Kategori : ENERGY AGENDA NEWS - Tarih : 11 October 2018
İnsan doğası gereği sürekli enerjiye ihtiyaç duyar. Enerjinin de temeli güneşe dayanır. Dünyaya saniyede 1370w/m² enerji ulaşır. Atmosfer tarafından soğurulan ve yansıyan ışınım enerjisini çıkardığımız zaman normal bir günde ortalama 900w/m² enerji dünyaya ulaşmış olur. Enerjinin asla yok olmadığını sadece tür değiştirdiğini biliyoruz. Güneşten aldığımız bu enerjiyi (Isı, ışık, elektrik, kimyasal vb.) Dünyada dolaylı olarak ya da doğrudan depolarız ve kullanırız. İşte sorun burada başlıyor. Nasıl kullanıyoruz? Kullanırken çevremize, doğaya zararlarına karşı önlemler alıyor muyuz?
Hayatımızın vazgeçilmezi haline gelen plastiğe o kadar bağımlı olmuşuz ki onsuz bir yaşam düşünülemez hale gelmiş. Ne zaman vazgeçmeyi düşünsek yapamıyoruz. Bizleri dört koldan sarmış ve bırakmıyor. Marketten aldığımız ürünlerden telefonumuz, bilgisayarımız, arabamız kısaca her zaman her yerde. 
Enerji olarak tükettiğimiz hayvansal ürünlerde bile plastik mevcut. Günde tonlarca plastiği nehirlere, denizlere bırakıyoruz ki okyanuslarda plastikten oluşan adacıklar var. Sahillerimiz plastik yığınları içinde. Milyonlarca deniz hayvanları, kuşlar bu plastikleri besin olarak tüketiyor ve besin zincirine dahil oluyor. Plastiği sindirilebileceğini düşünüyor musunuz? Doğada bile yüzlerce yılda yok olacağı tahmin ediliyor. Plastiği sindiremeyen hayvanlar karaya vurarak veya sulak yerlerde ölüme terk ediliyor. Bedenleri çürüyünce ortaya dehşet görüntüler ortaya çıkıyor. Ya da vücudunda bir yerlerine takılarak kendi habitatlarında yaşam mücadelesi vermek zorunda kalıyorlar. Ve o muhteşem döngüde aksaklıklar başlıyor bir daha geri dönüşü olmayan.
Plastiğin ham maddesi petrol. Dolayısıyla küresel ısınmaya etkisi çok fazla. Küresel ısınmada önemli bir role sahip olan polietilen. Ortaya çıkardığı metan ve etilen gazları ile tüm canlıların yaşam alanını içten içe yok etmekte ve bu Rakamlar dehşet verici boyutlardadır. Polietilen en yaygın olarak alışveriş torbası üretiminde kullanılıyor. Daha sonrasında kullan at olan bu ürünler doğada bir yerlere bırakılıyor. Sıcak bir günde güneş ışınlarına maruz kalmış bir plastiğin hiç kokusunu hissettiniz mi? Umarım böyle bir deneyim yaşamazsınız. O kokusunu hissettiğiniz metan gazı. Ve bir kez daha doğada normal koşullarda olmayan sıcaklığı arttırmaya devam ediyor. Günümüzde sıcaklık ortalaması hızlı bir şekilde artıyor. Ekolojik felaketler hayatımızın bir parçası haline geliyor. Kutuplardan devasa büyüklüklerde buzul parçaları okyanuslarda yüzen adacıklar halini alıyor. Şiddetli yağmurlara, fırtınalara alışır hale geliyoruz.
Kötü bir gelecek bizleri bekliyor olabilir ama hale bir umut var. İklimsel sorunları engelleyemeyiz, hızlı artan sıcaklığını önüne geçemeyiz ama yavaşlatabiliriz. En başta bilinçli bireyler olarak. Plastiğin gerçeklerini öğrenerek ve öğreterek. Hayatımızın bir yerlerinden plastiği çıkararak başlamak en mantıklı adım olur. Marketlere giderken bez torbalar götürmek, dışarıda bir şeyler içerken plastik kullanmamak için kendi bardağımızı yanımızda bulundurarak, kullan at malzemeleri olabildiğince kullanmamak. (Karton bardaklarda dahil). Evet biraz ütopik olabilir ama imkânsız değil. Değerini anlayabilmek içinde betonlaşan kalplere biraz temiz oksijen gerekli. Yani gerçek evimizi koruyarak daha güzel bir dünya bırakabiliriz. Çözüm bu kadar basit…
Onur ESEN / Enerji Sistemleri Mühendisi – onuressen@yandex.com
