Kategori : ELECTRICITY ENERGY NEWS, ENERGY AGENDA NEWS, ENERGY EFFICIENCY NEWS - Tarih : 23 June 2020
COVID-19 krizi ve yayılmasını yavaşlatmak için alınan tedbirler, enerji talebi üzerinde 70 yıldır görülmemiş derin bir etki yarattı. Mevcut salgının tam etkisi, izolasyon ve içe kapanma önlemlerinin süresi ve dünya çapında kat edilen iyileşme ile beraber öngörülebilir olacaktır. Bu benzeri görülmemiş durum ve hükümetlerin uygulamaya koyduğu teşvik paketleri önümüzdeki yıllarda enerji sektörünü ciddi manada şekillendirecek, büyük ölçüde enerji endüstrisi, enerji güvenliği ve temiz enerji geçişleri için önemli sonuçlar doğuracaktır.
Enerji sektöründeki küresel daralmadan dolayı çoğu enerji şirketi ciddi gelir kaybına uğramış durumda. Gerçekte, ilk önce petrol, gaz, kömür ve elektrik dahil olmak üzere ürünlerine olan düşük talepten ve yine bu ürünler için daha düşük fiyatlardan dolayı sektör iki yönlü bir kayıp içerisindedir. Ortalama petrol fiyatları keskin bir şekilde düştü, West Texas Intermediate tarihte ilk kez negatif fiyatları vurdu. Avrupa ve Asya pazarlarında LNG fiyatları tüm zamanların en düşük seviyelerine geriledi. Doğal gaz fiyatları, depolama alanının dolu olduğu Amerika Birleşik Devletleri’nde negatife düştü. Kömür, tedarik zinciri lojistik kısıtlamalardan petrol ve doğalgaza göre daha az etkilendiği için daha az bir sarsılma yaşadı. Ucuz gaz ve zayıflayan talebin bir araya gelmesi, toptan satış pazarlarında enerji fiyatlarının üçte bir oranında azalmasına neden oldu. Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, İsveç ve İsviçre de dahil olmak üzere Avrupa’daki bazı ülkelerde elektrik piyasa fiyatları sıfırın altına düştü.
COVID-19 krizinden çıkan enerji sektörü, öncekinden önemli ölçüde farklı bir yönelime kayabilir. Tüm alt sektörlerdeki düşük fiyatlar ve düşük talep, finans kurumlarını zayıf ve dar bilançolara mecbur edecektir. Yenilenebilir elektrik projelerine sahip olanlar da dahil olmak üzere piyasa sinyallerinden bir dereceye kadar yalıtılmış iş kolları en iyi finansal konumda ortaya çıkacaktır. Piyasa fiyatlarına en fazla maruz kalan özel firmalar en ciddi finansal etkileri yaşayacaktır. Pazar yoğunlaşması ve konsolidasyonlar muhtemeldir.
Enerji sektöründe, COVID-19 krizinin yatırım üzerinde önemli bir etkisi olacaktır. Bu, enerji güvenliği ile ilgili endişeleri artırabilir, çünkü küresel enerji talebinin kriz öncesi yörüngeye dönmesi uzun zaman alacaktır. Küresel enerji yatırımının önemli bir kısmı sadece mevcut enerji arzı seviyelerini sürdürmeye odaklanmış durumdadır: petrol ve gaz üretiminin mevcut seviyelerde tutulması, yaşlanan elektrik üretim kapasitelerine ve şebekelerine yatırım yapılması. Bu faaliyetlere yapılan yatırımlar, durgun bir toparlanma sürecinde dahi güçlü kalmalıdır.
Enerji güvenliği, petrol ve gaz piyasaları da dahil olmak üzere COVID-19 süreci ile ciddi test edilmiştir. Eşzamanlı arz ve talep şokları petrol piyasalarını kargaşaya sürükledi. Petrol, hem uluslararası ticaretin önemli bir unsuru hem de birçok üretici ülke için kritik bir gelir kaynağı olarak küresel makro finansmanda merkezi bir rol oynamaktadır. Sınırların kapanması, taşımacılığın büyük ölçüde durması ve sosyal önlemlerin hızı ve büyüklüğü normal piyasa esnekliğini büyük ölçüde aşan benzeri görülmemiş talep düşüşlerine neden olmuştur. Sonuç olarak, bazı yerlerde düzensiz üretimin durdurulması muhtemeldir. Bunun sonucunda ortaya çıkan makroekonomik ve finansal kesintiler, endüstrinin dünya ekonomisi ve petrol talebi düzeldikçe üretimi artırma yeteneğini zayıflatıp başka bir krizi doğurabilir.
