Kategori : ENERGY AGENDA NEWS - Tarih : 07 April 2013
Borsa İstanbul, Başbakan Erdoğan’ın çaldığı gong ile işlemlere başladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Borsa İstanbul’un, bu güç birliğinin, bu yeni dönemin İstanbul’u finans merkezi yapma hedefini çok ciddi şekilde güçlendireceğine inandığını belirterek, ”New York gibi Tokyo gibi Londra gibi İstanbul’un da finans merkezi olma vasfını, bu güçlü borsa ile perçinleyeceğini umuyorum” dedi.
Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda İstanbul’un dünyanın en önemli 10 finans merkezinden biri olması yolunda, en önemli kurumlardan biri olacak Borsa İstanbul AŞ’nin faaliyete başlaması dolayısıyla İstinye’deki merkezinde gong töreni düzenlendi.
Başbakan Erdoğan tören öncesinde Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Vahdettin Ertaş, Borsa İstanbul AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa İbrahim Turhan ve beraberindekilerle ”Osmanlı’dan Cumhuriyete Sermaye Piyasamız” sergisini gezdi.
Erdoğan serginin ardından Babacan, Bağış, Ertaş ve Turhan ile Borsa İstanbul’un ilk gongunu çaldı.
Başbakan Erdoğan gongu çalarken, ”Borsa İstanbul’un tüm iktisadi hayatımızın en önemli noktası olarak şu anda gongunu çalıyoruz” dedi.
Törende daha sonra Boğaziçi köprülerinden dalgalandırılan Borsa İstanbul’un bayrakları ile seans salonunda başlayan işlemlerden görüntüler katılımcılara ekrandan kısa süre gösterildi.
Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Borsa İstanbul’un, ülkemiz için, milletimiz için, ekonomimiz için hayırlara vesile olmasını Allah’tan temenni ederek, şunları kaydetti:
”Bugün, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası ve İstanbul Altın Borsası’nın güç birliği ile oluşan ve vadeli opsiyon borsasının da katılımıyla ayrı bir güç kazanan Borsa İstanbul’u hep birlikte hizmete alıyoruz. Açıkçası, 140 yıl önce, Dersaadet Tahvilat Borsası’nın kurulmasıyla başlayan Türkiye Sermaye Piyasaları tarihinde çok önemli bir dönüm noktasına şahit oluyor ve bunun heyecanını yaşıyoruz. İnşallah, önümüzdeki günlerde, İzmir Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nın da katılımı artık resmen de gerçekleşecek. Hem sermaye piyasalarımızın gelişimi hem ekonomimizin daha da büyümesi noktasında önemli bir adımı atmış olacağız.”
Bugün yaşanan heyecanın, bu tarihi güç birliğinin değişik anlamları olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
”Özellikle, bu güç birliğinin, bu yeni dönemin İstanbul’u finans merkezi yapma hedefimizi çok ciddi şekilde güçlendireceğine yürekten inanıyorum. Yola çıkarken böyle bir sözümüz vardı ve demiştik ki İstanbul Türkiye’nin tarihi itibarıyla zaten bir finans merkeziydi, bunu bu dönemde resmen fiziki şartları itibarıyla da oluşturacak ve bunun adımlarını atacağız.
New York gibi Tokyo gibi Londra gibi İstanbul’un da finans merkezi olma vasfını, bu güçlü borsa ile perçinleyeceğini umuyorum. İnşallah, borsamızın bu yeni yapısı, 2023 hedeflerimizle de paralel olacak, bu hedeflere ulaşmamızda bizi daha da hızlandıracak, motive edecektir.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iktidarı döneminde faiz oranlarında da tarihi düşüşler yaşandığını belirterek, ”Yüzde 63′ten aldığımız faizleri şu anda yüzde 6′lara kadar çekmiş durumdayız. Tabii ben bu yüzde 6′yı da fazla görüyorum, bunu da söyleyeyim. Ben yüzde 6′lık faizin de bir baskı olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum. Temenni ediyorum ki, kısa zamanda bunu da daha da düşürmek suretiyle özellikle faiz baskısını bu ülkenin tüketicileri üzerinden kaldırmış olalım” dedi.
Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda İstanbul’un dünyanın en önemli 10 finans merkezinden biri olması yolunda, en önemli kurumlardan biri olacak Borsa İstanbul AŞ’nin faaliyete başlaması dolayısıyla İstinye’deki merkezinde gong töreni düzenlendi.
Törende konuşan Erdoğan, hafta başında 2012 yılının 4. dönemi ve tamamına ilişkin büyüme rakamlarının açıklandığını belirterek, Türkiye ekonomisinin, yıllık yüzde 2,2 oranında büyüme kaydettiğini ve gerek AB ortalamasının gerek tek tek büyük Avrupa ekonomilerinin çok çok üzerinde bir gelişme kaydettiğini anlattı.
Erdoğan, 2002 yılında görevi devraldıklarında Gayri Safi Milli Hasıla’nın 230 milyar dolar seviyesinde olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
”Göreve geldikten hemen sonra sağladığımız istikrar ve güven ortamı sayesinde, bu rakam üç kattan fazla artış gösterdi ve 2012 sonu itibarıyla 786 milyar dolara yükseldi. 2009 yılında, bütün dünyada ağırlığını hissettiren, dünyanın en güçlü ekonomilerinin bile ağır yara aldığı küresel kriz sebebiyle yaşanan kısmi daralma dışında, Türkiye ekonomisi Allah’a şükür, son 10 yıl içerisinde sürekli büyüdü. Satın alma gücü paritesine göre düzeltilmiş fert başına milli gelir 2002 yılında şöyle bir baktığımızda 8 bin dolar düzeyindeydi. Bugün bu rakam 15 bin doları aşmış durumda.”
Başbakan Erdoğan, o dönemde kronik bir enflasyon sorunu yaşandığını da anımsatarak, şunları kaydetti:
”Öyle ki, bir ürünün fiyatı akşam bakıyorsunuz başka, sabah uyanıp bakıyorsunuz bambaşka… Günden güne, akşamdan sabaha yapılan zamlar o günler için son derece normal, son derece rutin hadiselerdi. Bizi bu hale getirmişlerdi, bizi buna alıştırmışlardı. Bugün ise biz enflasyonu da dizginlemek suretiyle kontrol altına almayı başardık. Hükümetimizin kamu finansmanı politikaları ve Merkez Bankamızın uygulamaları neticesinde enflasyon bugün artık tek haneli rakamlara inmiş durumda. Bakın, bugün birçok Avrupa ülkesi kamu borçlarına ilişkin önemli problemler yaşıyor. Birçok ülke, bu açıdan biz AB üyesi henüz değiliz, müzakere sürecindeyiz ama şöyle bir ele aldığımızda Maasricht kriterlerinin çok ötesinde yüksek borçluluk oranlarının Avrupa’da yaşandığını, onların baskısının olduğunu ve bunlarla yüzleştiğini görüyoruz.
Bizde ise 2002 yılına baktığımızda AB tanımlı borç stokunun milli gelire oranı yüzde 74 seviyesindeydi. Yeni milli gelir rakamının açıklanmasıyla AB tanımlı borç stokumuzun milli gelire oranının da yüzde 36′ya kadar gerilediğini gördük. Bir yandan kamunun borçlanma ihtiyacı azalırken öte yandan faiz oranlarında da tarihi düşüşler yaşandı. Yüzde 63′ten aldığımız faizleri şu anda yüzde 6′lara kadar çekmiş durumdayız. Keza dış ticaret alanında da önemli başarılara imza attık. Tabii ben bu yüzde 6′yı da fazla görüyorum, bunu da söyleyeyim. Bu kadar önemli bir toplantı da tarihi bir toplantıda bunu da söyleyeyim. Ben yüzde 6′lık faizin de bir baskı olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum. Temenni ediyorum ki, kısa zamanda bunu da daha da düşürmek suretiyle özellikle faiz baskısını bu ülkenin tüketicileri üzerinden kaldırmış olalım.”
