Kategori : ELECTRICITY ENERGY NEWS, ENERGY AGENDA NEWS, ENERGY EFFICIENCY NEWS, SOLAR ENERGY NEWS - Tarih : 22 August 2019

Sorry, this entry is only available in Turkish. For the sake of viewer convenience, the content is shown below in the alternative language. You may click the link to switch the active language.

Yenilenebilir enerji kaynaklarına öncülük eden ve fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltmanın önemli bir yolu olan güneş enerjisi, iklim krizi ile birlikte daha az verimli hale dönüşebilir. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT), küresel ısınma nedeniyle fotovoltaik hücrelerin bazı bölgelerde üretebileceği güç miktarının önemli ölçüde azalacağına ve bunun gelecekteki enerji planlamalarında mutlaka göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekiyor.

Fotovoltaik hücrelerin verimliliği ısınma yaşadıkça düşürken dünyanın ısınmasıyla birlikte bunun nasıl sonuçlanacağı henüz bir netlik kazanmış değil. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) uzmanları Ian Peters ve Tonio Buonassisi tarafından yapılan yeni bir araştırma, başka bir faktörün daha dikkate alınması gerektiğini gözler önüne sermektedir bu faktör ise “SICAKLIK”tır.

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC)’nin öngördüğü sıcaklık değişimi verilerini kullanan uzmanlar sera gazı emisyonlarının gelecek öngörülerini de göz önüne alarak çeşitli hesaplamalar yapmaktadır. 2040 yılında emisyonların zirve yaptığı ve 2100’de ortalama küresel sıcaklığın 1.8 derece Kelvin arttığı 4.5 senaryosu göz önüne alınırken bundan en çok etkilenecek bölgeler arasında ise Güney Amerika, Güney Afrika ve Orta Asya olarak ön plana çıkmaktadır.

“Her Bir Derece Yaşanan Artış PV’lerin Verimini %0.45 Oranında Düşürüyor”

Uzmanlar sıcaklık artışıyla yaşanan bu değişime yönelik bölgesel etkileri gösteren küresel bir harita çıkarmaya çalışmalarını da yürütüyor. Diğer faktörlerin de fotovoltaik hücrelerden gelen güç çıkışını etkilemeyi sürdüreceğinin ise altı çiziliyor. Özellikle, gelen güneş ışığının miktarı bulut örtüsüne ve atmosferik su içeriğine yani neme bağlı olarak değişim göstermeyi sürdürecektir.

Uzmanların yaptığı açıklamaya göre, gelecekte malzeme bilimindeki atılımlar bu kayıpların önüne önemli ölçüde geçebilecektir. Örnek vermek gerekirse; kadmiyum tellürid gibi ince film solar panel teknolojileri daha yüksek bir bant boşluğuna sahip malzemelerin verimde önemli ölçüde daha az düşüş meydana getireceği de öngörülmektedir…

Kaynak: MIT Technology Review

Hazırlayan: Esen ERKAN / Günder – Solar.Ist