Kategori : NATURAL GAS ENERGY NEWS, ENERGY AGENDA NEWS - Tarih : 09 October 2013
FT enerji yazarı Nick Butler, Osmanlı’dan bu yana Türkiye’nin önündeki en büyük tarihi fırsatın enerjide olduğunu belirterek, “Türkiye’den geçen enerji hacmi, yakında Hürmüz Boğazı’nı aşabilir” dedi. Uzmanlar, Türkiye’nin doğru hamleler yapması durumunda ‘Pipelineistan’ yani bir boru hattı diyarı olacağı konusunda hemfikir.
Konumu itibariyle dünya enerji ticaretindeki potansiyeli sık sık gündeme gelen Türkiye için Financial Times (FT) enerji yazarı Nick Butler, iddialı bir makale kaleme aldı. Türkiye’nin yüzyılı aşkın süredir ilk defa dünya ekonomisinde kritik role sahip olabileceğini, bunun da farklı bölgelerden yapılan petrol ve gaz ticaretinde kilit transit yolu oluşturmasından geçtiğini yazan Butler, “Osmanlı’nın liderleri yapamadı ve tarihte kaldı. Şimdi coğrafya, Türkiye’ye yeni bir fırsat sunuyor. Buradaki soru, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ülkenin çıkarlarının nerde yattığını görebilecek mi?” diye sordu.
Yeni transit güzergâhlarının İstanbul’u enerji piyasasının kalbine yerleştirebileceğini söyleyen Butler, İstanbul’un rahatlıkla anlaşmaların yapıldığı ve fiyatların belirlendiği büyük bir ticari HUB (merkez) haline gelebileceğini kaydetti. Enerji uzmanlarına mikrofon tuttuğumuzda, 2020’ye kadar Türkiye üzerinden Avrupa’ya 85 ila 100 milyar metreküp gaz taşınabileceği kaydedilirken, yakın zamanda Azerbaycan, Kuzey Irak ile Doğu Akdeniz’den gelebilecek enerji potansiyeline vurgu yapıldı. Türkiye’nin önündeki tarihi fırsata yönelik enerji analistlerinin görüşleri şöyle:
Bu yüzyılı yakalıyalım
TAP Türkiye Temsilcisi Cenk Pala: “Türkiye’nin bir boru hattı diyarı olmasını istiyorum ama bunu sağlayacak enerji diplomasisi lazım. Herşey enerji diplomasisine bağlı. Bölgede jeopolitik artık politika kadar önemli: Suriye’de ne olacak, Amerika-İran yakınlaşmasının sonuçları ne olacak, Rusya’nın İran üzerindeki etkisi devam edecek mi? 2020’ler sonrasında Türkiye üzerinden 85-100 milyar metreküp (bcm) gaz Avrupa’ya taşınabilir. Potansiyele bakacak olursak: 25 milyar metreküp Azeri gazı var, bu 35 bcm’e çıkabilir. Irak’tan çok yakında 10 bcm gaz gelebilir, daha ileri tarihlerde bu miktar 40-50 bcm’e çıkabilir. İsrail, 8-10 bcm gazı Türkiye’ye hızla getirebileceğini söylüyor.
Burada siyasi konuların aşılması lazım. İsrail LNG opsiyonuna da bakıyor ama sadece 450 kilometrelik boru ile Mersin’e çıkarak, 50 bcm’lik pazarı gelmiş oluyor. Herkes bunun ekonomik olduğunu biliyor ama dış politika gerçekleri gereği çok dile getirilemiyor. Son üç-beş yılımız. İyi düşünmek, iyi karar vermek lazım. Oyunu yönetmek için stratejiyi en başından çizmek lazım. 20’nci yüzyılı petrol yüzyılıydı, orada treni kaçırdık. Bu yüzyıl, doğalgaz yüzyılı, hem üretim, hem sahipliğinde, hem satış, hem ticaretinde pay almalıyız.”
Kilit Güney Koridoru
HAZAR Strateji Enstitüsü Enerji Araştırmaları Merkezi Uzmanı Emin Akhundzada ise “Türkiye, dünyanın ispatlanmış petrol ve doğal gaz rezervlerinin yüzde 70’inden fazlasının yer aldığı Ortadoğu ve Hazar bölgesine yakın bulunuyor. Bu bölgeler zengin enerji kaynaklarına sahip olsalar da, kendi kaynaklarını doğrudan batı piyasalarına çıkarma konumuna sahip değil. Bu noktada Türkiye, üretici ile tüketiciyi buluşturma noktasında bir köprü rolü oynuyor ve özellikle Avrupa enerji güvenliğinin sağlanması noktasında önemli rol üstleniyor.
Keza Azerbaycan ile beraber gerçekleştirdikleri Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum doğal gaz boru hattı projeleri bu noktada çok önemli. Ayrıca Güney Gaz Koridoru vasıtası ile Hazar gazının yanısıra, Irak ve İsrail gazı da Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılabilir. Proje gerçekleştiği takdirde, Türkiye hem enerjiye olan bağımlılığını önemli oranda azaltmış olacak, hem Avrupa enerji arz güvenliği noktasında çok kilit bir rol üstlenmiş olacak” yorumunu yaptı.
EPİAŞ işi çözmüyor
ENERJİ uzmanı Arif Aktürk, gazın değerinin pazar değeri ile anlaşılacağını belirterek, “Türkiye’nin doğusunda çok ciddi gaz kaynakları var. Azerbaycan, Doğu Akdeniz, Kuzey Irak, İran… Yeni projelerin fizibilitesini çalıştırmak için güvenilir bir referans fiyat oluşması lazım. Sadece EPİAŞ’ın kurulması işi çözmüyor. Pazar dinamiklerinin fiyatlara yansıyabildiği bir mekanizmanın tesis edilmesi gerekiyor. Avrupa ciddi HUB’lar oluşturdu. Doğu Akdeniz’de bir gaz keşfi yapıldı. Gazın başındakiler, o gazın ekonomik modelini tasarladığında, benim gazım Türkiye’ye şu şekilde ulaşır, şu fiyattan pazarlayabilirim diye düşünebilmeli. Gaz Türkiye’de para ediyorsa Türkiye’de kalır, Avrupa’da para ediyorsa Avrupa’ya geçer” diye konuştu.
İsrail gazı için en uygun rota
PETFORM Başkanı Orhan Duran Türkiye’nin hem petrol, hem gazda bir enerji HUB’ı olması gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Doğu Akdeniz gazı diye bir olay var. İsrail için hem ekonomik, hem güvenlik açısından en uygun rota Türkiye. Türkiye’ye bu gazın getirilmesi gibi bir strateji olabilir. Bir de Kuzey Irak’taki petrol ve gazın Türkiye’ye getirilmesi ve fazlasının Avrupa’ya satılması söz konusu. Kürt petrolü ile ilgili şu anda bir boru hattı K.Irak’ta yapılıyor, yılsonuna kadar işletmeye girecek.”
Kaynak: Enerji Günlüğü