-”İhracatı 152,5 milyar dolara ulaştırdık”-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2002 yılında 36 milyar dolardan devraldıkları ihracatı 2012 yılı sonu itibariyle 152,5 milyar dolara ulaştırdıklarını belirterek, bu süreçte, IMF’ye olan borcu da 23,5 milyar dolardan 400 milyon dolara indirdiklerini anlattı.
Erdoğan, önümüzdeki ay bu 400 milyon doların da ödeneceğini ve IMF’ye olan borcun kapatılacağını bildiren Erdoğan, şöyle devam etti:
”Şimdi bizden 5 milyar dolar gibi borç talepleri var. Onun teknik görüşmelerini yapıyoruz. Eğer 5 milyar dolar borcu kendilerine verirsek, bu defa IMF bize borçlu duruma düşecek. Merkez Bankası rezervlerimize bakıyoruz, 10 yıl önce 27,5 milyar dolardı. Merkez Bankası bizim milli bankamız. Belirleyici her şeyimiz. Ama şu anda Merkez Bankamızın döviz rezervine bakıyoruz, 125 milyar dolar buraya geldi. OECD tarafından açıklanan yeni ve son derece anlamlı bir rakamı da aslında burada açıklamak isterim. 2012 yılında, dünya genelinde resmi dış yardımlar ciddi manalarda düşüş kaydetti. En fazla dış yardım yapan ABD’de dahi oran 2011′e göre yüzde 3 düşmüştür. Türkiye’de ise, 2011 yılında dış yardımlar bir önceki yıla göre artmıştı, 2012 yılında da resmi yardımlar 2011′e göre yüzde 98 oranında artış kaydetti. ABD, İngiltere dahil, bir çok ülke, bir çok büyük ekonomi dış operasyonlarını kısarken, biz, dünyada resmi dış yardımlarını yüzde 98 oranında artıran ülke olduk.”
Erdoğan, 10 yıllık süreçte borsanın da büyüdüğünü ve büyümeye ayna tuttuğunu vurgulayarak, ”İMKB 100 endeksi 2002′de göreve geldiğimizde 10 bin 369′du. Şöyle o günleri bir hatırlayalım. 10 yılda endeks yüzde 652 oranında artış ilavesini görüyoruz ve 78 bin seviyesini aştı. Borsanın piyasa değeri 34,5 milyar dolarken, şu anda devam ediyoruz, yüzde 800 oranında artışla 309 milyar dolara ulaştı” bilgisini verdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’nın siyasetin merkezi olduğunu belirterek, ”Onun için finans merkezi İstanbul diyorsak, finansın en önemli kontrol mekanizmaları olan kamu bankalarını da İstanbul’a çekmemiz gerekir. Buna Merkez Bankası da dahildir” dedi.
Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda İstanbul’un dünyanın en önemli 10 finans merkezinden biri olması yolunda, en önemli kurumlardan biri olacak Borsa İstanbul AŞ’nin faaliyete başlaması dolayısıyla İstinye’deki merkezinde gong töreni düzenlendi.
Başbakan Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, güçlü bir finansal sistemin önemli bir ayağının, güçlü bir sermaye piyasasının varlığıyla paralel olduğunu, özellikle geçen yıldan itibaren, güçlü bir sermaye piyasası altyapısı oluşturma yolunda önemli adımlar attıklarını söyledi.
