Kategori : ENERGY AGENDA NEWS, ENERGY EFFICIENCY NEWS - Tarih : 25 June 2014
ENVE ENERJİ, ülkemizin sanayi ve bina sektörlerinde enerji verimliliğini artırmak üzere hazırlanan 2 Mayıs 2007 tarih ve 5627 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Enerji Verimliliği Kanunu uyarınca; Elektrik İşleri Etüt İdaresi tarafından Enerji Verimliliği Danışmanlık Şirketi olarak yetkilendirilmiştir. Sektörde faaliyet gösteren ilk şirketlerden biridir.
ENVE ENERJİ, Danışmanlık, Ölçme, Projelendirme, Sistem Çözümleri, Eğitim, Uygulama hizmetlerinin yanı sıra, satış, satış sonrası destek ve servis hizmetleriyle de müşterilerine komple çözümler sunmaktadır. ENVE ENERJİ, enerji verimliliğinin “yeni ve yerli bir enerji kaynağı” olduğu ilkesinden hareketle enerjinin yönetimi için gereken altyapı ve yaklaşımı da oluşturmaktadır. Bu yaklaşım hizmet verilen firmada her düzeyde her zaman enerji tasarrufu yapma bilincini getirmektedir.
Son yıllarda etkileri giderek artan küresel ısınma, temiz su kaynaklarının azalması, fosil yakıt kaynaklarının tükenmesi gibi çevresel ve ekonomik sorunlar çevre dostu – enerji verimli – sürdürülebilir bina konseptini ortaya çıkarmıştır.
Yapılan araştırmalar neticesinde dünyadaki enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 40’ı, su tüketiminin ise yaklaşık yüzde 30’u binalardan kaynaklandığı ortaya konulmuştur. Ayrıca insan hayatının yaklaşık yüzde 90’ı binalarda geçmektedir. Daha az kaynak tüketen, daha verimli, daha yaşanabilir çevre dostu binalara ihtiyacımızın olduğu açıktır. Bu binalar kaynakları verimli tüketen, insanların sağlığını ve konforunu da arttıran binalardır. Bazı yurt dışı kaynaklı araştırmalara göre, çevre dostu binalarda çalışan veya yaşayanların diğer binalardakilere göre daha az hastalandıkları ve çalışma performanslarının daha yüksek olduğu, ticari anlamda da yatırımcılar için cazip olduğu görülmüştür. Araştırma sonuçlarına göre, çevre dostu evlerin yüzde 25 daha hızlı satıldığı ve diğer evlere oranla yüzde 7 daha fazla prim yaptığı görülmüştür.
Çevre dostu binalarla ilgili tüm dünyada çeşitli programlar uygulanmaktadır. Bu noktada çevre dostu bina tanımı her ülkede değişmektedir. ABD ve İngiltere de bu tanıma genellikle LEED veya BREEAM sertifikası almış binalar girerken, Avrupa Birliği ülkelerinde yüksek enerji kimlik sınıfına sahip binalarda bu kapsamdadır. Ülkemizde Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği ile yeni ve mevcut binalarda mimari tasarım, mekanik tesisat, aydınlatma, elektrik tesisatı gibi binanın enerji kullanımını ilgilendiren konularda bina projelerinin ve enerji kimlik belgesinin hazırlanmasına ve uygulanmasına ilişkin hesaplama metotlarına, standartlara, yöntemlere ve asgari performans kriterlerine ilişkin iş ve işlemler tanımlanmıştır. Bünyesinde EKB Uzmanı olan ve meslek odalarından alınmış Serbest Müşavir Mühendis belgesine sahip olan mühendis veya mimar bulunduran tüzel kişiler yeni yapılacak olan binalara, bünyesinde EKB Uzmanı mühendis veya mimar bulunduran Enerji Verimlilik Danışmanlık Şirketleri mevcut binalara Enerji Kimlik Belgesi vermeye yetkili kuruluşlardır.