Doğal gaz arzı, sanayi, konut, hizmet sektörü ve elektrik tedariki dahil tüm sektörlerdeki operasyonlar için kritik öneme sahiptir. Son yıllarda yapılan büyük yatırımlar ve Covid-19 nedeniyle talepte yaşanan düşüş nedeniyle küresel gaz piyasaları yüksek oranda arz fazlası ile karşı karşıyadır ve depolama seviyeleri çok yüksektir. Aynı zamanda, kritik altyapı tesislerine sahip olan ve işleten şirketler de dahil olmak üzere, yoğun mali baskı sektöre zarar vermektedir. Politika yapıcılar, işletme, bakım ve güvenlik harcamalarının önceliklendirilmesini ve uygun şekilde sürdürülmesini sağlamalıdır. ABD LNG piyasalarının birçok bölgede enerji güvenliğini ve piyasa verimliliğini artırmada önemli bir rol oynamıştır, ancak devam eden zorlu piyasa koşulları nedeniyle ABD LNG tesislerinin önemli ölçüde kapatılması riskiyle karşı karşıyadır.
Elektrik arz güvenliğinin modern ekonomilerdeki merkezi önemi COVID-19 ile birlikte bir kez daha teyid edildi. Sağlam, kesintisiz bir elektrik arzı, hem sağlık sisteminin işleyişinin hem de sosyal refahın ve ekonomik faaliyetlerin sürdürülmesinin temel on koşuludur. Ancak hala dünyanın bazı bölgelerinde güvenilir bir elektrik tedariği sağlanamıyor. Afrika’da birkaç bin hastane ve sağlık tesisinin elektriğe erişimi hala yoktur. Hem Afrika hem de Güney Asya’da elektrik güvenilirliği sorunları sosyal mesafeyi sınırlandırmaktadır.
COVID-19 krizi sürecinde elektrik arzı ve güvenliği dünyanın birçok bölgesinde kesintisiz bir şekilde devam etti fakat kriz aynı zamanda yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırdı. Yenilenebilir kaynakların payı pandemi öncesinde beklentilerin birkaç yıl ötesine geçti. Bununla birlikte, yenilenebilir enerji kaynaklarının yükselişi elektrik güvenliği için bazı sorunlar doğurmuştur. Gelişmiş ülkelerde elektrik kesintilerinin ana nedeni, sistemin güç akışlarındaki ani değişiklikleri ve çeşitli ağ sorunlarını yönetememesidir. Rüzgar ve güneş PV’nin sürekli büyümesi ile eşleştirilen düşük elektrik talebi, yenilenebilir enerjilerin payını artırdı. Aynı zamanda, talep yanıtı sağlayan endüstriyel tesislerin kapatılması, elektrik fiyatlarının düşük olması ve enerji santrallerinin boş olması nedeniyle sektörde esneklik sınırlı kalmaktadır. Bugüne kadar, büyük ekonomilerdeki elektrik sistemleri sağlam bir güvenilirlik sağlamıştır, ancak pandemi krizi ile beraber sistem operatörlerinin, tedarikçilerin ve hükümetlerin çok daha dikkatli olması gerekecektir.
COVID-19 krizi temiz enerjiye geçişin geleceğini derinden etkileyecek. Küresel CO2 emisyonları rekor düzeyde bir düşüşle karşı karşıya ancak sürdürülebilir bir enerji stratejisi büyük bir çaba ve kararlılık gerektirmektedir. 2020 yılında emisyonlarda gerçekleşecek görülmemiş bir düşüş yapısal değişiklikler olmaksızın geçici olabilir. Geçmiş krizlerden sonra gelen iyileşmeler, 2010 yılında kaydedilen en yüksek yıllık artış da dahil olmak üzere, CO2 emisyonlarında ani toparlanmalara neden olmuştur.
Hükümetler, enerji sektörünün COVID-19 krizinden toparlanmasının şekillenmesinde, tıpkı enerji yatırımlarının yönlendirilmesinde olduğu gibi, büyük bir rol oynayacaktır. Özellikle, ekonomik teşvik paketlerinin tasarımı, hükümetlerin ekonomik toparlanma çabalarını temiz enerji geçişleriyle ilişkilendirmeleri ve enerji sistemini daha sürdürülebilir bir yola yönlendirmeleri için büyük bir fırsat sunmaktadır. Temiz enerji geçişleri ve teşvik tartışmaları ivme kazanırken, fırsatlarını toplamak ve herkes için daha modern, daha temiz ve daha dayanıklı bir enerji sektörüne yol açmak için eşgüdümlü bir politika çabası gerekecektir.