Ankara’nın finans merkezi olamayacağı üzerinde ısrarla durduklarını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Ankara siyasetin merkezidir, onun için de finans merkezi İstanbul diyorsak, o zaman finansın en önemli kontrol mekanizmaları olan kamu bankalarını da İstanbul’a çekmemiz gerekir. Buna Merkez Bankası da dahildir. Ama baktık ki ülkemizin anamuhalefeti, yavru muhalefeti hepsi başladı şunu söylemeye; ‘Yeniden Türkiye’nin başkentini İstanbul’a taşımak istiyor’. Benim ve partimizin böyle bir derdi yok. Bugün ABD’nin siyasi merkezi Washington’dur, finans merkezi New York’tur. Türkiye’nin de tarihi geçmişi itibarıyla finans merkezi zaten İstanbul’dur. Aynı zamanda siyasi merkezlik de yapmıştır. Türkiye’nin şu anda siyasi merkezi var. Fiziki ve coğrafi şartlar itibarıyla bu Ankara’dır. Ticari hareketliliği, bir finans merkezi olmaya layık olduğu için İstanbul’u değerlendirmenin faydalı olduğuna inandık, bu adımı da attık.”
Erdoğan, İstanbul’un Anadolu yakasında çalışmaların devam ettiğini, fiziki mekanlar hazırlandığında ciddi bir hareketlilik yaşanacağını, İstanbul’un çok daha farklı bir sıçramanın içinde olacağını vurguladı.
-”2013 ve 2014 çok daha farklı olacak”-
Başbakan Erdoğan, geçen yıl sonu itibarıyla yeni Türkiye Sermaye Piyasası Kanunu’nun yürürlüğe girdiğini hatırlatarak, ”Bu kanun ile sermaye piyasalarının daha güvenilir, şeffaf ve etkin bir şekilde işlemesi, hukuki temellerinin oluşması, ufkumuzun nerelere vardığını, nelerin olması gerektiğini, adil bir yaklaşım tarzıyla ortaya koyması bakımından önem arz ediyor” dedi.
Erdoğan, geçen yılın, borsa açısından da önemli başarıların yaşandığı bir yıl olduğunu dile getirerek, 2013 ve 2014′ün çok daha farklı olacağını ifade etti.
Genel olarak dünyada borsaların özellikle Avrupa borsalarının, borç krizinin etkisiyle ciddi olarak gerilerken, Türkiye borsasının tam tersine rekor üstüne rekor kırdığını anlatan Erdoğan, geçen yıl içerisinde İMKB 100 endeksinin, bir önceki yıla göre yüzde 53′lük artış gösterdiğini ve bu performansla borsanın Dünya Borsalar Birliği’ne üye borsalar arasında birinci sırada yer aldığını aktardı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
”Yani, 2012 yılında borsamız, dünya yatırım yapılabilir borsalar liginde şampiyon oldu. Bu performansın somut manası şudur; Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin piyasa değeri, 201 milyar dolardan 309 milyar dolara yükseldi.
Bu şunu gösteriyor; kriz sürecinde başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm gelişmiş ülke ekonomileri, tarihlerinde görülmemiş bir fakirleşmeyi yaşarken bizler ülke olarak zenginleştik. Şirketlerimiz değer kazandı. Tabii şirketlerimizin değer kazanması daha fazla istihdam demek. Geçtiğimiz yıl yaklaşık 1 milyonluk bir istihdam artışına şahit olduk ki bunda sermaye piyasalarımızın gösterdiği bu başarının katkısını da unutmamamız gerekiyor.”
-”Önemli sayıda halka arz gerçekleşti”-
Borsayı bir başka başarısıyla da tebrik etmek istediğini ifade eden Erdoğan, borsanın 2012 yıl sonu itibarıyla Dünya Borsalar Federasyonu’na üye gelişmekte olan ülke borsaları arasında 8. sırada, pay piyasasındaki hacmin devir hızı açısından ise üye tüm borsalar arasında 4. sırada yer aldığını belirtti.