Yeni yapılan bir binaya mimari, mekanik ve elektrik projeleri, diğer yasal düzenlemeler yanında, enerji ekonomisi bakımından Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliğine öngörülen şartlara uygun değil ise ilgili idare tarafından ruhsat verilmemektedir. Bir başka deyişle Enerji kimlik belgesi alacak olan yeni binalar D sınıfı ve daha fazla enerji tüketimine ve CO2 salımına sahip olamazlar.
Yönetmeliğe göre mevcut binaların, dış cephe duvarlarında ısı yalıtımı, ısıtma sisteminde kazan değişikliği, ferdi ve merkezi ısıtma sistemleri arasında dönüşüm yapılması, merkezi soğutma sistemi kurulması, kojenerasyon sistemi kurulması veya yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretilmesi ile ilgili konularda tadilat yapılması halinde, Yönetmelik hükümleri doğrultusunda uygulama projesi hazırlanarak yapı kullanım izni veren ilgili idare tarafından onaylanarak uygulanması sağlanmalıdır. Bu binaların uygulama sonrasında ise Enerji Kimlik Belgelerinin çıkartılması gerekmektedir.
18 milyon olduğu tahmin edilen mevcut bina stoğunun ve yeni binaların kayıt altına alınarak, kimlik belgesi alma aşamasına gelmesi ciddi bir konudur ve 2017 yılına kadar tamamlanması öngörülmektedir. İşte bu noktada, en problemli alan olan mevcut binaların doğru uygulamalar ile yenilenerek enerji verimli hale getirilmesi şansını yakalaması için finansal modeller ve Devlet teşviklerinin ülkemizde henüz mevcut olmaması önemli bir eksiklik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Büyük emek ve kaynaklar ayrılarak yapılmış çalışmalar vardır ancak ülkemizin kaynakları ve piyasa şartlarına uygun hazırlanamamaktadır. Verimli ve yenilenebilir enerji teknolojilerinin yatırım maliyetlerinin yüksek olması ve kamu finansmanlarının sınırlı olması nedeniyle enerji verimliliği bilinci tabana yayılamamıştır. Ülkemizde gerek kamu, gerek özel sektör gerekse sivil toplum kuruluşları; verimliliğin artırılması için yeni teknolojilerin ve yöntemlerin yaygınlaştırılmasında öncü rol oynamalı, işbirliği halinde, uzun vadeli bir plan etrafında çalışmalıdırlar. Belirli amaçlar etrafında belirli bir süre için bir araya gelecek sektörel takımlar oluşturulmalıdır. Enerji tasarruf potansiyeli en yüksek ve geri ödeme süresi en kısa olan uygulamalar ön plana çıkarılmalı, söz gelimi binaların yalıtımıyla ilgili bir kampanya projeleri planlanmalı, uygulamaya konmalıdır. Böylece daha düşük karbonlu bir ekonomiye dönüşüm hızla gerçekleşecek, aynı zamanda enerji güvenliğine ve sektörel kalite ve rekabete de yol açacaktır. Bu projelerin sağlam temeller üzerine oturabilmesi ise Türkiye’nin enerji durumunun net olarak bilinmesine bağlıdır.
Enerji tasarrufu potansiyeli olan sanayi ve bina sektörlerinde enerji tüketimini etkileyen hususlarda çeşitli istatistiklerin düzenli olarak toplanması ve enerji verimliliğiyle ilgili göstergelerin izlenmesi gerekmektedir.
Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelikte enerji etütlerini yaptırma zorunluluğu olan kamu, ticari ve hizmet binalarının enerji etütlerinin yaptırılması ile enerji verimliliği için yol haritası belirlenirken, iyileştirmelerin yapılması gereken kilit noktaları ortaya çıkaracaktır. Enerji etüdü, öncelikleri belirlenmiş, hesaplanabilir, takip edilebilir ve geliştirilebilir enerji yönetimini oluşturacaktır. Verilerin düzenli olarak izlenmesi devletin tüm kurumlarında enerji verimliliği politikasının benimsenmesine yardımcı olacaktır.
Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliğine göre; 2017 yılına kadar mevcut tüm binaların Enerji Kimlik Belgelerinin (EKB) çıkarılması zorunludur, ayrıca bu tarihten itibaren belirlenecek olan asgari CO2 salım miktarını aşan binalara idari yaptırımların uygulanması söz konusu olabilecektir. Binaların enerji tüketimleri ile ilgili tüm envanter bilgilerinin ise düzenlenecek EKB’ler üzerinden bir veri bankasında toplanması hedeflenmiştir. EKBler aynı zamanda yenilenebilir enerji kullanım oranı ve CO2 salımı azaltım potansiyellerinin belirlenmesinde de önemli bir kaynaktır. Aynı yönetmeliğin 22. maddesinde “Binalar veya bağımsız bölümlere ilişkin alım, satım ve kiraya verme ile ilgili iş ve işlemlerde enerji kimlik belgesi düzenlenmiş olması şartı aranır. Binanın veya bağımsız bölümün satılması veya kiraya verilmesi safhasında, mal sahibi enerji kimlik belgesinin bir suretini alıcıya veya kiracıya verir.” denilmektedir. Mevcut 18 milyon binanın EKB alımının hızlandırılması için belge bina alım ve satımlarında, elektrik, su, doğalgaz gibi aboneliklerin tesisi sırasında zorunlu belgeler arasında yer almalıdır.
Binalarda Enerji Performans Yönetmeliğinin ve özellikle performans hesaplama yönteminin, uygulamada gözlemlenen sorunları giderecek şekilde yenilenmesi gereklidir.
EKB ve etütlere ilişkin düzenleme ve denetlemeler sonucu binalarda “Asgari Verim Kriteri” belirlenecek ve gerekli uygulamalar gerçekleştirilecektir. Isıtılması, soğutulması, havalandırması için harcanarak enerji miktarı çok daha az olan bina alım-satım ve kiralamalarda tercih sebebi olacaktır. Bu binanın tercih edilmesi ise satış ve kiralama fiyatını direkt etkileyecektir. Verimlilik sınıfını A, B, C’ye yükselten veya yeşil bina/pasif ev vb. sertifikası alan binalara elektrik, doğalgaz, bina vergisi vb indirim sağlanması ve verimliliği E, F, G düşük binalarda bu bedeller zamlı uygulanması, başka bir deyişle ödül ve ceza sisteminin beraber işlemesi enerji verimliliği konusunu gündemden düşürmeyecektir. Zamanla büyük ölçüde iyileştirmeye tabi tutulacak mevcut binalar, minimum enerji performans kriterlerine ulaşacak, verimli ekipman ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını teşvik edilmiş olacaktır. Verimli ve yenilenebilir enerji teknolojilerinin, inşaat malzemesi, cihaz ve enerji tüketim sistemlerinin istenilen kalitede, maliyette ve zamanında piyasaya girmesi, yerli malzemelerin kullanımının teşvik edilmesi gerekmektedir.
Kamu sektörü verimliliğin artırılması için yeni teknolojilerin ve yöntemlerin yaygınlaştırılmasında öncü rol oynamalı, özel sektörle işbirliği halinde hareket etmelidir. Enerji verimliliğinde en iyi örnekler kamu binaları olmalıdır.
Öncelikle kamu kurum ve ilgili kuruluşların merkez ve taşra teşkilatındaki binalarına ilişkin enerji envanterinin oluşturulması gerekmektedir. Kamunun gerek sahibi olduğu gerekse kiraladığı tüm işyerlerinde enerji verimliliği etütleri yapılması (belirlenecek minimum verim kriterlerine göre) verimlilik artırıcı projeler hazırlanması ve bu binaların fosil yakıt tüketimleri ve/veya CO2 emisyonları düşürülecek şekilde rehabilite edilmesi gerekmektedir. ISO 50001 Enerji Yönetimi Standardının kurulması ve Enerji Kimlik Belgelerinin alınması, yeni satın alma ve kiralamalarda http://www.enve.com.tr/enerji-kimlik-belgesi EKB sınıfının en az C olması zorunluluğu getirilmesi kamunun Enerji Verimliliği Hedeflerine ulaşılmasında önemli bir adım olacaktır.
