bir paya sahiptir.

Ortadoğu’ya yakın olan alanlar arasında, Kuzey Afrika önemli miktarlarda rezerve sahiptir. Dünya rezerv sıralamasında dördüncü sırada yer alan ve toplam rezervlerin % 8.9’unu elinde bulunduran Afrika’nın, en önemli petrol üreticisi ülkeleri olan Libya ve Cezayir’in yanında Nijerya’da gittikçe önem kazanmaktadır.

Petrolün maliyetleri; ruhsat alma, arama, geliştirme, üretim, işleme (rafinaj), taşıma, dağıtım ve stoklama giderlerinden meydana gelmektedir. Maliyetlerin önemli bir bölümünü, coğrafi bölgeler arasında farklılık gösteren üretim ve dağıtım maliyetleri oluşturmaktadır. Dünya ortalaması olarak, toplam maliyetin yaklaşık 1/3’ünü üretim ve dağıtım giderleri oluşturmaktadır (Bayraç, 1999, 94). Dünya genelinde rezervlerin ulaşılabilirliklerini ve parasal açıdan maliyetini anlamak adına 2. Harita yaralı olacaktır. Görüldüğü üzere Irak’ta varil başına keşif ve üretim bedeli 2,5$ iken bu miktar diğer ülkelerde kat ve kat artmaktadır. Irak’tan sonra ona en yakın değer 4$ ile Suudi Arabistandadir ki bu da Irak’taki değerin %33 daha fazlasıdır.

Bu maliyetler petrolün yüzeye uzaklığı, yer altındaki dağılımı ve sondaj sırasında sondajı zorlaştıracak her tür etken ile doğru orantılıdır. OPEC ülkelerinde bu değer 10$’ın üstünde maliyetler pek rastlanmazken bu oran Orta Doğu’da 5$’ın üstüne çıkmamaktadır.  Bu ora ne yazık ki ülkemiz de Irak’ın yaklaşık 10 katıdır.

Rezervlerin dünya üzerindeki dağılımı ve bunun politik ekonomiye etkisini görmek adına bir örnek vermek adına AB(28), ABD ve Çin 2012 GSYH olarak dünyada GSYH’ sinin %56,7’sini oluşturuyorken bu ülkelerin kendi petrol rezervlerin dünya rezervlerinin yalnızca %3,5’ini oluşturmaktadır. Bu tablo üretim için enerjiye bağımlı olan bu ülkelerin şirketlerinin neden dünyanın dört bir yanında gelişmekte olan ya da gelişmemiş ülkelerde, açık denizlerde petrol arama ve üretme faaliyetleri içersinde olduğunu anlamamız açısından önemli bir tablo ortaya koymaktadır.

Bugün rezerv/üretim oranı bakılması gereken diğer önemli bir istatistiktir. Bu istatistiğe bakarak ülkenin ekonomisinin yapısı, gelişmişliği ve bu oranın sürdürülebilirliği hakkında yorum yapmak mümkündür. Bu istatistikte rezervler milyar varil üretim ise yıllık milyon varil olarak değerlendirilmiştir. Grafikten ABD:0.01, Suudi Arabistan: 0.06 Kuveyt:1, ve Venezuella: 3.3 çıkmıştır.

2013 Yılı İtibariyle Dünya Petrol Rezervlerinin Şirketler Bazında Dağılımı

1980 sonrası dünya genelinde faaliyet gösteren şirketleri sahip olduğu ruhsatlar dolaysı ile kontrol ettiği rezervler gözükmektedir. Bu rezervlere bakılacak olursa BP’nin rezervlerinde trend aşağı yönlü ilerlemektedir, başta bir deyişle BP ürettiğinden daha az yeni keşif

yapmaktadır. 1988 itibariyle Total’in başta Afrika olmak üzere yaptığı keşifler ile pazara girmesi önemli bir hamledir. Total’i Chevron ve BP ile karşılaştıracak olursak sadece 25 yılda kendinden 4 kat daha eski olan bu şirketleri geçen Total’in bu başarısı göz ardı edilmemelidir.

