Kategori : ELECTRICITY ENERGY NEWS, ENERGY AGENDA NEWS - Tarih : 10 July 2024
Elektrikli araç sahiplerinin çoğunluğunun modern elektrikli araçların geleneksel benzinli veya dizel araçlardan daha iyi bir sürüş deneyimi sunduğunu kabul etmesiyle, otomobil endüstrisi sürdürülebilirlik yolunda büyük bir adım attı. Bugün hem elektrikli hem de içten yanmalı araç sahibi olan her dört sürücüden neredeyse üçü, tercihen elektrikli araçlarını kullanmaya öncelik veriyor.
PETRONAS Madeni Yağlar (PLI) tarafından Pazar Araştırma Şirketi GiPA’ya yaptırılan Avrupa Elektrikli Araç Trendleri Araştırması’na 7 ülkede 3 bin 906 elektrikli araç sürücüsü katıldı. Fransa, Almanya, İtalya, İspanya, Polonya, Portekiz ve Birleşik Krallık olmak üzere Avrupa’nın yedi ülkesinde yapılan ankete katılan sürücüler, elektrikli araç kullanmanın en sevdikleri yönlerini 1 ila 10 arasında şöyle sıraladı:
– Sürüş deneyimi memnuniyeti: 8,39
– Güvenlik: 8,38
– Motor Sessizliği: 8,37
Araştırma ayrıca menzil kaygısının araç sahiplerinin neredeyse yarısı (%46) için gerçek bir endişe kaynağı olmaya devam ettiğini ortaya koyuyor. Menzil kaygısı elektrikli araçların olumsuz algılanmasına neden olurken, şarj süreleri kısaldıkça veya şarj istasyonları daha rahat ve erişilebilir hale geldikçe bu tutum değişiyor. Şarj kolaylığı, muhtemelen kamu ve özel şarj altyapısındaki gelişmeleri gösteriyor ve şu anda 10 üzerinden 8,12 olarak puanlanıyor.
Bununla birlikte şarj sürelerine ilişkin memnuniyet ölçütü 7,7 ile tüm kıstaslar arasında hala en düşük sırada yer alırken, elektrikli araç sahiplerinin üçte ikisi araçlarını günde en az bir kez şarj ediyor. Araç üreticilerinin, daha geniş kitleleri içten yanmalı motorların geçmişte kalabileceğine ikna etmeden önce bu engeli aşmaları gerekecek.
Elektrikli Sürüşün Avantajları
Çevresel kaygılar elektrikli araç satın almak için bir numaralı nedeni oluşturuyor. Katılımcıların %66’sı bu gerekçeye katıldığını belirtiyor. Bununla birlikte elektrikli araçların gerçek etkileri konusunda hala bir görüş ayrılığı var: Sürücülerin %42’si elektrikli araçların CO2 emisyonlarını yeterince azaltmaya yardımcı olacağını kabul ederken, %47’si elektrikli araçların bu konuda tek başına yeterli olmadığını belirtiyor.
Elektrikli araç satın almak için diğer en önemli nedenler şöyle sıralanıyor:
– Yakıttan tasarruf (%64)
– Gelişmiş teknoloji ve özelliklerden yararlanmak (%62)
– Düşük emisyon sağlıyor olmak (%56)
Elektrikli araçların sürekli iyi performans gösterebilmesi, batarya soğutma sıvıları, fren sıvıları ve transmisyon sıvıları gibi elektrikli araçlara özgü ürünlerin kullanılmasını gerektiriyor. Bu ürünler motorların düşük sıcaklıklarda çalışmasını sağlayarak, maksimum yakıt ve enerji verimliliğiyle minimum aşınma ve yıpranma faydalarını beraberinde getiriyor. Nihayetinde elektrikli araç sahiplerinin mümkün olan en iyi sürüş ve teknolojik deneyimleri yaşamalarını sağlıyor.
Dünya iklim değişikliğiyle mücadelenin bir parçası olarak kademeli biçimde yenilenebilir enerjiye döndükçe, elektrikli araç sahipliğinin avantajları daha da önem kazanacak. Araştırmanın; elektrikli araç sahiplerinin %73’ünün şu anda sahip oldukları aracı değiştirirken memnuniyetle başka bir elektrikli araç satın alacaklarını ve yarısından fazlasının elektrikli araçları bir arkadaşına ‘kesinlikle’ tavsiye edeceğini ortaya koyması, bu açıdan şaşırtıcı değil.
PETRONAS Madeni Yağlar Yeni Enerjili Araç (NEV) Sıvıları İş Birimi Yöneticisi James Mark, şunları söylüyor:
“Elektrikli araç endüstrisi son yıllarda giderek daha fazla tüketicinin elektrikli araçlara yönelmesiyle gelişme yolunda. Araştırmalar, tam elektrikli araç araçların sürdürülebilirlik ve rahatlık arasındaki boşluğu doldurmak isteyen sürücüler için de giderek daha cazip bir seçenek haline geldiğini ve ‘herkese uygun tek bir çözümün’ olmadığını gösteriyor. Elektrikli araçların daha da erişilebilir ve uygun fiyatlı hale gelmesiyle, PETRONAS Iona gibi elektrikli ve hibrit araçlara özel geliştirilen ürün serileri üstün elektrikli araç performansını destekliyor. Yenilikçi araçlar ve ürünler sürücüleri daha uzun süre yollarda tutarak mevcut teknolojiye daha iyi yatırım yapmamızı sağlarken emisyonları azaltıyor, daha çevreci bir geleceğe giden yolu açıyor.”