Enerji Verimliliği teşviği için ulusal bankalarının katılımı ile imtiyazlı veya düşük faizli kredilerin bireysel tüketicilere sunulması sağlanmalıdır. Leasing (finansal kiralama) sisteminden şahıslar tarafından da yararlanılabilmesi için düzenlemeler araştırılmalıdır. Ulusal, bölgesel ve yerel enerji verimliliği fonları, araçları ve mekanizmaları oluşturularak binalara, küçük ve orta ölçekli firmalara ve Enerji Verimliliği Danışmanlık Şirketlerine gerekli finansal olanakların sağlanması enerji verimliliği önlemlerini teşvik edici ve harekete geçirici olacaktır. Enerji verimliliğinin artırılması ve sürdürülebilir bir enerji sistemi oluşturulması amacı ile ekonominin her sektöründe enerji yoğunluğunun düşürülmesi, enerji verimliliğinin yükseltilmesi, enerji verimliliği alanında sağlıklı bir iç pazar yaratılması ancak Enerji Verimliliği Danışmanlık Şirketlerinin güçlenmesi ile mümkündür. EVD şirketlerindeki bilgi birikimi değerlendirilmeli, yetişmiş ve nitelikli insan gücü ve sektörel birikimleri mevzuatlara boğularak atıl duruma sokulmamalı, şirketlerin deneyimleri ve hafızaları yok edilmemelidir. Türkiye’de enerji verimliliği alanında mühendislik sorunlarından ziyade uygulama sürecinde sorunlar yaşandığı açıktır.
Enerji Performans Sözleşmesi (EPS) için gerekli altyapının oluşturulması gerekmektedir. Sağlanacak tasarruf ile EV projesinin EVD’ler tarafından finansmanına olanak sağlayan EPS’nin özellikle kamuda uygulanabilmesi için mevzuatta (Kamu İhale Kanunu, Sigortacılık Kanunu, Ticaret Kanunu, vb.) gerekli düzenleme yapılmalıdır. Ayrıca büyük ölçekli ve enerji performans garantili uygulamalar için ölçme ve doğrulama protokolü hazırlanmalıdır.
Başta mevcut teşvik uygulamaları olan Verimlilik Artırıcı Projeler ve Gönüllü Anlaşmalar olmak üzere gelecekteki teşviklerden faydalanma oranını artırmak üzere gereken tedbirlerin alınması (tanıtım, idari süreçlerin kolaylığı vb) gerekmektedir. Hali hazırda sadece endüstriyel tesisler için uygulanmakta olan verimlilik arttırıcı proje ve gönüllü anlaşma desteklerinin binalar için de uygulanması, ayrıca izlenen süreç ve bürokratik işlemlerin basitleştirilmesi konu ile ilgili atılacak adımlardan biri olabilir.
Enerji Verimliliğinde ülkemizin yaşadığı birçok sorun vardır. Sorunların çözümü ise enerji politikalarını stratejik olarak planlayacak, bunların gerçekleşmesi için gerekli altyapıyı oluşturacak yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesine bağlıdır. Bu kapsamda devlet daha çok planlamacı ve kontrol edici rolü üstlenmeli, uygulama ve işletmecilik ise özel sektörün dinamizmine ve girişimciliğine bırakılmalıdır.
Öz kaynaklarıyla kendine yeten, büyüyen ve gelişen bir Türkiye temennisiyle…
Genel Müdür Yardımcısı
Arzu GÜRKAN
agurkan@enve.com.tr
Yayıncı: Enerji Gazetesi