ABD’nin Ham Petrol Rezervlerindeki Gelişim & Değişim

Amerika Birleşik Devletlerinin dünya petrol tarihi açısından önemi büyüktür. Daha önceden petrolün Amerika kıtası dışında kullanıldığı görülse de ilk sanayisel kullanım ve üretim ABD’nin Texas eyaleti içerisinde olmuştur. ABD tarihi boyunca 20. Yüzyıl ortalarına kadar en büyük üreticilerden biri iken en büyük tüketici olma sıfatını halen taşımaktadır.

1865’den itibaren artan bir grafik gösteren petrol üretim ve keşifleri Büyük Buhran ve Petrol krizi gibi gelişmelerden etkilense de ABD nezninde Petrol’ün ABD içerisinden kullanımından yaklaşık 100 yıl sonra ortaya atılan Hubbert hipotezini bir yandan kanıtlar bir yandan da eksikliğini gözler önüne serer niteliktedir. Hubbet petrol kuyularındaki rezervlerin üretimlerini bir çan eğrisine benzetir ve bir peak noktasından sonra aşağı düşme eğiliminde olacağını bekler. Teorisinin zayıf kaldığı nokta ise petrol arama ve işletmelerindeki gelişmeleri yeterince iyi tahmin edememesidir. rezervuar iyileştirmeleri, denizaltı potansiyeli, daha etkin petrokimyasal benzin üretim teknikleri derken azalan petrolün daha etkin kullanımı ile 2100’lü yıllara kadar ittire kaktıra da olsa ulaşılması planlanmaktadır.

Kişisel Yorumlar

Petrol daha önce de belirtildiği gibi her türlü sanayinin doğrudan ya da dolaylı yoldan etkileyen bir metadır. Bu sektörde faaliyet gösteren şirketler ülkeler genellikle onların doğrultusunda dış politika kursalar dahi onları yeri geldiğinde bir kenara itebiliyor. Bunun en yakın Örneğini birkaç yıl önce Amerika Birleşik Devletlerinin çıkarlarına ters düşmesine rağmen Exxon Mobil’in Kürt bölgesel yönetimi ile yaptığı anlaşmada görüldü. Şirketleri Amerika Birleşik Devletleri gibi dünyanın süper gücüne karşı getirecek karlı ve büyük olan bu sektörün gerek siyasi alanlarda tüm dünyada sahip olduğu lobi faaliyetleri ile gerekse bilim ve teknoloji alanında yapılan gelişmeler sayesinde tükenen rezervin yerine yenilerinin bulunacağına eminim. Şüphe yok ki 20. Yüzyıl Petrol’ün egemen olduğu bir yüz yıldı ve gerek satmaya gerekse satın almaya bağımlı olanlar bunlardan çok fazlaca etkilendi. Bu şirketlerin başarılarının 21. Yüzyıl’ın en azından ilk yarısında durdurulmasının mümkün olmadığı kanaatindeyim.

Kaynakça:

  • Kaya Ercan (2004), “Türkiye’de Uygulanan Enerji Politikaları ve Sonuçları”, Ankara: Kara Harp Okulu Bilim Dergisi, Yıl:2004-1, Cilt: 14.
  • Yergin Daniel (2003), Petrol-Para ve Güç Çatışmasının Epik Öyküsü, İstanbul: İş Bankası Ya.
  • Fact&Figures on BP’s Major Competitiors July 2003
  • World Energy Outlook 2013
  • International Energy Agency Statistics
  • BP Statistical Review of World Energy June 2013
  • http://www.eia.gov/energy_in_brief/article/world_oil_market.cfm
  • CERA, 2008 Outlook
  • TPAO, 2008 Statistics
  • BP Statistical Review of World Energy June 2012
  • Thomas Pikkety, Kapital in 21st Century 2014

Burak Yitgin

( Aralık 2014)

Kaynak: Enerji Enstitüsü


Yorum Yaz
Ad Soyad :
E-mail :
Yorum :

Green Pi Enerji

EcoGreen | Biyokütle - Biyogaz - Güneş Enerjisi Santralleri



   GÜNCEL ENERJİ KÖŞE YAZILARI

   TÜM ENERJİ KÖŞE YAZARLARI VE YAZILARI>>

LANGUAGE SELECT:

  • Turkish
  • English

HABER KATEGORİLERİ

ENERGY SEARCH

Enerji Sektörü İş İlanları & Kariyer

Enerji Kütüphanesi



WhatsApp chat