Kategori : NATURAL GAS ENERGY NEWS, ELECTRICITY ENERGY NEWS, ENERGY AGENDA NEWS, COAL NEWS, OIL & FUEL SECTOR NEWS, GREEN TECHNOLOGY AND INFORMATION NEWS - Tarih : 03 February 2019
1. Küresel kömür talebi sabit kalacak.
Dünya kömür tüketimi hiçbir zaman 2013-14 yıllarında olduğundan daha yüksek olmamıştı. Ancak, bu seviyenin zirveden çok, bir durağanlığı gösterdiği görülüyor. 2014-16 yıllarındaki düşüşünden sonra, küresel kömür talebi 2017’de artmaya başladı ve geçen yıl yeniden yükseldi. Uluslararası Enerji Ajansı, günümüzden en az 2023 yılına kadar, her yıl sadece hafifçe yükselecek veya düşecek olan talebin, yaklaşık olarak sabit kalacağını tahmin ediyor.
2. ABD, gelecek için hem teslimatlar hem de sözleşmeler açısından dünyada giderek daha önemli bir gaz tedarikçisi haline gelecek.
2019, ABD LNG ihracat projelerinin ilk dalgası için büyük bir yıl olacak. İki büyük yeni tesisin (Louisiana’daki Cameron LNG ve Teksas’taki Freeport LNG) ve Gürcistan’daki Elba Adası’nda daha küçük bir fabrikanın hizmete girmesi planlanıyor. Yıl sonunda, ABD LNG ihracat kapasitesinin iki katından fazla artması bekleniyor. Ülke, Katar ve Avustralya’dan sonra, dünyadaki gaz tüketicileriyle ve Rusya dahil diğer büyük üreticilerle olan ilişkilerinin de etkileriyle, dünyanın üçüncü büyük LNG ihracatçısı olacak.
3.Yenilenebilir elektrik ve enerji depolama maliyetleri düşmeye devam edecek.
Yenilenebilir kaynaklardan elde edilen elektrik maliyetlerindeki düşüş her zaman kolay olmamıştır. Örneğin, IRENA veri tabanı, onshore rüzgârdan elde edilen ortalama küresel enerji maliyetinin 2014-16’da düştüğünü göstermektedir. Fakat, uzun süreler boyunca devam eden, ölçek ekonomileri ve teknolojideki artan gelişmeler tarafından kaynaklanan düşüşler acımasız oldu. Yenilenebilir enerji kaynaklarının düşen maliyeti, enerji üretimindeki küresel yatırım üzerinde çok büyük bir etki yarattı. Aynı zamanda, enerji depolama maliyetlerinin de düşmesi bekleniyor. Bloomberg New Energy Finance’e göre, lityum iyon pillerin fiyatı 2010-17 yıllarında %80 düşerek yeni bir olası kullanım aralığı yarattı. Bu düşüş oranlarında bile, lityum iyon piller, uygulanabilir bir çözüm olmaktan, rüzgar ve güneş enerjisinin değişkenliğinin yarattığı sorunlara kadar önemli bir gelişme kaydetti.
4. Elektrikli otomobil satışları, piyasaya sürülen yeni modellerin bir dalgası olarak yükselmeye devam edecek.
Elektrikli otomobil satışları 2018 yılında artmaya devam etti ve beklentileri aştı. Otomobiller, sportif arazi araçlar (SUV) ve daha küçük kamyon ve kamyonetler dahil olmak üzere toplam hafif elektrikli araç satışlarının 2018’de %64’e, yaklaşık 2,1 milyona, ulaşması bekleniyor. Bu da yollardaki toplam şarj edilebilir araç sayısını yaklaşık 5,4 milyona çıkarıyor. Porsche, Mercedes, Audi, Renault, Hyundai ve Kia gibi üreticilerin bir dizi yeni modelinin ve Tesla’nın yeni Model 3’ünün Avrupa ve Çin’de piyasaya çıkmasıyla satışların bu yıl tekrar artması bekleniyor. Dünyanın en büyük otomobil pazarı olan ve dünya çapında satılan tüm elektrikli araçların yaklaşık yarısını oluşturan Çin’de, “yeni enerji taşıtları” üretimi için yeni talimatlar bu yıl yürürlüğe girecek.
5. Ancak, dünya ekonomisinin sağlığı bu yıl petrol talebinde daha büyük bir etkiye sahip olacak.
Elektrikli araç satışları hızla artmaya devam ederse, küresel petrol talebi üzerinde hissedilir bir etki yaratmaya başlaması çok uzun sürmeyecek. UEA, binek otomobiller için yağ bazlı yakıt tüketiminin 2020’lerin ikinci yarısında en üst seviyeye çıkabileceğini öngördü. Ancak, bu genel olarak petrole olan yüksek talebin tahmin edilmesinden çok farklı bir durum. Çünkü otomobiller için benzin ve dizel, küresel petrol tüketiminin yalnızca beşte birini oluşturuyor. UEA’nın “Yeni Politikalar Senaryosu’nda”, toplam petrol talebinin, son 25 yıldakinden daha yavaş olsa da, 2040’a kadar yükselmeye devam edeceği öngörülüyor. Yakın vadede, küresel petrol talebi için çok daha önemli bir faktör, dünya ekonomisinin sağlığı olacak. En son dünya petrol tüketimi düşüşü 2008-09’da gerçekleşti. Dünya ekonomisi 2009’da %2,1 oranında küçüldü ve bu durum “Büyük Buhran”dan bu yana en kötü düşüşe yol açtı ve petrol tüketimi %1,7 oranında azaldı. Bu çöküşün tekrarı pek mümkün görünmüyor, ancak ekim ayında UEA ve OPEC, daha yüksek fiyatların etkisi ve kötüleşen bir ekonomik görünüm ile ilgili endişeler nedeniyle, 2019’da petrol talebinin artması konusundaki tahminlerini düşürdüler. O zamandan bu yana, tüketimin desteklenmesine yardımcı olacak fiyatlar düştü, ancak dünya ekonomisine yönelik beklentiler daha karamsar bir hale geldi.
Kaynak: ” The Week in Energy: A Look Ahead to 2019 “, Financial Times