Dünyada halka arzlarda ciddi gerilemeler yaşanırken, Türkiye’de önemli sayıda halka arzın gerçekleştiğini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
”Geçtiğimiz dönemde bölge borsaları ile borsamız arasında teknolojik altyapıya, ortak ürün gelişimine ve ortak eğitim programlarına yönelik mutabakat zabıtları imzalandı. Şu anda borsamız, Bakü, Kırgız ve Saraybosna borsalarına ortak. Başta Balkanlar olmak üzere bölge borsalarıyla hem doğrudan ortaklık yoluyla hem müşterek somut projeler yoluyla kurulacak ilişkiler, hiç şüphesiz İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Projemize önemli katkı sunacaktır.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ileri teknolojiyle donatacakları Borsa İstanbul’un, 1,5-2 yıl içinde dünyada örnek bir borsa olarak hizmet vereceğini belirterek, bunun da proje çalışmalarının hazır duruma geldiğini, inşaat çalışmalarına süratle başlanacağını anlattı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, elde edilen başarıyı sadece kredi notlarıyla ölçmediklerini belirterek, ”Kredi notlarına da pek önem vermiyorum onu da söyleyeyim. Çünkü orada gizli bir hesap var ve gizli bir ideoloji yatıyor. Açık, net, adil bir şey asla ortaya konmuyor. Eğer adil olan ortaya konsa, şu anda BB falan olmayız” dedi.
Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda İstanbul’un dünyanın en önemli 10 finans merkezinden biri olması yolunda, en önemli kurumlardan biri olacak Borsa İstanbul AŞ’nin faaliyete başlaması dolayısıyla İstinye’deki merkezinde gong töreni düzenlendi.
Başbakan Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, dünyanın zorlu bir süreçten geçtiği şu günlerde, ekonomiyi ve Türkiye’yi büyütmek noktasında başarılı, gıptayla izlenen bir performans sergilendiğini söyledi.
Elde edilen başarıyı sadece kredi notlarıyla ölçmediklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
”Kredi notlarına da pek önem vermiyorum onu da söyleyeyim. Çünkü orada gizli bir hesap var ve gizli bir ideoloji yatıyor. Açık, net, adil bir şey asla ortaya konmuyor. Eğer adil olan ortaya konsa, şu anda BB falan olmayız. Oralarda dönenleri gayet iyi biliyorsunuz. Türkiye’nin gerçek durumu bu değil. Kredi notları boyutuyla da Türkiye’nin notunu yine istemeye istemeye de olsa arttırıyorlar. Onlara kalsa düşürecekler. Aman batan, biten ülkelere bakıyorsunuz derecelerini artıyorlar. Nasıl oluyor, ben anlamakta zorlanıyorum. Herhalde matematik bilmiyorum. İstatistiki noktada, değerlendirmelerde herhalde biraz zayıfız.”
-Çözüm süreci-
Başbakan Erdoğan, bu büyüme sürecini, bu istikrar ve güven ortamını muhafaza etmek ve çok daha ileri seviyelere taşımak konusunda son derece kararlı, tedbirli ve sağduyulu olduklarını söyledi.
Son aylarda, çözüm süreci adı altında yeni bir süreci başlattıklarını ve başarılı şekilde ilerlediklerini dile getiren Erdoğan, dün, Akil İnsanlar Heyeti ile bir araya geldiklerini ve 4,5 saat boyunca süreci ve neler yapılabileceğini konuştuklarını hatırlattı.
”Toplumun hemen her kesiminde olduğu gibi, Akil İnsanlar Heyeti’nde de tam bir kararlılığın, umudun, en önemlisi de heyecanın olduğunu gördük” diyen Başbakan Erdoğan, süreç içinde bu heyetin de üzerine düşeni en iyi şekilde yaparak, sürecin hızlanmasına, daha iyi anlaşılmasına, umudun daha da çoğaltılmasına yardımcı olacağını vurguladı.
-”Terörün son 29 yıldaki maliyeti 300 milyar dolar”-
Başbakan Erdoğan, 780 bin kilometrekarelik vatan topraklarında yatırımlar tam manasıyla arttığı anda, Türkiye’nin sıçramasına çok farklılık kazandıracağını dile getirerek, şöyle devam etti:
”Düşünün ki güney doğuda, doğuda yatırımlar artmaya başlamıştır, o andan itibaren Türkiye çok farklı bir yere gelecektir. Çözüm sürecinin en önemli sonuçlarından biri de kesinlikle ekonomik göstergeler, ekonomik neticeler olacaktır. Yapılan bir hesaplamaya göre, terörün Türkiye’ye son 29 yıldaki maliyeti yaklaşık 300 milyar dolardır. Terörle mücadeleye harcanan çok ciddi bir maliyet var. Yapılamayan yatırımlar var.
Tahrip edilen yollar, okullar, hastaneler, barajlar var. Kapanan kepenkler, ekilmeyen tarlalar var. Yani, terör, bir yandan canları hedef alırken, bir yandan da malı, ekonomiyi hedef aldı ve tıpkı aldığı canlar gibi ekonomiye de ağır faturalar yükledi. İnşallah, içinden geçtiğimiz çözüm süreciyle birlikte canları tehditten kurtardığımız kadar, ekonomiye de can suyu olacak yeni bir dönemi, yeni bir süreci başlatmış olacağız.”
-”Terör ileri demokrasiye de tehdit”-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terörün, canlara tehdit olduğu kadar, ileri demokrasiye, kalkınmaya da tehdit olduğunu söyledi.
Terörü bitirmek suretiyle Türkiye’ye sınırsız bir ufku ve şahlanış zeminini kazandıracaklarını belirten Erdoğan, Türkiye’nin enerjisini çatışmaya, kavgaya, gerilime harcamaktansa kalkınma sürecine harcayacağını ifade etti.
Erdoğan, Türkiye’nin huzura, güvenliğe, büyümeye koşacağını dile getirdi.
”Çözüm sürecini hallettik ondan sonrası ne olacak” diye sorulduğunu aktaran Erdoğan, çözüm sürecinden sonra refahın, huzurun olacağını, doğu ve güneydoğudaki anaların ve babaların ”Acaba nerede? Ne olacak” sorusunu sormayacağını kaydetti.
Erdoğan, çözüm sürecinin sonunda anaların gözyaşının dineceğini, babaların ailenin mutluluğunu evlatlarıyla aynı masanın başında paylaşma imkanı bulacağını anlattı.
-”Borsa İstanbul, toplumsal huzuru da büyütecek”-
İMKB’nin de bu süreçte, özellikle sosyal projeleriyle önemli adımlar attığını aktaran Erdoğan, Borsa İstanbul’un da sosyal projelerle kalkınmışlık farklarını azaltmaya yönelik proje ve girişimleriyle isminden sıkça söz ettirmesini temenni ettiklerini belirtti.
Borsa İstanbul, bir yandan ekonomiyi büyütürken, bir yandan da ekonomik kalkınma neticesinde toplumsal huzuru, kardeşliği büyüteceğini ifade eden Erdoğan, ”Bu tarihi ana şahitlik etmenin heyecanı ve memnuniyeti içindeyim. Gerçekten gönül dünyam şu anda çok coşkulu, çünkü böyle bir adımı atıyoruz. Özellikle logosuyla da çok farklı bir Borsa İstanbul var. Bir tarafsa Asya diğer tarafta Avrupa kıtası. Her ikisini de görüyoruz. Ortada boğazın engin sularını izliyoruz. Borsa İstanbul’u sadece logosuyla yaşamayacağız, içindeki hareketliliğiyle de yaşamaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Borsa İstanbul’a ve çalışanlarına yeni döneminde başarılar dileyen Erdoğan, bölge için hayırlı olması temennisinde bulundu.
Başbakan Erdoğan’a konuşmasının ardından Borsa İstanbul AŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Turhan plaket takdim etti.
Erdoğan ve beraberindekiler daha sonra borsanın seans salonuna geçerek, borsa çalışanlarıyla sohbet etti.
Kaynak: Enerji Enstitüsü